‘Sandığın başında olmazsan fil girer'

İkinci günün ilk paneli ‘’Seçimde Adalet’’ başlığıydı. CHP YSK Temsilcisi Mehmet Hamidi Yakupoğlu’nun yönettiği panelde panelistler şöyle konuştu:

Mehmet Hamdi Yakupoğlu: 16 Nisan referandumuna kadar, bu kadar sorunları kesterilemeyen bir süreci ne yaşadım ne de duydum. Bir daha olmayacağına ilişkin inancımı muhafaza ediyorum. Ne yapılırsa yapılsın sonuç ortada. Bu sandıkların başında durduğumuzda inanın hiçbir şey değişmez. Siz sandığın başında olmazsanız o sandığa kedi değil, fil girer.

‘YSK inancı zedeledi’

Oy ve Ötesi Yönetim Kurulu Üyesi Melek Demir: Taraf tutmadan sandık güvenliği konusunda bizleri bir araya getiren bir seçmen hareketiyiz. Son olarak 16 Nisan’da görev aldık. Seçmenlere oy vermenin önemini anlatan kampanyalar yaptık. Gerek banttan gerek canlı eğitimlerle 100 binden fazla kişiye ulaştık. Mühürsüz pusula ve zarf veya yanlış mühürleme, ‘’tercih’’ yerine ‘’evet’’ yazması, seçmenlerin yanlış sandıkta oy kullanması, OHAL gerekçesiyle sayımın izlenememesi sorunlarıyla karşılaştık. Adil seçim bizim için; devlet olanaklarının parti kaynaklarının ayrımı, toplantı ve ifade özgürlüğünün korunması, seçim kanununun doğru uygulanması, itirazda sağlanan şeffaflıktır. YSK’nin seçim günü aldığı kararla hukuki zeminin kayganlaştığını gözlemledik. Bu işi gönüllü olarak yapıyoruz ama bu karar seçmenin sisteme olan inancını zedelemiş oldu.

‘Basın özgür olursa seçmen özgür olur’

Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu: Seçimde adalet varsa seçim demokratiktir yoksa demokratik değildir. Seçim bir tercih belirtmedir. Her türlü tecih belirtebilirsiniz. Seçimlerin hepsi demokratik değildir. Çok az sayıda ülkede demokratik seçim yapılabilir. Muhalefet güçlü olduğunda iktidar hesap vermeye zorlanır, gelecek seçimi kaybedeceği düşüncesiyle hareket eder. Yerleşik demokrasilerde muhalefet güçlüdür. Özgür olmayan basın ortamında seçimlerin özgürlüğünden söz etmek de zordur. Oyun sayılırken erozyona uğramaması gerekir. Yoksa genel kabul görmez. Hükümetin meşruiyeti sorgulanır.

Prof. Dr. Fethi Açıkel: 16 Nisan çok kritik bir dönüm noktasıydı. Öncülüğünü CHP’nin yaptığı ‘’hayır’’ koalisyonu bu süreçte çok etkili oldu. Güçler ayrılığını, hukuk devletini, insan haklarını savunan büyük bir demokrasi platformu şekillendirdi. Bu koalisyon sağ-sol, Türk-Kürt, kadınerkek ayrımcılığını aşan barışçı, demokratik bir koalisyondu. Maalesef artık yeni bir anayasayla karşı karşıyayız. Bu anayasaya göre siyasal hayatımız şekillenecek. Bu parlamentoyu yeniden daha güçlü diriltmemize mani değil. Çok kolay değil ama imkânsız da değil. Bu kalabalık, itiraz, uzlaşmacı bir inancın belirtisi.