Unutalım 10 Kasım'ı
Arşiv görevlisi yanıma geldi "11 Kasım 1938'de ne oldu?" diye sordu. "Bir gün önce Türklerin Ata'sı öldü" dedim. Ertesi gün tekrar geldi "Atatürk'ü okudum, Churchill'den de büyük bir lider" dedi.
Her yıl 10 Kasım yaklaşırken ilkokul ve lise günlerimden kalma bir alışkanlıkla daima daha heyecanlı ve duygusal oldum. Bu belki Churchill’in ülkesinde yaşıyor olmamdan belki de yabancıların ve dış basının Atatürk’e nasıl baktığını biliyor olmamdan kaynaklandı. Milli Matem günü denen 10 Kasım’a hep değişik bir açıdan bakıp değişik şeyler yazmaya çalıştım.
2006 yılında Londra’da Birleşik Krallık Milli Kütüphanesi’nde “Atatürk’ün ölümünü dünya basını nasıl duyurdu’’ konulu bir araştırma yapıyordum.
Bine yakın gazete
Araştırmam derinleştikçe önüme mikrofişlere dahi geçmemiş bine yakın gazete çıktı. Bazıları dünyanın en büyükleri, bazıları adı dahi duyulmamış Okyanus adalarındaki ülkelerin küçük gazeteleriydi. Kimisi Komünist ya da Sosyalist rejimin yayın organı, bir başkası faşizmin sesi, bir ötekisi Kraliyet yayın organı veya ülkedeki askeri rejimin savunucusu ya da demokrasinin bekçisi ve halkın sesiydi ama bu çok çeşitli siyasi ve sosyal yelpazenin 10,11 ve 12 Kasım 1938 de tek bir ortak sesi vardı “Atatürk”.
Gazete arşivleri ve kütüphane referansları beni Boston-Chicago-Paris-Washington’daki üniversite kolleksiyonlarına, devlet kütüphanelerine ve özel arşivlere götürdü. Karşıma onlarca dilde binlerce gazete çıktı. 10 Kasım 1938’de Türkiye saatiyle 09.05’te dönemin en büyük iki haber ajansı Associated Press ve Reuters Ata’nın ölümünü iki kesik sinyal ardından flaş haber ‘Atatürk Öldü’ anonsuyla duyurdu. Dünyanın büyük gazeteleri muhabirlerini İstanbul’a gönderdiler.
Bazı ülkelerde akşam gazeteleri saat farkına rağmen kalıp değiştirip aynı gün verdiler. Bazısı özel baskı yaptı. Atatürk’le ilgili özel anılar, röportajlar yorumlar gazetelerin birinci sayfasını doldurdu. Hindistan’da bir gün milli yas ilan edildi. Mahatma Gandi onbinlere hitaben bir konuşma yaptı. Jamaharial Nehru 10 Kasım’ı “Kemal Günü” ilan etti. Yazmakla bitmeyecek sayıda makale ve haber Ata’nın ölüm haberinin dünyanın dört bir yanında bir çığ gibi dalga dalga yankılandığını duyurdu. Güney Amerika basını Ata’nın devrimlerine sayfalar dolusu yer ayırdı. Bu ilgi ve yakınlık birçok ülkede yıllar sonra gerçekleşecek özgürlüğün, direnişin ve devrimin ilk kıvılcımlarının ateşlenmesine yol açtı.
Bazı gazeteler ondan “Bozkurt lider”, “Alışagelmiş diktatör özelliklerini taşımayan diktatör”, “Kanuni Sultan Süleyman’dan bu yana en büyük lider”, “Sadece Türklerin değil dünyanın Kemal’i” şeklinde söz etti.
Araştırmalarım sırasında pek çok ilginç ve unutulmaz olaylar başıma geldi. Bir keresinde bir arşiv görevlisi yanıma geldi. “Affedersiniz elimde olmayarak bir süredir arşiv araştırmanızı izliyorum merak ettim 11 Kasım 1938’de ne oldu?” diye sordu. “Bir gün önce Türklerin Ata’sı öldü” dedim. Kütüphaneye tekrar gittiğimde aynı kişi yanıma geldi. “Atatürk’ü okudum Churchill’den de büyük bir lider” dedi.
Gazete tuzla buz oldu
Bir başka gün Washington Kongre Kütüphanesi’nden bir mesaj geldi. “İstediğiniz Atatürk haberi sayfa 3. de değil sayfa 5 de. Ayrıca listenizde olmayan gazetelerden de kupürler gönderiyorum.” dedi. Arşivci benim adıma araştırma yapmış koskoca bir dosya postalamıştı...
Londra’daki Milli Gazete Kütüphanesinde 11 Kasım 1938’den bu yana hiç okunmamış gazetelerin hiç çevrilmemiş sayfalarını çevirdim. Bir gün Tanganika’da yayımlanan bir gazetenin 68 yıldır el değmemiş paketini açıyorduk. Yanımdaki arşivcilerin eksperliğine rağmen paket açılır açılmaz tomar halindeki gazete kırılan bir araba camı gibi tuzla buz oldu. Kâğıdın lifleri kuruduğu için el değer değmez dağılıvermişti.
Herkes adını duymuştu
Atatürk yaşadığı kısa sürede devrimleriyle dünyanın dört bir yanında adını ve ülkesini duyurmuştu. Çin’den Pago Pago adalarına, Barbados, Senegal, Kenya, Ekvator ve Yeni Gine gazetelerine kadar büyüklü küçüklü binlerce yayın organı Ata’nın ölüm haberini kişiliğini ve devrimlerini tanıtarak verdiler.
Büyük önder sağlığında olduğu gibi ölümünde de, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da birleştirici bir rol oynamış; her dilde, her dinde ve de siyasi görüşte olanlara aynı ortak dili “Atatürk” ve yarattığı “Türkiyeyi” konuşturmuştu.
Unutalım Atamızın ölüm gününü. Her zamandan daha çok ihtiyacımızın olduğu bu günlerde yaşayalım ve yaşatalım onu her gün, 364 gün...
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı