Topbaş hakkında suç duyurusu
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve bazı belediye çalışanları hakkında suç duyurusunda bulundu.
Sultanahmet'teki İstanbul Adalet Sarayı'na partililer ve avukatlarıyla gelen CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, 2 ayrı suç duyurusu dilekçesini İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na verdi.
Soysal, adliye çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ''Güneydoğu Anadolu'da askerliğini yaptıktan sonra İstanbul'a gelerek evlenen Yusuf Şenol'un 3 aylık çocuğunu yetim bırakarak, bundan 8 ay önce kendini yakarak öldüğünü" anlattı.
''Şenol'un kendini yakma nedeninin evinin üzerine usulsüz bir şekilde yarım kat çıkması ve Bayrampaşa Belediyesi ekiplerinin de bunu yıkma kararı alması olduğunu'' savunan Soysal, şöyle konuştu:
''Elbette bir usulsüzlük vardır ve belediyenin görevlerini yerine getirmesi gayet doğaldır. Buna itirazım yok. Ancak bu genç, kendisiyle ilgili bir zaman istedi. Dedi ki 'Ben burayı yıkacağım. Ne olur beni karımın ve çocuğumun yanında zor durumda bırakmayın.' Buna hoşgörüyle yaklaşılmadığı için kendisini yakmak zorunda kaldı. Yakarak ve yanarak öldü bu genç. Kadir Topbaş, kendi ailesine dönük, kendisine dönük bir ayrıcalığı yapabiliyor. Boğaziçi imar öngörünüm yasalarla belirtilmiş. Koruma altına alınan bir yerde oralardaki almış olduğu basit onarım ruhsatı, ki o ruhsatı da işe başladıktan bir ay sonra alıyorlar. Aldıkları ruhsat sadece yağlı boya ve badana gibi işleri yapılması için... Ama görüldüğü gibi orada büyüme vardır. Orada koruma yasasını ihlal vardır. Orada ailenin, yani İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın kendi ailesine dönük bir ayrıcalığı vardı. Kendi ailesine reva gördüğünü Bayrampaşalı Yusuf'a reva görmeyeceksin, yanarak ölümüne göz yumacaksın. Onun vekili olarak buradayız''
İkinci suç duyurularının da ''kamu iş denetim yasası hakkında olduğunu, buna göre kamu çalışanlarının başka bir işte çalıştırılamayacağının yasalarda net olarak belirlendiğini'' kaydeden Soysal, ''belediyenin üst düzey yöneticisinin aynı zamanda iş denetçilik yaptığını'' iddia etti.
Cumhuriyet Savcılığına verilen 2 ayrı suç duyurusu dilekçesinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Muavini Mehmet Kahveci ile İmar Müdürü Yakup Demirhan hakkında ''görevi kötüye kullanmak'', İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve bazı belediye çalışanları hakkında da ''görevi kötüye kullanmak'', ''kamu görevini usulsüz olarak üstlenmek'', ''zimmet'' ve ''denetim görevini ihmal'' suçlarından yasal işlem yapılması isteniyor.
Topbaş: Yüzümüzü kızartacak hiçbir şey yapmadık
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ''İstanbul'da yüzümüzü kızartacak hiçbir şey yapmadık ve ailemiz yıllardan beri bu kentte hak etmediğini hiçbir zaman edinmedi. Bununla da gurur duyuyorum'' dedi.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçisi Gong Xiaosheng'in ziyaretinin ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Topbaş, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ın, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na hakkında yaptığı suç duyurusuna ilişkin bir soru üzerine, İstanbul'un, devlet niteliğinde bir şehir olduğunu ve 23 tane belediye şirketi bulunduğunu belirtti.
Suç duyurusunda, Sarıyer'de genişletildiği öne sürülen bina ve belediye şirketlerinde görev yapan kişilerin aynı zamanda belediyede iç denetçi olduğu iddiasının da bulunduğunun anımsatılması üzerine Topbaş, şunları kaydetti:
''Eğer burada bir problem varsa yargı süreci başlar ve gereken yapılır. Sarıyer'deki mülkiyeti ailemize ait olan ve 3'te 2 hissedarı bulunduğumuz yerle ilgili maalesef yanlış fotoğraflar ki orada yıllardan beri yaşayan insanlar, oraya gelip gidenler çok iyi bilirler. Maalesef fotoğraf hilesiyle ve kendilerinin de bunu bizi karalamak adına gündeme getirdiklerini görüyoruz. Kaldı ki İstanbul Belediye Başkanı bu kadar titiz davrandığı, 13 bin civarında yıkım yaptığı, hiç müsamaha etmediği bir tarzı var. Yok 45 metre kare 150 metre kare oldu gibi yanıltıcı, kamuoyunu aldatıcı, bizi adeta halkın gözünden düşürmek adına adımlar atıldığını görmekteyiz. Bunlar üzücü şeyler, güzel şeyler değil. İşin doğrusu neyse insana düşen odur. Onu göstermesi, onu söylemesi gerekir. Ruhsatı gösterilmiş, hiçbir kat ilavesi olmayan ve bizim orada ortağımızın oğlu tarafından başlatılan bir çalışma ve yasal, hiçbir problem olmayacak. Kaldı ki böyle bir problem olacak bir konu olsaydı, biz zaten buna müsaade etmezdik. Ne yakınımız olsun, ne oğlum olsun. Bugüne kadar da hamd olsun İstanbul'da yüzümüzü kızartacak hiçbir şey yapmadık ve ailemiz yıllardan beri bu kentte hak etmediğini hiçbir zaman edinmedi. Bununla da gurur duyuyorum.''
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke