Üniversitede yaşam için alınan dersler
İKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, üniversitede yaşam için alınan dersler hakkında görüşlerini paylaşıyor.
İnsan haklarını tehdit eden şiddet ve ayrımcılığın temelindeki yargıların kökenine inmeyi sağlayan en güçlü metodlardan biri de eğitimdir. Bu yönüyle bakıldığında teorik ve uygulamalı olmak üzere farklı açılardan donanım ve yeterlilik kazandıran eğitim kurumlarının temel misyonlarından biri de sorumluluğunu üstlendiği nesillere temel hak ve özgürlüklerle cinsiyet eşitliğine ilişkin medeni bilinci kazandırmaktır. Yarım asırı geride bırakan Kültür Koleji ile birlikte anaokulundan yükseköğretime eğitimin tüm basamaklarını içeren İstanbul Kültür Eğitim Vakfımız da ilke gereği daima; insan hakları, cinsiyet olgusu, bireysel eşitlik gibi toplum barışını ve sağlığını doğrudan ilgilendiren konuları sahiplenmiştir. Bu konuda pozitif ve yapıcı etkiye sahip bilinç yaratmak özellikle Vakfımızın yükseköğretim boyutunu oluşturan İstanbul Kültür Üniversitesi için önemli olmuştur. İKÜ olarak geride bıraktığımız 15 yıl içinde cinsiyete ilişkin dirençli yargıların, insan hayatını; cinsiyet, temel hak ve özgürlükler boyutunda hedef alan yıkıcı eylemlerin, şiddet ve ayrımcılığı tetikleyen bakışaçılarının karşısında somut projelerle durmaya çalıştık. 27 Aralık 2010 tarihinde Dış Politika Platformumuz tarafından düzenlenen ‘Kadının Karar Mekanizmalarında Temsilinin Ve Gücünün Arttırılması’ konulu seminer de bu alanda aktif olarak çalışma motivasyonumuzu güçlendirdi. Bu konularda gerçekleştirdiğimiz çalışmaları tek bir çatı altında toplama kararımız ise “Üniversitede Yaşam için Alınacak Dersler” çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz projelere ilham veren Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin de (KADMER) temellerini attı. 2011-2012 akademik yılında kurulan Merkezimiz beraberinde öğrencilere bireysel yaşam kalitelerini yükseltecek vizyonu sağlayan Toplum ve Cinsiyet ile Kriz Yönetimi ve Öfke Kontrolü dersinin de çıkış noktası oldu.
Toplum ve Cinsiyet konusu hepimiz için bir ders
Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (KADMER) hedeflediğimiz disiplinlerarası bakışı hukuk, psikoloji, uluslararası ilişkiler,adli bilimler alanında uzman akademik ekibimizle yakaladık. Kadına karşı şiddeti ve ayrımcılığı insan hakları eksenine yerleştirirken geliştirmeyi hedeflediğimiz çözüm projelerinde anahtar kelimenin toplumsal cinsiyet olduğu konusunda birleşmiştik. Sonuç olarak toplum tarafından kadın ve erkeğe yüklenen rollerin algıdaki yeri çözülmeden bu konuda ortak bilinç yaratacak çalışmaların yetersiz kalacağı yönündeki ortak görüşümüz ise geçtiğimiz haftalarda Eğitim ve Kadın başlıklı seminerle konuk olduğum Toplum ve Cinsiyet dersinin de çıkış noktasını oluşturdu. Öğrencilerimizi toplumsal cinsiyet gerçeğinin yaptırımlarıyla yüzleştirmek, kadının farklı alanlardaki konumunu ve katkılarını disiplinlerarası ve objektif bir bakış açısıyla öğrencilerimize aktarmak öncelikli hedef olarak belirlendi.
Bu çerçevede İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölümü tarafından bahar yarıyılında 22 öğrencimizin katılımıyla açılan Toplum Cinsiyet dersi her şeyden önce bir ‘yaşam dersi’ olarak yapılandırıldı. Temel savunusu ise toplumun kadın ve erkek figürüne yüklediği misyon, tanım ve rollerin (Toplumsal Cinsiyetin) net ve sağlıklı biçimde değerlendirilmeden, kadın sorununa kalıcı çözümler getirilemeyeceği.
Sorumluluk zincirimizin ilk halkası olan öğrencilerimizin toplumsal ve biyolojik cinsiyet arasındaki farklılıkları anlamaları, cinsiyet psikolojisi ile ilgili içgörü kazanmaları bu dersin öğrencilere kazandırmayı hedeflediği bakışaçıları arasında yer alıyor. Toplumsal cinsiyetin toplumsal yapılanma ve kurumların işleyişi üzerindeki izdüşümlerini kavramaları, farklı siyasal sistemlerdeki cinsiyet kaynaklı uygulamalar arasında kıyaslamalar yapabilmeleri de dersin kazandırmayı hedeflediği diğer artılar arasında yer alıyor.
Seminer işleyişiyle düzenlenen bu derslerin merkezinde; kadının cinsiyetiyle farklı alanlarda nasıl bir rol ve statüye sahip olduğu, toplumda cinsiyete dair önkabullerle gelişen bakış açıları alanında uzman farklı konuklar tarafından öğrencilere aktarılıyor.
Cinsiyet Psikolojisi; Çalışma Hayatı, Eğitim, Aile, Hukuk, Edebiyat, Medya ve Bilimde Kadın teması dışında, Farklı Kültürlerde Kadın, Dinlerin Kadına Bakış, Engelli Kadın, Yaşlılıkta Kadın temasıyla farklı seminerler düzenleniyor.
Psikoloji Bölümünün akademik kadrosunun yanı sıra konuşmacılar arasında Sanatta Kadın konusunda Heykeltraş ve Üniversitemizin Öğretim Görevlilerinden Müfide Aksoy, Rektörümüz Prof. Dr. Dursun Koçer, Filmmor ekibi, İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Nazan Moroğlu Toplum ve Cinsiyet dersi kapsamında öğrencilerle bir araya gelen isimler arasında yer alıyor.
Öfkeyi Kontrolün Yolu Eğitimden Geçiyor
‘Yaşam eğitimi’ fikriyle tasarlanan ve birey olma yolunda toplum yaşamı için rehber niteliğinde bir başka ders de Hukuk Fakültemizde öğrencilerimize açıldı. Kriz ortamlarının temel hak ve özgürlüklerle insan hakları ihlaline en açık zeminler olduğu gerçeğinden yola çıkan dersin temel hedefi; öğrencilere hukuk alanında ortaya çıkabilecek kriz durumlarını yönetme; kriz sonucu ortaya çıkan anlaşmazlıkları daha iyi değerlendirerek, öfke kontrolü becerisini kazandırabilmek.
Dersle birlikte örgütlerde ve insan ilişkilerinde krizin anlamını net biçimda kavrayan öğrenciler özellikle hukuk alanında krize neden olan faktörleri öğreniyorlar. Bu kazanımın hukuk gibi hassas ve belirleyici bir alan için oldukça değerli olduğunu düşünüyoruz. Öfke kontrolü ile ilgili stratejilerin, empati becerisinin, Kendilerini, diğer insanları anlama ve empati becerisinin geliştirilmesini hedefleyen Kriz Yönetimi ve Öfke Kontrolü dersi ile öğrencilere krizin neden olabileceği muhtemel sonuçları tahmin ederek, gerekli önlemleri alma becerisi kazandırılıyor.
Üniversitede Yaşam Eğitimi mottosuyla yola çıkarak öğrencilerimize sunulan Kriz Yönetimi/Öfke Kontrolü ile Toplum ve Cinsiyet dersinde işleniş biçimiyle öğrencilerin ilgisini canlı tutmayı başarıyor. Kriz Yönetimi ve Öfke Kontrolü dersi anlatım, örnek olay incelemesi, tartışma, soru cevap ve demostrasyon metodlarıyla aktarılırken Toplum ve Cinsiyet dersi seminer mantığıyla her hafta alanında uzman farklı bir konukla gerçekleştiriliyor.
Y Kuşağında Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet Algısı
Seminer sistemiyle gerçekleştirilen Toplum ve Cinsiyet dersinde yaptığım Eğitim ve Kadın konulu sunumda öğrencilerle paylaştığım referanslardan biri de geçtiğimiz yıl KONDA ile gerçekleştirdiğimiz, Türkiye Gençliği araştırmasının cinsiyet algısına ilişkin verileriydi.
Türkiye çapında 15-30 yaş grubunu kapsayan gençlerle gerçekleştirdiğimiz Türkiye Gençliği Araştırması’nda; 1981-2000 arasında doğan ve literatürde Y kuşağı olarak adlandıran yeni neslin cinsiyete ilişkin görüş ve değerlerini yansıtan veriler de öğrencilerle paylaştığımız bilgiler arasındaydı.
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’nin Y Kuşağı sevecenliği ve uzlaşmacı tavrı daha çok kadına özgü bir tanım olarak verirken özgürlüğe düşkünlük ve maceracı yaklaşım ise daha çok erkeklerle özdeşletiriyor. Kültürümüzde şiddeti, kural koyucu bir metod olarak meşrulaştıran yaklaşımlara bakışaçısı da araştırmanın sonuçlarından birini oluşturuyordu. ‘‘Kızını dövmeyen dizini döver’’ ve ‘‘öğretmenin dövdüğü yerde gül biter’’ deyişlerini ne ölçüde doğru veya yanlış buldukları gençlere sorulduğunda ülkemizdeki Y Kuşağının öğretmen şiddetine daha sert şekilde karşı çıktığı fakat ‘‘kızını dövmeyen dizini döver’’ deyişinde ciddi oranda haklılık payı buldukları dikkatimizi çekti. Gençlerin % 40.2’si‘‘ kızını dövmeyen dizini döver ’’ deyişini doğru, % 50.3’ü yanlış bulduğunu gördük.
Sonuçlar gösteriyor ki; cinsiyet ayrımcılığı ve/veya şiddeti bir metod ya da çözüm yöntemi olarak gören bakışaçısı gençler arasında hala kabul gören bir gerçek. Üstelik bu tür bir yargının çok küçük bir ölçekte görülmesinin bile bireysel hak ve özgürlükler karşısında ciddi bir risk faktörü olduğu reddedilemez bir gerçek. Bu noktada İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölümümüzün bu yıl başlattığı Toplum ve Cinsiyet dersi ile Hukuk Fakültemizin açtığı Kriz Yönetimi/Öfke Kontrolü dersleri bizim için gençlerimiz ve topluma karşı bir sorumluluk meselesi.
Üniversitemizin öğrencilerine sunduğu her iki dersin de ana başlıklarını geliştirip katılımcı profillerini çeşitlendirerek, ilerleyen zamanlarda gençlerimizin bu alandaki projelerde pozitif bilinçleriyle fark yaratan aktif ve sorumluluk sahibi bireyler olarak geliştirmek temel hedefimiz.
Son söz yerine
Toplumsal Cinsiyet, ilk kez 1950’li yıllarda psikoloji biliminde kişilik patolojilerinin tedavisi alanında bir kavram olarak kullanıldı. Bugünkü anlamını ise ilk kez 1985 yılında Nairobi’de düzenlenen Dünya Üçüncü Kadın Konferansında kazandı. Resmi olarak 1995 yılında Pekin’de yapılan Dünya Dördüncü Kadın Konferansında onaylandı. Kadın sorunları çerçevesinde yaşamımıza giren toplumsal cinsiyet kavramı bu kronolojiye baktığımızda oldukça yeni görünse de hayatımızdaki etkisi neredeyse insanlık tarihi kadar eski.
Dünya genelinde her gün binlerce insanın, içinde yaşadığı ve yetiştiği toplumun cinsiyetine yüklediği roller, misyonlar ve kurallar çerçevesinde eğitim, sağlık hatta en temel hakkı olan yaşam hakkı elinden alınıyor. Bu gerçeklere yol açan ve hukuki bir boyu kazanan bu olaylara çoğu zaman aile içi yaşanan kriz anları ya da bir anlık öfke nöbetleri ile yol açıyor. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik pozitif bilincinin oluşturulması ve öfke kontrolü eğitiminin kazandırılması artık bir zorunluluk. Bu noktada birey olmaktan doğan hak, sorumluluk ve fırsatların kadın veya erkek olarak dünyaya gelmekle ilişkilendirilmemesi, öfkeyi ve şiddeti bir metod olarak dayatan bakışaçısının ortadan kaldırılması için gerçekleştirilecek projelerde eğitim kurumları politik ve sivil toplum kuruluşları ile dayanışma içinde olmak durumunda.
İstanbul Kültür Üniversitesi olarak Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezimizin ilham verdiği gerek Toplum ve Cinsiyet dersi ve KADMER ile etkin bir sinerji yakalayan Hukuk Fakültemizin Kriz Yönetimi/Öfke Kontrolü dersi ve Ceza Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezimizin (CEHAMER) projeleri bizim için önemli bir adım. Bu noktada etik ve objektif ilkelerle çerçevelenmiş tüm projeleri destekliyor; bu alanda bilimsel vizyonla çalışan uzmanların da dersimize değerli katkılarını bekliyoruz.
Yeni nesillere ayrımcılık ve şiddet gerçeğinin pozitif bir toplum ve cinsiyet algısıyla tamamen silindiği, öfkeden bütünüyle arınmış bir dünya bırakmak dileğiyle...
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu