Savcılık 'terör faaliyeti' dedi ama Diyanet'in sitesinde duruyor

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Gülen Cemaati'nin uzun yıllardır yürüttüğü ve Vatikan'ın da desteğinin olduğu iddia edilen 'Dinlerarası Diyalog' projesi 'terör faaliyeti' olarak tanımlandı. Ancak FETÖ çatı iddianamesinde 'terör faaliyeti' olarak tanımlanan proje, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi sitesinde "Dinlerarasındaki diyaloğun, sadece bilim adamları düzeyinde değil, daha geniş tabanlara yayılması konusunda çalışmalar yapılmalıdır." ifadesi yer alırken aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde “Dinlerarası Diyalog Genel Sekreterliği” kurulması tavsiye ediliyor.

Yayınlanma: 07.09.2018 - 14:29
Abone Ol google-news



Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan 2. Din Şurası sonuç bildirisinde yer alan ifadeler dikkat çekiyor. 

<haber-dikey:825241>

2. DİN ŞURASINDA ALINAN KARARLAR RESMİ SİTEDE

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafından 1998'de ikincisi düzenlenen 2. Din Şurası'nda alınan kararlar ve sonuç bildirisi Diyanet'in resmi sitesinde yer alıyor. Şura'da tartışılan konulardan biri ise “Dinlerarası Diyalog" konusuydu.

Yayımlanan sonuç bildirgesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı “Dinlerarası Diyalog Genel Sekreterliği” kurulmsı tavsiye edilirken, Dinlerarası Diyalog projesine övgüler de yer alıyor. Bildiride projeye yönelik yer alan ifadeler şöyle:

- İlahî dinlerdeki tebliğ ve irşad hizmetleri, dinî çoğulculuk ve birarada yaşama anlayışı içinde yeniden gözden geçirilmelidir.

- Dinlerarasındaki diyaloğun, sadece bilim adamları düzeyinde değil, daha geniş tabanlara yayılması konusunda çalışmalar yapılmalıdır.

- Önümüzdeki yıllarda Türkiye’de İbrahimî dinlerin dünü, bugünü ve geleceği ile ilgili bir toplantı düzenlenmelidir. T.C. Turizm Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu “İnanç Turizmi” projesine ilgili dinler hakkında sağlam bilgiler verilmek suretiyle katkıda bulunulmalıdır.

- Dinlerarası diyalog çalışmalarının daha etkin şekilde yürütülebilmesi için T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde “Dinlerarası Diyalog Genel Sekreterliği” kurulmalıdır.

DİYANETİN CUMHURBAŞANLIĞI'NA BAĞLANMASI DA O BİLDİRİDE

Öte yandan, 2. Din Şurası'nda alınan bir diğer tavsiye kararı da Diyanet İşleri Başkanlığının Cumhurbaşkanlığı'na bağlanması. Sonuç bildirgesinde "Dini konularda toplumun aydınlatılması ve dinin farklı yorumlanmasından kaynaklanan problemler ve çözüm yolları" başlığında "Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı makamına bağlı hale getirilmesi, için gerekli hukukî düzenlemeler yapılmalıdır." ifadesi yer alıyor.

Söz konusu talep, 2016 yılında bir önceki Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez tarafından da dile getirilmiş ancak dönemin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözüsü Numan Kurtulmuş teklif için “şık olmaz” demişti.

Ancak Kurtulmuş'un 2016'da 'şık olmaz' dediği teklif 2018'de hayata geçti. 

10 Temmuz 2018'de Resmi Gazete'de yayımlanan 1 No'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı'na bağlandı. 

İDDİANAMEYE GÖRE 'TERÖR FAALİYETİ'

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 1998'deki Din Şurası kararlarında yer alan ve övgülerle bahsedilen 'Dinlerarası Diyalog' projesi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hazırlanan pek çok iddianamede ise 'terör faaliyeti' olarak tanımlandı.

 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'yla ilgili, Fetullah Gülen'in de arasında bulunduğu 73 şüpheli hakkında hazırladığı "çatı iddianame"de Dinlerarası Diyalog faaliyeti 2 ayrı yerde 'terör faaliyeti' olarak tanımlanmış.

İddianamede şu ifadeler geçiyor:

"ABD'ye giden Gülen, Türkiye'deki milliyetçi, devletçi retorik yerine, dinler arası diyalog, vatan kavramı yerine birtakım dini sembollerle ifade edilen seyyar vatan ve insan hakları kavramı etrafında küreselleşme konseptine uygun yeni bir söylem geliştirmiştir. ABD merkezli çeşitli lobiler ve Neoconların hassasiyetini dikkate alan bir İslam arayışına girmiştir."

"Örgüt lideri önceden batıya karşı çıkıp söylem geliştirirken, sonradan bu ifadelerinden çark edip onlara yaranmak, dinde radikal olmadığını, onların istedikleri ölçüde ılımlı olduğunu, dinler arası diyaloğu baş tacı yapacağını gösteren ifadeler kullanmıştır. Küresel sermayenin Türkiye'deki çıkarlarını savunmak için örgütünü kullandırmaya başlamıştır."

Öte yandan ABD'li Rahip Andrew Brunson hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün 'dinlerarası diyalog' altında Hristiyanlığın yayılmasını teşvik ettiği vurgulanıyor.

İddianamede şu değerlendirmeye yer verildi:

"Örgu¨t u¨yelerinin kendi aralarında örgu¨t içerisinde abi ve abla olarak isimlendirilen şahısların gözetmenliğinde göru¨şmeleri ve evlenmeleri, Hristiyan olmaya teşvik edilmeleri, İslam dininden uzaklaştırmayı amaçlayan dinlerarası diyaloğu savunmaları, örgu¨tu¨n amaçlarına ulaşmak için her yolun mubah sayılması gibi benzerlikler FETÖ'nün illegal yapılar ile ortak özellikler taşıdığını göstermektedir. Ülke genelindeki cumhuriyet başsavcılıklarınca yu¨ru¨tu¨len soruşturma dosyalarının bu hususu teyit ettiği göru¨lmektedir. FETÖ/PDY'nin 'dinlerarası diyalog' adı altında, karşılaştığı her tu¨rlu¨ problemi illegal oluşumlar vasıtasıyla, illegal bu oluşumların da Tu¨rkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşamış olduğu problemleri FETÖ/PDY vasıtasıyla çözdu¨kleri, kuruluş, amaç, işleyiş ve hiyerarşik yapılarını aynı gu¨çlere bağlı olarak oluşturdukları ve yu¨ru¨ttu¨kleri göru¨lmektedir." 

DİYANET RAPORUNDA DA 'TERÖR' DİYOR

Ankara ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından terör faaliyeti olarak tanımlanan 'Dinlerarası Diyalog' projesi, resmi sitesinde projeye övgüler düzen Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da 'terör' faaliyeti olarak tanımlanıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Olağanüstü Din Şûrası'nı toplayarak 'FETÖ'yle ilgili bir rapor hazırladı. Raporda, darbe girişiminden suçlanan Fethullah Gülen'in liderliğini yaptığı Gülen cemaatinin 'üst akıl' projesi olduğu ileri sürülerek "II. Vatikan Konsili'nde alınan kararlara dayanan Dinlerarası Diyalog Projesi'yle Gülen, ulusal ve uluslararası birçok etkinlik düzenleyerek, bir taraftan bağlarını Hristiyan kültürüne yaklaştırırken diğer taraftan örgütün Batı dünyası tarafından akredite edilmesini sağlamıştır" ifadesi yer aldı.

KİTAP BASTIRDI

Diyanet'in raporunu yetersiz bulan ve 'geç kalmış bir çalışma' diye eleştriren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu bunun kitaplarındaki dine aykırı unsurları FETÖ'nün Günah Galerisi diye kitaplaştırsın" çağrısında bulunması üzerine Diyanet bu kez de

2018 yılının Nisan ayında “FETÖ: Din istismarının arkasına gizlenen terör örgütü” başlıklı 65 sayfalık kitapta, Gülen cemaati ve FETÖ’nün ortaya çıkışı, işleyişi ve faaliyetleri hakkında bilgilere yer verildi.

O kitapçıkta da yine 'Dinlerarası Diyalog' projesi hakkında şu ifadelere yer verildi:

"Batı kamuoyunun ilgi ve desteğini sağlamak üzere FETÖ tarafından üretilen en şaibeli girişim, “dinlerarası diyalog” ve “ılımlı İslâm” söylemidir. Bu söylem, Müslümanların aleyhine oluşturulan uluslararası karanlık bir projenin parçasıdır. "

ALİ ERBAŞ'IN BAŞKANLIĞA GETİRİLMESİ TARTIŞMA YARATMIŞTI

Mehmet Görmez'in ardından Diyanet İşleri Başkanlığı'na Mehmet Görmez'in getirilmesi tartışma yaratmıştı.

Ali Erbaş, bir dönem Kültürlerarası Diyalog Platformu'nda (KADİP) bir dönem yönetim kurulu üyeliği yapmıştı. Fethullah Gülen cemaati tarafından kurulan KADİP, cemaatin "dinlerarası diyalog" adı altında yürüttüğü faaliyetlerin en önemli araçlarından birisiydi.

Bu süreçte KADİP'in yönetim kurulu başkanlığını ise 1993-1995 yılları arasında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde dekanlık yapan ve adı Adil Öksüz ile anılan Suat Yıldırım yapmıştı.

<haber-yatay:898380,900658,908991,918946>


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler