Türk usulü porno!

Porno filmlerin satılması yasak ama porno kavramı üzerinden ahlak anlayışı geliştiren devlet büyüklerimiz var. Porno film bulunduran, cinsel zevkinin doğallığına göre ceza alıyor. Eğer izlediğiniz filmde eşcinsellik ya da oral seks varsa yandınız. Sizi yargılayan hâkim bu tip cinsel ilişkileri doğal bulmuyorsa dört yıl hapis yatabilirsiniz.

Türk usulü porno!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.07.2009 - 06:22

Türkiye’de cinsellik çoğunlukla “tabu” olarak kabul edilir. Oysa “çoğunun erkeklere özgü ritüeller olduğunu gözardı etmeden”; 70’lerde patlayan seks sineması ve 80’lerde el altından satılmaya başlayan porno filmlerden beri, Türkiye’de meşrulaşmış bir seks sektörü olduğu gerçek. Tabii devletin bu gerçekle yüzleşmeyip yasal düzenlemeleri yapmaktan kaçınması yaygınlaşmanın büyük ölçüde illegal yollardan geçmesine sebep oldu.

Geçen ay Kırklareli Sulh Ceza Mahkemesi’nin porno film satışı için verdiği karar, Yargıtay tarafından “filmin içeriğinde doğal olmayan ilişki olup olmadığının incelenmesi” gerekçesi ve TCK’nin 226’ıncı maddesine göre dört yıl hapis istemiyle bozuldu.

Bazı yetkililere göre filmde yer alan lezbiyen ilişki, anal, oral ve grup seks görüntüleri “doğal olmayan ilişki” sınıfına giriyordu. Ancak sorunun asıl sebebi “doğal olmayan ilişki” tanımının net bir şekilde açıklanmaması. Pendik Asliye Hukuk Mahkemesi’yse eşcinsellere ayrımcılık yapılamayacağını öngören AİHM kararına atıfta bulunarak benzer bir davada eşcinsel ilişkinin doğal sayılması gerektiği yönünde karar vermişti.
 

Seks sektörü

“Armoni Erotic Mağaza”, dokuz yıldır seks sektöründe hizmet veren bir mağaza. Sahibi çok daha uzun zamandır bu sektörde. Ancak çekinceleri dolayısıyla ismini vermek istemiyor. Neden istesin ki? Yaptığı işi en yakınlarına anlatmakta bile sıkıntılar yaşamış. “Ben inanmıyorum ki, bugün devlet büyüklerimiz arasında bile porno ya da erotik film izlememiş olan yoktur. Ancak bizim toplumumuzda böyle şeyler pek konuşulmaz. Benim de yakın çevrem dışında yaptığım iş pek bilinmiyor. Çünkü burada insanlar sırf yaptıkları işle değerlendiriliyor. Sanki ben devamlı cinsellikle iç içe bir yaşam sürüyormuşum gibi algılanıyor. Aksine benim son derece düzgün bir aile yaşantım var” diyor. Belki kendisi insanlara karşı kaçamak davranmak zorunda kalıyor ama dükkânından bir kez içeri girenler, “her ne kadar başlarda yaşadıkları tedirginlikler ve sıkıntılar olsa da” doktora bile anlatamadıkları sorunları kendisiyle paylaşıyor. Armoni’nin sahibine göre dükkân bir anlamda terapi görevi de yapıyor. Dediğine göre insanlar cinsellik söz konusu olunca birbirlerinden bile çekiniyorlar. Bu yüzden dükkânda ürünlerin sergilendiği bölüme müşteriler tek tek alınıyor ve çıkışı arkadaki başka bir kapıdan yapıyorlar. Armoni’nin sahibi bunca yıllık deneyimiyle müşterilerin bir arada olsalar hiçbir şey almadan dükkândan ayrılacağını biliyor.


Kişisel sınırlar...

Tahmin edersiniz ki böylesine cinselliğe kapalı bir toplumda seks sektöründe iş yapmak hiç de kolay değil. Yasalar da işleri hiç kolaylaştırmıyor. Seks içerikli filmlerin satışı hâlâ yasak. Bu da taleplerin yasadışı piyasaya yönelmesine neden oluyor. Bunun devlete vergilendirme açısından zararı büyük ama yasadışı film piyasasında çocuk pornosu ve snuff gibi gerçekten hiç de doğal olmayan(!) türlerin de bulunabiliyor olması gibi çok daha büyük bir sorun var.

Armoni’nin sahibi Avrupa Birliği ülkelerinden örnek vererek başlıyor. Bu ülkelerin birçoğunda da seks filmlerinin belli standartları olduğunu söylüyor. Devletinse sektöre belli standartlar getirmeyerek kendilerinin önünü tıkadığından ve kaçak ürünlerin satışını teşvik ettiğinden dert yakınıyor. Peki bu engeller aşılsa kendi sınırları ne olurdu? Yanıt da aslında devletin öngördüğünden farklı değil. “İnsanların farklı cinsel tercihlerine de saygı duymak lazım ama genç nesle kötü örnek olabilir. O yüzden kendi dükkânımda satmam. Erkek kadın ilişkisi içeren filmlerin satılmasının ise bence mahsuru yok”.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler