‘Samuray ruhunu kaybettik’
Japon matematik profesörü Masahiko Fujiwara: ‘Samuray ruhunu kaybettik’
Japon matematik profesörü Masahiko Fujiwara, aynı zamanda 3 milyon satış rakamı ile rekora imza atan “Dignity Of The Nation” kitabının yazarı. Ülkesinde, en çok satan kitap olma özelliği taşıyan çalışma, Japonya’nın küreselleşme karşısında kaybettiği değerleri gözler önüne seriyor. Biz de, turistik gezi amacıyla İstanbul’a gelen Profesör Fujiwara’yu kaldığı otelin lobisinde yakaladık.
- Türkiye’de çok tanınan bir yazar değilsiniz. Sizi sizden dinleyebilir miyiz?
Hayata şanslı başlamış biri olduğum söylenebilir, annem ve babam Japonya’nın en tanınmış iki yazarı. 1966’da Tokyo Üniversitesi’nden mezun oldum, bir dönem Michington Üniversitesi’nde, ardından da Colarado Üniversitesi’nde ders verdim ve ilk kitabımı da burada yazdım. Ardından, Cambridge Üniversitesi’nde çalışmaya başladım ve burada matematik üzerine popüler bir kitap kaleme aldım.
- Ve son liman, ülkenize geri döndünüz. Bir yandan üniversitede matematik dersi verirken, diğer yandan edebiyat ve felsefe üzerine kitaplar yazamaya devam etmek nasıl bir süreçti?
Aslına bakarsanız zihnimi ikiye böldüm. Hiç kolay değildi. Matematik ve edebiyat birbirinden çok farklı alanlar. Ama elbette ortak oldukları noktalar var: “Güzele duyarlılık” ve “Sonsuzluk arayışı”. Matematikte sonsuzluk teorilerde, edebiyatta sonsuzluk ise insanın içindeki aşk, ölüm, melankoli duygularında mevcuttur. Bunlar, her iki alanda da başarılı olmak için anahtar kavramlar bence.
- Size dünya çapında başarıyı getiren “Dignity Of The Nation” adlı kitabınızı söz etmek isterim. Sizi bu kitabı kaleme almaya iten motivasyon neydi?
Bu çalışma siyaset üzerine eleştirel makalelerden meydana geliyor. 2. Dünya Savaşından sonra çok fazla Amerikanlaştık. Japon gelenekleri yok oldu. Örneğin geçmişte para biriktirmek değil erdem biriktirmek önemliydi; ya da kendi haklılığında ısrar etmek yerine başkalarının da yararını gözetmek fikri uygulanırdı, şimdi bunların tam tersi oldu. Aslında tüm bunlar Samuray ruhuydu ve Japonlar Samuray ruhunu kaybetti. Bugün ülkemizde paraya odaklı yaşam biçimi geçerli.
- Samuray ruhu nedir tam olarak?
Tutku, dayanıklılık, düzen ve cesarettir. Ve elbette zayıf olana dökülen gözyaşı... Bakın, her ülkede insanlar zengin ve fakir olmak üzere ikiye ayrılmıştır aslında.Günümüzde fakir insanlar, aptal, beceriksiz ve tembel olarak değerlendiriliyor. Ve fakirlere olan şefkat, her geçen gün daha fazla kaybediliyor. Oysa Japonlar 2. Dünya Savaşı’ndan önce böyle değildi, milyoner bir işadamı, çevresinde fakirler varsa mutlu olamazdı.
- Ama bundan 3 yıl önce Japonya’da Fukuşima felaketi yaşandığında tün dünya sizi televizyonlardan saygı duyarak izledi. Felaketten kaçarken dahi sıraya giriyordu Japon halkı.
Evet, Fukuşima olayı yaşandığında Samuray ruhunun tam olarak kaybolmadığını görmek sevindiriciydi, dediğiniz gibi insanlar büyük bir felaketten kaçarken dahi sıraya girmişlerdi. Ama bugün olsa aynı şey yaşanır mı, bilmiyorum ve sanmıyorum.
- Küreselleşme karşıtı duruşunuzun temelinde geleneklerinizi kaybetme korkusu var anladığım kadarıyla. Peki, küreselleşmenin bir parçası olmadan, dünyayı yakalamanın yolu nedir size göre?
Küreselleşme dediğiniz Anglo- Saksonizm’dir. Bu, Amerikalılar ve İngilizler için elbette önemlidir, ama bizim için neden olsun ki? Bir bahçede yalnızca tek bir tür çiçek mi olmalı, hayır, farklı türler yaşamalı, yaşamaya devam etmeli. Çünkü bir kominitenin, milletin ya da ırkın karakteristiği, her birimizin yaşamı için tahmin edemeyeceğiniz ölçüde önemlidir. Örneğin Türkiye’de tattığım yerel mutfak, izlediğim göbek dansı gösterileri, dinlediğim yerel müzik ve okuduğum Türk edebiyatı yazarları; bunlar birer nostaljik klişe değil, bu ülkenin gerçeğidir! Bunlar küreselleşmemiş ve Anglo Saksonlaşmamış gerçeklerdir ve bu yüzden değerlidir. Dünyanın geri kalanında hiçbir geçerliliği olmasa dahi, yalnızca var oluşlarıyla kıymetlidir.
- Amerika’nın Japonya üzerinde, 2. Dünya Savaşı sonrası başlayan istilası, günümüze kadar hangi araçlarla devam etti?
Amerika’nın Japonya’yı istilası savaştan hemen sonra, ilk olarak eğitim alanında başladı. Amerikalılar okul kitaplarımızı kendileri oluşturdu, tarihimizi kendilerine göre yazdılar böylece. Sonra adım adım ekonomik yaşama, günlük yaşama girdi her şey, biraz baskıyla biraz küreselleşme yoluyla... Bugün bile, bir üniversitede Amerikan karşıtı bir makale kaleme aldığınızda işten atılma riskiniz var, gerisini siz düşünün! Kaybettiğimiz savaşın bedelini ödemeye devam ediyoruz. Politikacılarımız da, Başbakanımız bile, kritik bir adım atacağı zaman Amerika’dan çekiniyor, söylemlerini buna göre oluşturuyor. Bu nedenle Japonlar’ın Japonya’ya güveni kalmadı. Bu yüzden Türkiye’ye yalnızca şunu söyleyebilirim: Sizi onursuzlaştıran her kimse, bu içerde de olabilir dışarda da, o düşmanınızdır, bunu iyi bilin.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke