Türkiye’den BM misillemesi
Libya’nın Ankara Büyükelçisi Abdurrezak Muhtar Ahmed Abdulkadir, Türkiye ile imzalanan deniz yetki alanları anlaşmasına ilişkin “Libya, tüm baskılara rağmen boyun eğmeyecek ve baskılar politikamızı etkilemeyecek” dedi.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde, “Türkiye-Libya Arasında İmzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına ilişkin Mutabakatı ve Çok Yönlü Bölgesel Etkileri” başlıklı panel düzenlendi. Panele, Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes, Libya’nın Ankara Büyükelçisi Abdulkadir, Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Savunma ve Güvenlik Kurulu Başkanı Dr. Güray Alpar ve Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi avukat Mehmet Yılmazer katıldı.
‘HAKLARIMIZI GARANTİ ALTINA ALDIK’
Büyükelçi Abdulkadir, panelde yaptığı konuşmada, “Bu anlaşmanın, iki halkın faydasına olacağını ve çıkarlarına hizmet edeceğini düşünüyorum. Böylelikle, uluslararası anlaşmalar doğrultusundaki haklarımızı garanti altına aldık. Anlaşmanın, özellikle madencilik ve deniz kaynakları konusunda faydalı olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. Libya’nın uluslararası baskılara dayanıp dayanamayacağı sorusu üzerine Abdulkadir, “Libya, bağımsız ve BM’ye üye bir ülke. Libya, baskılara rağmen boyun eğmeyecek. Baskılar politikamızı etkilemeyecek” yanıtını verdi.
‘TÜRKİYE DİYALOĞA HAZIR’
Büyükelçi Erciyes ise “Mutabakat, sadece Türkiye’nin değil, Libya’nın da Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarının korunması, Türkiye’nin hukuki tezlerine destek veriyor olması, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının Batı sınırlarını netleştirmiş olması, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de izole etmeye ve çevrelemeye çalışan siyasi-ekonomik inisiyatiflere güçlü yanıt teşkil etmesi açısından önemli. Anlaşma, diğer bölge ülkelerini Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile yaptığı anlaşmaları gözden geçirmeye veya hukuki tezlerini gözden geçirmeye sevk edebilir” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin, GKRY hariç tüm Akdeniz ülkeleriyle deniz sınırlarının belirlenmesi için diyaloğa hazır olduğunu belirten Erciyes, Avrupa Birliği’ni ise “AB’nin deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda yetkisi yoktur. AB, uluslararası bir mahkeme gibi hareket edemez. AB’nin, çakışan deniz yetki alanları konusunda tarafsız kalması gerekir” sözleriyle eleştirdi.
Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakları üzerinde hâkimiyet mücadelesi yoğunlaşırken Ankara, Libya’da Trablus merkezli Ulusal Uzlaşı Hükümeti (UUH) ile geçen ay imzaladığı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakatı Muhtırası’nın tescili için Birleşmiş Milletler’e (BM) bildirimde bulundu.
Türkiye’nin Akdeniz’deki batı deniz sınırlarının belirlenmesi ve münhasır ekonomik bölge (MEB) ilanının önünü açan muhtıranın 8 Aralık’ta yürürlüğe girdiği bildirildi. Ajanslara konuşan diplomatik kaynaklar, BM’ye tescil başvurusunun ise önceki gün yapıldığını belirtti.
KARŞILIKLI FAYDA
Muhtıraya, Girit Adası’nın kıta sahanlığını göz ardı ettiği gerekçesiyle karşı çıkan Yunanistan, hafta başında BM’ye şikâyette bulunmuş, Avrupa Birliği’ne (AB) de yaptırım talebini iletmişti. Anlaşmanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunan Atina yönetimi Libya Büyükelçisi’ni ülkeden sınır dışı kararı aldı. Türkiye’nin gerek BM tarafından desteklenen UUH ile yaptığı anlaşma, gerekse Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri AB’nin dün başlayan ve bugün devam edecek liderler zirvesinde de gündemde.
AFP’nin görüşlerini aldığı uzmanlar, Ankara ile Trablus hükümeti arasındaki anlaşmanın, karşılıklı fayda ilişkisine dayandığı fikrinde birleşiyor. Uzmanlara göre, iç savaştaki Libya’da Tobruk hükümetine bağlı Halife Hafter güçlerine karşı eli zayıf olan UUH, Türkiye’nin askeri desteğine muhtaç. Ankara ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, İsrail, Mısır, İsrail, Ürdün, İtalya ve Filistin arasında ilerleyen Doğu Akdeniz Gaz Forumu’ndan rahatsız ve bölgedeki enerji kaynakları üzerindeki iddiasından geri adım atmamak için uluslararası partner arayışında.
ASKERİ HAREKETLİLİK
Öte yandan, Doğu Akdeniz’deki askeri hareketlilik dikkat çekici boyutlarda. Fars haber ajansı, Mısır donanmasının kendi deniz egemenlik sahasında yaptığı tatbikatta bir anti gemi füzesini denediğini duyurdu. Mısır donanmasının tatbikatta kullandığı füzenin 130 km. menzilli Harpoon füzesi olduğu ve bir denizaltıdan fırlatıldığı belirtildi.
Gözlemciler tatbikatın, “Mısır silahlı kuvvetlerinin denizlerdeki kaynakların güvenliğini temin etme yeteneğini sergilemek için düzenlendiği” yorumunda bulunuyor. Mısır’ın tatbikatta helikopter taşıyıcı gemisini de kullandığı bildirildi. Libya’da Hafter’e bağlı güçlerin önemli destekçilerinden olan Mısır, Ankara ile Trablus arasındaki anlaşmadan rahatsızlığını daha önce dile getirmişti.
ABD İLE TATBİKAT
Doğu Akdeniz’de bir tatbikat da ABD ile Türkiye ortaklığıyla düzenlendi. PASSEX (savaş veya insani yardım zamanlarında iletişim ve işbirliği içinde olmalarını sağlamak için iki donanma arasında yapılan) tatbikatına ABD’ye ait uçak gemisi USS Harry S. Truman’ın yanı sıra Türk donanmasından Gabya sınıfı fırkateynlerin katıldığı bildirildi. ABD Deniz Kuvvetleri Avrupa-Afrika Komutanlığı’nın Twitter hesabından yapılan tatbikat paylaşımında “Biz NATO’yuz” etiketinin kullanılması dikkat çekti.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama