'Yöneten değil, yönetilen bir hükümet var'
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, internete düşen MİT-PKK görüşmesine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarına tepki gösterdi. Türkiye'de yöneten değil yönetilen bir hükümet olduğunu ileri süren Kart, "Yasadışı telefon dinleme mekanizması öyle kontrol edilemez bir güçtür ki, bu gelir Türkiye'nin güvenliğini de yok eder, gün gelir hükümeti de oradan alır, oraya savurur. Hükümet de bu gücün elinde oyuncak haline gelir. Sürüklenip gider" dedi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Meclis'te Heron'ların ihale süreciyle ilgili basın toplantısı düzenledi. Heron'lar üzerinden bilgi kirliliği ve karartma yapılarak hükümetin yasal ve siyasi sorumluluğunun bertaraf edilmek istendiğini savunan Kart "Heron'lar ve Keşif Podu'yla ilgili gerçekler"i şöyle anlattı: "1998 yılındaki Keşif Podu ihalesini Elbit isimli İsrail firması kazandı. (Keşif kodu Heron'ların bir başka gelişmiş uçak türü, istihbarat aracı) 40 milyon dolar seviyesindeki 2'li Pod projesi zamanında bitmedi, uygulama testleri başarısız oldu ve 2005 yılında proje iptal edildi. Hükümet 2006 yılında Keşif Podu ihtiyacı için yeni ihale açtı. 2 Pod ihtiyaç iki katına çıkartıldı. İhale daha önce ihalesi iptal edilen İsrail firması IAI-Elbit'e verildi. Aralık 2008 sonunda 167 milyon dolar ile bu firmayla yeni sözleşme yapıldı."
Yasaklı olması gereken firmaya yeni ihale
IAI-Elbit ortaklığının İsrail devletince finanse edilen firmalar olduğuna dikkat çeken Kart hükümete şu soruları yöneltti: "TİHA projesini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmeyeceği Ağustos 2007'de anlaşılan bir İsrail firmasından söz ediyorum. Keşif Podu ihalesini yerine getirmediği için sözleşmesi iptal edilen bir firmadan söz ediyorum. Tüm bu süreçlerin sonunda yasaklı hale gelen, gelmesi gereken firmaya 2008 yılında Keşif Kodu ihalesi veriyoruz. Böyle bir tablo ulusal güvenlik ve savunma çıkarlarıyla bağdaşır mı? Peki siyasi iktidar, bu bulgulara ve ihlallere rağmen neden ihaleyi yine İsrail firmasına verir?"
10 Heron ayıplı teslim edildi
Kart, Eylül 2007 başında teslimi gereken 10 adet Heron'un da 2010 yılı sonunda ayıplı olarak teslim edilip bu arada sözleşme bedeli 183 milyon doların ödendiğini belirterek, "Bu gecikmeye karşın hükümet sözleşmeden doğan yetki ve sorumluluğunu yerine getirmedi" dedi.
Türkiye İsrail'e mahkum edildi
Ortaya çıkan bu tablonun hükümetin ulusal güvenlik ve istihbarat konularındaki zafiyetini, sorumsuz tavrını, yetersizliğini ve öngörüsüzlüğünü ortaya koyduğunu savunan Kart şöyle devam etti: "Türkiye'yi güvenlik ve ulusal çıkarlar konusunda İsrail'e mahkum hale getiren bu hükümetin Gazze katliamı konusunda ahkam kesmesi ve hamaset yapması ne kadar inandırıcı olabilir? Gazze'deki işgal ve katliam karşısında görünürde kükreyen ve zulme isyan eden bir Başbakan bir taraftan da ulusal güvenlik ve savunma konularında Türkiye'yi İsrail'e mahkum eden, bu sözleşmelerdeki iptal gücü ve yetkisini kullanmaktan aciz bir hükümet. Mavi Marmara gemisini koruma konusundaki aczini ve sorumluluğunu bertaraf etmek için, kamufle etmek için; Ortadoğu halklarının duygularını ve inançlarını istismar üzerinden siyaset yapan bir Başbakan."
Geç gelen Heron'ların maliyeti
Ödemeleri yapılan Heron'lar ve Keşif Podu'nun zamanında teslim alınmaması sebebiyle Dağlıca, Gabar, Aktütün, Şemdinli gibi baskınlar olduğunu hatırlatan Kart şöyle konuştu:
"Bu saldırıların engellenmesi konusunda görevi suistimal boyutlarına varan ihaleler sebebiyle Bakan ve hükümetin yasal ve siyasi sorumluluğu vardır. Mavi Marmara gemisini koruma ve yönetmedeki sorumsuz tutumu ve bunun vebalini kendince kamufle etmek isteyen bu kifayetsiz ve muhteris kadro Türkiye'yi adım adım tarihi bir çıkmaza sürüklemektedir?"
'Hükümet bugücün elinde oyuncak haline gelir'
Kart internette yayınlanan MGK-PKK yetkililerinin ses kayıtları iddialarıyla ilgili de değerlendirme yaptı. Zamanlama ve içerik ile ilgili konulara girmeyen Kart şunları söyledi: "10-15 gün önce Genelkurmay eski Başkanı Işık Koşaner'in konuşmaları da benzeri yol ve yöntemlerle yansımıştı. Bu yasadışı telefon dinleme mekanizması öyle kontrol edilemez bir güçtür ki, bu gelir Türkiye'nin güvenliğini de yok eder, gün gelir hükümeti de oradan alır oraya savurur. Hükümet de bu gücün elinde oyuncak haline gelir. Sürüklenip gider. Ortaya çıkan tabloya bakar mısınız? En üst düzeyde Türkiye'nin güvenliği noktasında ve çaresizliğine ve teslimiyetine bakar mısınız? Bu tablo karşısında sessiz kalan, tepki vermeyen, bu tablonun sorumlularını ortaya çıkartmaktan aciz olan, kifayetsiz, muhteris bir hükümet kadrosu. Türkiye'yi yönetmeyen Türkiye'yi yönetme ehliyeti olmayan, birileri tarafından yönetilen bir hükümetten söz ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'ni Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yönetmediğini onların da yönetildiğini gösteren bir tablodan söz ediyorum."
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme