Taha Toros yaşımını yitirdi

26 Ocak Perşembe günü Etiler’deki evinde hayatını kaybeden tarihçi-yazar Taha Toros vasiyeti doğrultusunda sessizce toprağa verildi.

Yayınlanma: 30.01.2012 - 19:43
Abone Ol google-news

Tarihçi-yazar Taha Toros (102) vasiyeti doğrultusunda sessizce sade bir törenle toprağa verildi. Taha Toros’un oğlu Hilmi Toros, törenin vasiyeti doğrultusunda cenazenin sessiz ve sedasız yapıldığını belirterek, “ Özel, hususi kimse gelmesin, büyük bir tören yapmayın’ demişti. Vasiyeti vardı, hatta ilan bile istemedi. Zincirlikuyu’da 27 Ocak Cuma günü ikindi namazından sonra akşamüstü cenaze namazını kıldık ve oradaki aile kabristanlığında toprağa verdik. Yalnız ailesi ve yakınları, eş dost tarafından defnedildi” dedi.

Taha Toros, 26 Ocak Perşembe günü, Etiler’deki evinde hayatını kaybetti. Toros, bir gün sonra da Zincirlikuyu’da düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa verildi.Toros’un oğlu Hilmi Toros, “Babam Taha bey, 102 yaşında aklı başında olarak Etiler’deki evinde yatağında, son anında ‘ben uyumak istiyorum’ dedikten 10 dakika sonra vefat etti. Yine kitap yazmayı düşünüyordu, ama fazla vakti olmadı. Son zamanlarında daha çok okumaya meraklıydı, her gün ofisine gider okurdu, gündemi takip ederdi, arşivci olduğu için gazetelerden kupürler keserdi” dedi. Taha Toros’un, Atatürk’ü tanımaktan dolayı çok memnun olduğunu anlatan oğlu Hilmi Toros, şöyle devam etti:

Atatürk, 18 Mart 1923’te Tarsus’a gelmiş. Latife Hanım’la beraber. Orada, Atatürk’ü karşılamak için bir çocuk seçmişler, şiir okuması için. İşte o çocuk, Taha bey. Ağlaya ağlaya 4 satırlık bir şiir okumuş, Atatürk’e. ‘Hoş geldin Tarsus’a kahraman Gazi. Yurdumu düşmandan kurtaran Gazi. Bayrak ol, göklerde dalgalan Gazi. Hoş geldin, hoş geldin kahraman Gazi.’ Bir hatırası da Atatürk’le 1930’da. Atatürk, İstanbul Darülfünun’a, Hukuk Fakültesi’ne gelmiş. Kimseye haber vermeden gelmiş ve herkes şaşırmış. Babam Atatürk’e yerini vermiş, ön sırada oturmuş öğrencilerle, yıl 1930. Resimleri de vardır, talebe gibi oturmuş, ne olduğunu anlamışlar. Recep Peker’le gelmiş, yaveri. Babamın yanına son zamanlarda yurt dışından Taha beyin bilgisini almak için profesörler geliyordu. Onun çok büyük arşivi vardı, arşivlerine bakıyorlardı. Çünkü; padişahlar ve Osmanlı tarihi için çok bilgiliydi. Annem Meliha Toros da Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın hakimlerinden, 2003’te vefat etti. 3 çocukları var, 2 erkek bir kız, 4 tane de torunları var.”

Taha Toros kimdir?

Tarihçi-yazar Taha Toros, 1912 yılında Adana’da doğdu. Önceleri müzik ve karikatürle ilgilendi. Adana Lisesi’nde birinci sınıfta okurken, edebiyatla ilgilenmeye başladı. Hayat mecmuasında şiirlerinin yayınlanmasıyla şiire merak sardı. 1930’da Adana Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1933’te mezun oldu ve maliye teşkilatında çalışmaya başladı. 1937’de Adana Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreterliği’ne atandı. 1937 ve 1940 yılları arasında Adana Ticaret ve Sanayi Odası’nda genel sekreter olarak çalıştı. Bu dönemde Çukurova ve Toroslar’da geniş kapsamlı folklor araştırmaları yaptı. 1941’de Ticaret Bakanlığı bünyesinde başmüfettiş olarak çalışmaya başladı. Görevi gereği birkaç kez gönderildiği Paris'te, Türk kültür tarihiyle ilgili araştırmalar yaptı. Vatikan arşivlerinde Osmanlı Devleti ile Papalık arasındaki ilişkileri inceledi. Polonya’da konferanslar verdi.1975 yılında emekli olana kadar Türk kültür tarihiyle ilgili zengin bir arşive sahip oldu.

Eserleri: Toros Demetleri (1929), İki Ses Geliyor (şiirler, 1934), Türk Kadın Şairleri (antoloji, 1934), Seyhan Efsanesi (1935), Toroslar'da Tahtacı Oymakları (1938), Köy İktisadiyatı (1938), Şair Ziya Paşa'nın Adana Valiliği (1940), Dadaloğlu (1940), Türk Hatipleri (1949), Geçmişte Türkiye-Polonya İlişkileri (1983), Fikret Mualla (1986), İlk Kadın Ressamlarımız (1988), Mazi Cenneti-1 (1992), Kahvenin Öyküsü (1998), Türk Edebiyatından Altı Renkli Portre (1998), Nazım Hikmet (2005), Ali Münif Bey'in Hatıraları.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler