Yüksek Sadakat: Tempolu bir şarkı olacak
56. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil edecek olan ''Yüksek Sadakat'' grubunun hazırlayacağı İngilizce 3 şarkı, TRT tarafından şubat ayı içinde seçilerek, ilan edilecek.
'Yüksek Sadakat'' grubunun bas gitaristi Kutlu Özmakinacı, vokalisti Kenan Vural, gitaristi Serkan Özgean ve davulcusu Alpay Şalt, Ortaköy'deaki Feriye Lokantasında basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin yarışmaya ilişkin sorularını yanıtladı. Grubun klavyecisi Uğur Onatkut, rahatsızlığı nedeniyle basın toplantısına katılamadı.
Bir gazetecinin ''Eurovision'a katılmanız, çıkarmaya hazırlandığınız albümünüzü ne derece etkileyecek?'' sorusu üzerine Kutlu Özmakinacı, albümü çıkarmayı ertelediklerini, Eurovision sonrasında ya da sonbaharda çıkarmayı planladıklarını söyledi.
Yarışma için 3 parça hazırlayacaklarını, hangi şarkının yarışmaya katılacağına TRT'nin karar vereceğini bildiren Özmakinacı, ''TRT'nin bizden talebi 3 parça. Bu şarkılar içinde yeni albüm için hazırladığımız şarkılar da var'' dedi.
Eurovision'a katılma süreçlerine ve şarkının Türkçe mi İngilizce mi olacağına ilişkin soruya Özmakinacı, şu yanıtı verdi:
''Eurovision'a katılma sürecimiz aslında bizim dışımızda gelişti. Yılbaşının bir gün öncesinde TRT'den bize geldi teklif. Hızlı bir şekilde değerlendirip katılma kararı verdik. Bize gelen yorumlardan yola çıkarak vardığımız nokta; şarkının İngilizce olması, alınan derece açısından oldukça belirleyici bir durum oluyor. İngilizce ile yarışmaya katılan şarkılar daha iyi derece alıyorlar. Açıkçası bizim de tercihimiz İngilizceye doğru kayıyor. Sebebi, daha iyi bir dereceye İngilizce şarkılar daha yakın. Ülkenin kendi müzikal kimliğini yansıtan müzikal motifler olmak durumunda şarkının içinde. Bu nedenle bizim şarkılarımızda da ülkemizin müzikal motifleri olacak.''
Özmakinacı, Eurovision'a katılmaya kendileri açısından ''iyi olur'', ''iyi olmaz'' yönünde bir yaklaşımla karar vermediklerini dile getirerek, şunları söyledi:
''Eurovision, malum çok tartışılan bir yarışma. Ülkelerin birbirleriyle olan politik pozisyonlarının, yarışmanın zarafetinden bir şeyler alıp götürmesi ya da müziğin yarışması fikrinin tek başına sıcak bir fikir olup olmadığı... Bütün bunlar bizim de aklımızdan geçen konular, ama biz daha çok etik bir karar verdik. Biz bu ülkede müzisyeniz ve bu ülkenin ekmeği ve suyu ile büyüdük. Bu ülkenin insanlarını temsilen TRT, bu yarışmaya katılmamızı talep etti. Buradaki bizim pozisyonumuz, ülkenizi temsil etme sorumluluğunu getiren böyle bir talebi geri çevirmek yönünde olamaz hiçbir şekilde. Herkesin yetiştiği ülkeye borcu olduğunu düşünen insanlarız. Böyle bir taleple karşılaşıyorsanız çok da fazla üzerinde düşünecek bir şey yok. Sizin kişisel değerlendirmelerinizin ötesinde daha etik bir durum bu bence. Bu bizim ülkeye karşı boynumuzun borcudur dedik ve çok uzun sürmedi bu kararı almamız.''
"Eurovision'da başarılı olmayı gerektiren kriterler var"
Eurovision'da yıldan yıla değişik şarkıların başarılı olabildiğini ifade eden Özmakinacı, ''Sonuç itibariyle bakıldığında o yıl daha iyi olan şarkıların kazandığını görüyorsunuz. O yüzden bizim için yine temel kriter iyi bir şarkı yazmak. Sadece bir müzik yarışması olarak görmemek lazım. Avrupa'nın çevresindeki ülkelerin birbirleriyle organize ettikleri ve daha çok kültürel boyutları, sosyal boyutları ön planda olan bir yarışma. Bunu da göz önünde bulundurmak lazım. Sadece sahnede sergilediğiniz performansın ve şarkınızın iyi olmasının dışında mutlaka iyi bir temsil gerekiyor. Bütün bunlar, Eurovision'da başarılı olmayı gerektiren kriterler bize göre'' diye konuştu.
Özmakinacı, şarkının belirlenmesinin ardından yarışmada yapılacak şovların ortaya çıkacağını ifade etti.
Bir gazetecinin, ''İyi bir sahne performansı ve iyi bir şarkı kadar, komşu ülkelerin ilişkileri ve o cepheleşmeler, dereceye girecek parçaları belirlemekte büyük rol oynuyor. Bunu nasıl aşacaksınız?'' sorusu üzerine Özmakinacı, ''Ülkelerin birbirlerine dönük politik pozisyonları, bu yarışma üzerinde etkili oluyor, bence bu da yarışmanın zarafetinden bir şeyler götürüyor. Bu durumu aşmak için yapılacak en doğru tavır, mümkün olduğu kadar kendimizi iyi tanıtabilmek, o ülkelerde varlığımızı gösterebilmek. Bunun en pratik yolu yarışmaya bir ay kaldıktan sonra yarışmacı ülkelerle ortak yapılan organizasyonlar. Bizim yapacağımız şeyler de bunlar. Yaratıcı bir ekibimiz olacak, bu ekibin yarattığı çözümleri de elimizden geldiğince uygulamaya çalışacağız'' dedi.
Komşu ülkelerin birbirlerini destekleme durumunun yıllardır devam ettiğini dile getiren Kutlu Özmakinacı, şunları söyledi:
''Yunanistan'ın Rum Kesimi'ne oy vermesi zaten bildiğimiz bir şey. Rum Kesimi bize oy verir mi? Bunu hiç bir zaman bilemezsiniz ya da çok da fazla beklenti içinde olmamanız lazım. Geriye dönüp baktığınızda hangi ülkelerin kimlere oy verdiğini biliyorsunuz. İyi bir şarkı, iyi bir şov ve iyi bir tanıtımla aşılabilen durumlar bunlar. Türkiye'nin Eurovision'da zaten belli bir oy kapasitesi var. İyi sonuç alan bütün arkadaşlarımıza baktığımız zaman, müzikal olarak fark da yarattıklarının ortaya çıktığı söylenebilir. Bana göre ülkelerin politik pozisyonlarını belli oranda etkileyebilirsiniz. Bu bizim dışımızda gelişen bir olay. Bu duruma bizim açımızdan bir takım pozitif faktörleri eklemek için elimizden geleni yapacağız.''
"Tempolu şarkı olacak"
''TRT ile olan ilişkinizi merak ediyorum. Hangi merkezde buluşuyorsunuz, birbirinizi ne kadar anlıyorsunuz, kendinizi o tarafa nasıl anlatıyorsunuz'' şeklindeki soru üzerine ise Grubun vokalisti Kenan Vural şunları söyledi:
''Ülkemizi bu yarışmada temsil etmek sadece yaptığımız müzikle ilgili bir şey olmasa gerek. Ben her gün gazetelerde çıkan yazıları, eleştirileri takip ediyorum. Çok farklı görüşler var. Ama dün okuduğum köşe yazısında, TRT Müzik Dairesi Başkanı'nın bu konuya nasıl baktığını bir arkadaşımız yazmış. 'Sadece o sahne üzerinde değil, ülkeyi kültürel olarak da temsil edecek insanları da tercih ediyoruz' demişler. Eminim ki biz seçilmeden önce eğitim durumlarımız, yabancı dil seviyemiz tartılıp, biçilmiştir. Ülkemizi ne kadar tanıdığımızı, bu coğrafyaya ne kadar değer verdiğimizi, onun müzikal değerlerine kendi müziğimiz içinde yer vermeye çalıştığımızı defalarca söyledik. Bunu sadece sahne üzerinde sergilenecek üç dakikalık performans olarak görmemek gerekir.''
Vural, Türkiye'yi Eurovision'da temsil edecek grubun müzik dışında da donanımlı olmaları gerektiğini, seçildikleri için de kendilerinde böyle bir değer görüldüğüne inandıklarını ifade etti.
Grubun davulcusu Alpay Şalt da, ''Bizim kuşağımızdaki müzisyenlere en büyük hediyeyi aslında TRT vermiştir. Çünkü biz TRT'de yayımlanan müzik programlarını dinleyerek büyümüş bir kuşağız. Müzik kültürümüzün aslında büyük bölümünü TRT'ye borçluyuz. TRT ile yetişmiş müzisyenler olarak, TRT'nin verdiği bir görevi yerine getireceğiz. Bu da ayrıca bizim için gurur verici'' diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği