Türk Tabipler Birliği ne yapmadı?

Bildiğiniz gibi, yeni koronavirüs ilk defa 29 Aralık 2019’da, Çin’in Wuhan şehrindeki deniz ürünleri ve canlı hayvan satan bir markette çalışan 4 kişide ve aynı günlerde bu marketi ziyaret eden çok sayıda kişide akciğer infeksiyonu (pnömoni) bulgularının tespit edildiğinin açıklanmasıyla gündeme geldi.

Yayınlanma: 06.04.2020 - 02:00
Türk Tabipler Birliği ne yapmadı?
Abone Ol google-news

Bu bilginin dünyaya açıklanmasının ardından Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak öncelikle Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) ile koordineli bir biçimde süreci hızla izlemeye aldık ve hastalığa ilişkin o ana kadar elde olan verilerle el temizliği, hijyen ve hasta kişilerle temasın kesilmesini içeren ilk bilgi notumuzu aslında Türkiye’de pek çok kesimin sürecin henüz farkına bile varmadığı bir tarihte, 24 Ocak 2020’de yayımladık. 

Daha sonra Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) İran’da koronavirüse bağlı 2 ölüm vakası olduğunu duyurdu. Coğrafi komşumuz olan bir ülkede bu vakaların ortaya çıkması bir takım ciddi önlemlerin alınmasını gerektiriyordu ve bu kapsamda Sağlık Bakanlığı’na 21 Şubat 2020 tarihinde acil çağrıda bulunduk. 

Daha o zaman İran’a geçişlerin kontrollü yapılması, ateş ve hastalık belirtileri olan kişilerin izolasyonu konusunda uyarılarda bulunduk. Bakanlığın sağlık çalışanlarına yönelik koruma önlemlerine öncelik ve ağırlık vermesi, bu çalışmaların da bakanlık eliyle yürütülmesi çağrısında bulunduk. Hatta malzeme sıkıntısı yaşanabileceğini öngördük ve şunu söyledik: 

“Hasta kişilerin bakımı sırasında özellikli işlemler yapılacağı zaman kullanılması şart olan N95 maskelerinin ve rutin sağlık bakımında kullanılması önerilen tıbbi maskelerin piyasada tükenmesi, maskeleri kullanması gereken riskli grupların ve özellikle sağlık çalışanlarının maskeye ulaşamaması ile sonuçlanabilir. Bu durumu önlemek için Sağlık Bakanlığı eliyle sağlık çalışanlarına maske temin edilmelidir.”

TTB HEYET OLUŞTURDU

23 Şubat 2020’de TTB bünyesinde sürecin izlenmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla konunun uzmanlarından 7 kişilik bir heyet oluşturduk ve başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere yetkili kurumların halkı hızlı, doğru ve tam olarak bilgilendirmesinin paniğe neden olabilecek spekülatif haberlerin ve yanlış bilgilerin yayılmasının önüne geçmek açısından kritik önemde olduğunu bir kez daha hatırlattık. Sağlık çalışanlarının korunmasının salgınla mücadelede kritik önem taşıdığına bir kez daha dikkat çektik sağlık kuruluşlarında koruyucu tıbbi malzeme ve ekipmanların stokları bir an önce yeterli hale getirilmesini istedik. Biliyorsunuz Türkiye’de COVID-19 pandemisine ilişkin önemli sorunlardan biri tanı testlerinin yeterli düzeyde olmaması. Daha bu tarihte tanı testlerinin Hıfzısıhha Merkezi dışında üniversite hastanelerinin laboratuarlarında da çalışılabilmesine dönük düzenlemeler yapılması gerektiğini belirttik. Paniğe ve bilgi kirliliğine yol açılmaması için Sağlık Bakanlığı’nın ve hükümetin şeffaf bir tutum içerisinde olması gerektiğini hatırlattık. 

2 Mart’ta Türkiye’de henüz vaka görülmemişti ve biz bir kez daha tanı testlerinin yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizdik. 17 Mart’ta, TTB Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu (UDEK) bünyesinde koronavirüs pandemisinin, hekimler, sağlık çalışanları ve hastalar açısından önemli tehlikeleri beraberinde getirdiği, buna karşın bilgilendirme ve önlemler konusundaki eksikliklerin karmaşaya yol açtığı tespitinden hareketle, COVID-19 İzleme Grubu’ndan ayrı olarak bir “Koronavirüs Pandemisi Çalışma Grubu” oluşturduk. 

Halen süreci son derece güncel olarak takip ediyor ve bilimsel yaklaşımlarımızı düzenli olarak kamuoyuyla paylaşıyor ve yetkilileri uyarıyoruz. Tüm bunları www.ttb.org.tr, www.ttb.org.tr/COVID19 bağlantılarından paylaşıyoruz. Var olan tablo, TTB’nin öngörülerinin ve tekrarlamakta olduğu uyarılarının ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor. Bu vakalar ne yazık ki artacak. Önemli olan sağlık sistemimizin buna hazır olması ve sağlık hizmetini sunacak olan sağlık çalışanlarının korunmasıdır. Aksi halde salgınla mücadele edemeyiz. Başından beri vurguladıklarımızı bir kez daha tekrar etmek istiyorum:  

En çok ihtiyacımız olan şey şeffaflık ve toplumun süreç hakkında tam olarak bilgilendirilmesidir. Bunun için Sağlık Bakanlığı’na ve hükümete önemli görevler düşmektedir. Salgınla mücadelenin güçlü kılınabilmesi için sağlık çalışanları mutlaka korunmalı, sağlık çalışanlarının her türlü koruyucu ekipman ve tıbbi malzeme eksikliği hızla giderilmeli ve bununla ilgili gerekli her türlü politik adım atılmalıdır. Sağlık sistemi buna göre düzenlenmelidir. Sahadan gelen bilgiler ne yazık ki Sağlık Bakanı’nın açıklamalarıyla örtüşmemektedir. Tanı testlerinin sayısı artırılmalı ve Türkiye’de her kentte tanı testi uygulanabilir şartlar oluşturulmalıdır.  

* TTB Merkez Konseyi Başkanı 



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler