Sansürcü iktidarın 'Küçük' kalemşoru: Türksat neyi bekliyor?
Gazetecileri ölümle tehdit eden, ekrandan ve yazdığı yazılarla her muhalifi hedef gösteren iktidar yazarı Cem Küçük, 7 Kanalın Digitürk tarafından yayın ağından kaldırılmasını kutlayarak sansürün genişlemesini istedi.
Ahmet Hakan'ı canlı yayında tehdit eden ve muhalif görünen bütün gazetecileri sindirmek için hedef gösteren AKP iktidarının propaganda bakanı gibi çalışan Cem Küçük, bu kez de basın özgürlüğüne vurulan darbenin genişlemesini istedi.
Başbakan Davutoğlu'nun "Mahkeme Kararı olmadan böyle bir adım atılamaz" sözlerini de hiçe sayan Cem Küçük, bu kanalların uydudan da kaldırılmasını istedi.
İŞTE İKTİDARIN TEHDİTÇİ KALEMŞORO'NUN YAZISI
Öncelikle Digitürk yönetimini ve genel müdürünü aldığı karardan ötürü kutluyorum. Olması gereken budur. Bu işi medya özgürlüğüne sokmak isteyen çok olacaktır ama nafile. Niye mi? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu yapının adına FETÖ koydu. Son 7 yılda bu ülkede onlarca kurgu dava olduğu konusunda FETÖ’cüler hariç herkes hemfikir. KPSS sınav sorularını çalmaktan tutun da Hrant Dink suikastine kadar birçok davada paralel yapının dahli var. Buna itiraz eden zaten yok. Eğer bu yapı bir terör örgütüyse ve savcılar bunun adını böyle koyduysa yapılması gereken bellidir. Ayrıca Digitürk özel bir teşebbüs. Aldığı karar son derece hukuki.
Daha önce Savcı Serdar Coşkun Türksat’a bir yazı yazarak paralel televizyon kanallarının oradan çıkarılmasını istemişti. Normalde Türksat’ın FETÖ propagandası yapan kanalları uydudan çıkartmalıydı. Umarım Digitürk’ten sonra Türksat da beklemeden gerekeni yapar. Ulaştırma Bakanlığı savcılara kulak vermeli. Devlete ait uydu, terör örgütünün kanallarını çıkarmıyorsa bu çok garip bir durumdur. Her gün bu kanallardan seçilmiş meşru hükümete, cumhurbaşkanına küfürler ediliyor, tehditler yağıyor. Yetmiyor bu mecralardan Fethullahçı Terör Örgütü’nün propagandası yapılıyor.
Unutulmasın ki Batılılar bu gibi durumlara “clear and present danger (açık ve net tehlike)” diyorlar. Her gün bu kanallardan resmen terör propagandası yapılıyor. Terör ve suç örgütlerinin medyası olamaz. Bir dönem Kolombiya’nın bir numaralı suç örgütü lideri Pablo Escobar’dı. Escobar1989’da Forbes dergisine göre dünyanın yedinci büyük zenginiydi. Medellin uyuşturucu kartelini yöneten Escobar’ın en önemli ortağı Panama Devlet Başkanı Manuel Noriega’ydı. Escobar 1993’de girdiği çatışmada öldürüldü. Noriega da daha sonra ABD’de uyuşturucu kaçakçılığından tutuklandı. Escobar gibi bir adamın medyası olabilir mi? Buna izin verilir mi? Nitekim Amerikan devleti Miami’de Escobar’a ait 112 şirkete bir günde el koymuştu.
ABD ya da AB ülkelerinde El-Kaide ya da DAEŞ’in medyası olabilir mi? Bu mümkün mü? Böyle bir şey hayal bile edilemez. El-Kaide’nin yayın organı olan online yayın yapan Inspire’ın nüshalarını yanında taşıyanlar Avustralya ve İngiltere’de ceza aldılar. Bakın sadece nüsha taşıyanlara bile ceza verildi.
Elin oğlu yaparken makbul de Kırmızı Kitaba giren ve milli güvenliği tehdit eden FETÖ’ye gelince mi makbul değil. Güldürmeyin adamı. Paralel çetenin ve onlara angaje olanlar kendi çaplarında kıyamet koparıyorlar ama boşuna. Terörün ekranlardan propagandası mı yapılacak? Türkiye Cumhuriyeti’ne sövülecek, buna seyirci mi kalınacak?
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık