Türkiye mucidini, mucit patentini arıyor!

Türkiye'de Sınai Haklar Sistemi'nin mevcut altyapısının oluşturulmasında öncü bir rol oynayan Ankara Patent Bürosu Genel Müdürü M. Kaan Dericioğlu, dünyada ve ülkemizde buluşlarda ve patent başvuru sayısında büyük bir artış yaşandığını söylüyor.

Türkiye mucidini, mucit patentini arıyor!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.11.2008 - 10:05

Ülkemizde eskiden buluş yapanların “benim işim buraya kadar” diyerek köşelerine çekildiklerini, şimdi ise buluşlarını patent koruması altına alma konusunda ciddi bir uyanış içinde olduklarına dikkat çekiyor M. Kaan Dericioğlu. Patent sayısı açısından dünya sıralamasında epey alt sıralarda olmamıza rağmen, marka tescilinde ilk ona girmemizi başarı olarak niteliyor.

Ülkemizin en eskilerden ve “en iyi hizmet veren” patent bürosu(*) Ankara Patent Bürosu’nun Genel Müdürü M. Kaan Dericioğlu ile, dünyada ve Türkiye’de uygulanmaya çalışılan Sınai Haklar Sistemi konusunda söyleştik. Bunun yanı sıra son yıllarda buluş ve marka tescillerinin Türkiye ve dünyadaki gelişimiyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Kaan Bey’in üzerinde durduğu sorunlardan biri, buluş yapanların buluşu yaptıktan sonra işlerinin bitttiğini sanmaları. Çünkü bu insanlar ürün geliştirmeye yönelik buluşların da patent ile koruma altına alınacağını bilmiyor. Öncü buluşları geliştirmek de ciddi bir ARGE çalışması gerektiriyor.

Kaan Bey buna örnek olarak Arçelik’in Kahve Makinesi’ni gösteriyor. Şirket bu makine için tam 14 patent başvurusu yapmış. Kullanıcılardan gelen geri bildirimler bunda çok önemli bir rol oynamış.

Bir diğer örnek de Viagra hapı. Yaklaşık 20 yıl içinde 56 patent alan ürün, yakın gelecekte kalp ilacı olarak piyasaya çıkabilir.

Öncü buluşları geliştirmeye bir örnek de Türkiye’den. Bilkent üniversitesi Fizik Bölümü ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hilmi Volkan Demir’i örnek gösteriyor; Demir, nanoteknolojiden yararlanarak LED lambaların ışığını ayarlanabilir hale getirdi.

Demir’in buluşuna kaynaklık eden öncü buluş ise “Bin Yılın Buluşu Ödülü”nü alan Japon bilim adamı Nakamura’ya ait.

Türkiye’de buluşların patent koruması altına alınmasında ve buluşların geliştirilmesinde ne gibi teşviklerin uygulandığı yönündeki sorumuzu Kaan beyin yanıtı:

“TÜBİTAK’ın Patent Teşvik ve Destekleme Programı, ARGE destekleri, patent almaya yönelik KOSGEB’in destekleri, yeni ARGE yasasındaki yeni hükümler bu amaca yönelik teşvikler. Son üç yıldır medyada yer alan buluşlarla igili yarışmalar buluşları tetikledi. Her yerde ciddi buluşlar çıktı ortaya. Bunlar organize edilirse çok yararlı ürünler geliştirilebilir. Bize yapılan başvurularda da büyük artış gözlüyoruz.”

 

Türkiye: Patent ve marka tescili

Türkiye, alınan patent sayısı açısından dünyada kayda değer bir yere sahip olmamakla birlikte, ülke içinde son üç yılda önemli bir artış görülüyor.

Kaan Dericioğlu’nun Türk Patent Enstütüsü kaynaklı hazırladığı Türkiye’deki 1995-2007 Patent Başvurularının Yıllara Göre Dağılım Tablosu’na bakıldığında 1995’teki 1690 buluş başvurusuna karşılık, 2007’deki buluş sayısı 6189. Aynı yıllarda, verilen patenlerin dağılımına baktığımızda 1995’te verilen 763 patente karşılık 2007’de 4790 patent verilmiş.

Faydalı model belgelerinde de benzer bir durum söz konusu. 1997 yılında verilen faydalı model belgesi yalnızca 117 iken, 2007 yılında bu sayı 2181’e ulaşmış.

Marka tescilinde ise ortaya farklı bir tablo çıkıyor. Yine Dericioğlu’nun Türk Patent Enstütüsü kaynaklı hazırladığı Türkiye Marka Tescilleri Tablosu’na bir göz attığımızda, 1994 yılında 11.948 olan marka tescillerinin 2006 yılında 45.628’e ulaştığını görüyoruz. Bunların yüzde 86’sı yerli (direct resident).

Dünya genelinde Türkiye, “WIPO”-Dünya Fikri Haklar Örgütü’nün yayımladığı marka tescili sayısı bakımından ilk ona giriyor. 2006 rakamları itibariyle birinci sıradaki Çin 267.007 toplam marka tescili ile birinci sırada, Türkiye 45.628 marka tescili ile dokuzuncu sıraya yerleşmiş.

Dünyada yaklaşık 1.5 milyon patent başvurusu olduğunu söyleyen Kaan Bey, dağılımın genellikle ABD, Japonya, Çin ve Kore arasında olduğuna dikkat çekiyor. 2005 yılına kadar lider Japonya iken, 2006’da liderliği ABD ele geçirmiş.

Peki patentlerin ekonomik değerleri ne? “Patentlerin ekonomik değeri sektörlerine ve alt gruplarına göre farklılık gösteriyor. Bunu somut bir olguya göre de değerlendirmek olası. Örneğin borsadaki değerlerine bakarız. Burada buluşun borsayı nasıl etkilemiş olduğunu görebiliz. Satış rakamları da iyi bir gösterge olabilir. Bir buluşun satışı ne kadar artırdığına bakmak lazım.**”

 

Ulusal ve uluslararası patent

Türkiye’de alınan Patent veya Faydalı Model Belgesi ile sağlanan koruma, doğal olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde geçerli olur. Söz konusu buluşun diğer ülkelerde de korunması isteniyorsa, koruma düşünülen ülkelerde de başvuru yapılması gerekir.

1 Ocak 1995 tarihinden itibaren Türkiye’nin üye olduğu, Patent İşbirliği Andlaşması (PCT) gereğince, Türkiye’ye başvuru yaparken ya da başvuru yapıldıktan sonra on iki ay içinde bir Uluslararası Patent Başvurusu yapmak ve bu başvuru sırasında koruma istenilen ülkeleri belirlemek mümkün. Kaan Bey 136 ülke için bir Uluslararası Patent Başvurusu yapmanın mümkün olduğunu söylüyor.

Bu arada Türkiye’nin Avrupa Patenti Sözleşmesi’ne 1 Kasım 2000 tarihinden itibaren katılmış, bu bölgesel bir patent sistemi ve Avrupa Patenti düzenlendikten sonra her ülkenin ulusal patenti olarak korunuyor. “Triadik Patent” olarak anılan üçlü patentin ise, Avrupa Patenti, Birleşik Devletler Patenti ve Japon Patenti arasında geçerli olduğunu da ekliyor.

*) 2005 yılında “Türkiye’de En İyi Hizmet Veren Patent Bürosu”. Bu seçimi Managing Intellectual Property Dergisi her yıl yapıyor. 1964 yılında Hayri Dericioğlu tarafından temeli atılan büro, Sınai Haklar Sistemi’nin tanıtılması, bu konudaki yasal düzenlemelerin hazırlanması, konuya ilişkin eğitim verilmesi, Patent ve Marka Vekilliği Mesleği’nin örnek alt yapısının oluşturulmasında öncülük ediyor. Kaan Bey, gerek Ankara Patent içi ve dışında eğitime büyük önem verdiklerini söylüyor. Türkiye’de kayıtlı 700 patent vekili var, ancak sadece 200’ü sürekli çalışıyor. Vekil olabilmek için Türk Patent Enstitüsü’nün açtığı sınavı kazanmak ve başarılı olmak için de ciddi bir altyapı gerekiyor. Avrupa’da uzman olabilmek için deneyimli birinin yanında 3 yıl çalıştıktan sonra meslek örgütünün açtığı bir sınava giriyorsunuz. İşlemler Professional Qualification Directive-Profesyonel Yeterlilik Tüzüğü gereğince yürütülüyor.

**Prof. Dr. Ahmet Duyar’ın elektrik motorlarını test eden iki buluşuna mahkeminin atadığı bilirkişiler tarafından yaklaşık 1.6 trilyon TL değer biçilmiş ve Ahmet Bey ile Arçelik A.Ş. tarafından kurulan Artesis A.Ş.’ye bu değer aynı sermaye olarak konulmuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon