Rahim içi kalınlaşma çeşitlerinden atipili kalınlaşmalar kansere dönüşebiliyor
Her ay menstrüasyon dönemi boyunca kadın vücudunda rahmi de etkileyen pek çok değişim yaşanıyor. Menstrüasyon döneminde vücudun farklı bölgelerinden salgılanan hormonlar, rahmin iç kısmının bir miktar kalınlaşmasına ve incelmesine yol açıyor. Fakat rahim duvarı kalınlaşması, kanser riski sebebiyle kontrolü aksatılmaması gereken durumların başında geliyor.
Tıpta endometrial hiperplazi olarak tanımlanan rahim duvarı kalınlaşması, endometriumun ya da farklı bir deyişle rahim içi duvarının normalden fazla kalınlaşması ile ortaya çıkan bir rahatsızlık olarak biliniyor. Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Elif Seçkin Alaç, rahim içi kalınlaşma çeşitlerinden atipili kalınlaşmaların kansere dönüşme olasılığının yüksek olabildiğini belirterek, "Adet düzensizliğiniz olmasa bile rutin kontrollerinizi aksatmayın" ifadesini kullandı.
Adet kanamalarındaki düzensizliklerle belirti veren rahim içi kalınlaşmasının, obezite, polikistik over sendromu ve diyabet hastalarının yanı sıra menopoz öncesi dönem yaşayan ve tamoksifen kullanan kadınlarda görülebileceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Normalden, yani 7 günden fazla süren ve yoğun olan kanamalar, günde 5 ped üzeri kullanan kadınlar, normalden kısa aralıklarla gerçekleşen 21 günden daha sık süren kanamalar ve lekelenmeler olduğunda özellikle rahim içi kalınlaşması açısından değerlendirilmesi gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından rahim duvarı kalınlaşması atipisiz ve atipili olarak ikiye ayrılıyor. Atipisiz kalınlaşmalarda kansere dönüşme olasılığı oldukça düşük iken, atipili kalınlaşmalarda kansere dönüşme olasılığı yüksek olabiliyor. Adet düzensizliğiniz olmasa bile rutin kontrollerinizi aksatmayın.
Fizyolojik adet döngüsünde her 28 günde bir rahim içi dokusu yenileniyor. İlk 14 gün östrojen hormonunun etkisiyle rahim içi dokusu kalınlaşır ve rahim içini gebeliğe hazırlar. 14'üncü gün meydana gelen yumurtlama sonrası gebelik oluşmadığı takdirde kalınlaşan rahim içi dokusu, progesteron hormonunun etkisi ile incelir ve adet kanaması ile dökülür. Östrojen ve progesteron hormonlarındaki bu hassas dengenin bozulması ile progestreon tarafından karşılanamayan, östrojen ile kalınlaşmış rahim içi dokusu varlığında kalınlaşma meydana gelir."
"ULTRASONOGRAFİ İLE TANI KONULUYOR"
Op. Dr. Elif Seçkin Alaç, ultrasonografi ile rahim içi duvarı kalınlığının ölçülerek tanı konulduğunu, kalınlaşma tipinin belirlenmesi için rahim içi duvarından biyopsi alındığını aktararak, biyopsinin dilatasyon ve küretaj işlemi yapılarak alındığını bildirdi.
Alaç, "Histeroskopi ile de kamera ile rahim içi duvarı görüntülenerek şüpheli alanlardan biyopsi alınabilir. Biyopsi ile alınan doku incelenerek patolojik tanısı konulur" ifadelerini kullandı.
Rahim içi duvarının kalınlaşmasının tedavisi hakkında da bilgi veren Alaç, tedavi dozunun, şeklinin ve uzunluğunun hastanın yaşına, gebelik isteği olup olmamasına ve kalınlaşmanın tipine göre belirlendiğinin kaydetti.
Alaç, "Tedavi sonunda tekrar biyopsi alınarak kontrol edilmesi gerekebilir. Ana tedavi progesteron hormonu takviyesidir. Veriliş şekli doktorunuz tarafından belirlenir. Atipili olgularda ise rahim duvarı kanseri (endometrium kanseri) riski nedeniyle rahimin alınması gerekebilir" ifadelerini kullandı.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'