“Bugün menümüzde tam 66 farklı sos var. Sadece acı-ekşi dengesi değil; tatlı, aromatik, baharatlı gibi pek çok dengeyi düşündük. Her sos, aslında müşterilerimizin talep ve alışkanlıklarından yola çıkılarak geliştirildi” diyerek, bu yaklaşımın marka kültürünün temel bir parçası olduğunu ifade ediyor.
Sosla başlayan bir lezzet hikayesi
Arslan, dönerin çok bilinen bir ürün olduğunu ancak farklılaşmanın ancak detaylarla mümkün hale geldiğini düşünüyor:
“Lezzet sadece etin iyi pişmesiyle bitmiyor. Ete eşlik eden ekmek, lavaş, garnitür ve en önemlisi sos dengesi, tüm lezzet haritasını belirliyor. Biz bu haritayı bilimsel değil, sahadan aldığımız geri bildirimlerle çizdik.”
Beğendik Döner mutfağında geliştirilen 66 sosun bazıları bölgesel tariflerden, bazıları ise tamamen özgün denemelerden oluşuyor. Bunlar arasında Hatay usulü nar ekşili karışım, fıstıklı acı sos, çocuklar için özel tatlandırılmış domates bazlı versiyonlar da bulunuyor.
Menüde sosun rolü sadece dönerle sınırlı değil
Beğendik Döner, yalnızca döner sunmuyor. Menüsünde çiğ köfte, Hatay usulü dürüm, tırnaklı ekmekle hazırlanan tabaklar, öğrencilere özel ekonomik menüler ve çocuklara uygun acısız içerikli seçenekler de yer alıyor.
Mustafa Arslan’a göre bu çeşitlilik, soslar sayesinde daha esnek ve tatmin edici bir hale geliyor:
“Bir ürünün dört-beş farklı sosla bambaşka şekillerde deneyimlenmesini sağlıyoruz. Aynı dürüm, sarımsaklı yoğurtla başka; köz biberli ballı sosla bambaşka oluyor. Müşterilerimiz tekrar geldiğinde farklı bir deneyim yaşamak istiyor. Bu çeşitlilik bizi güçlü kılıyor.”
Şanlıurfa’dan İstanbul’a: Yeni hedefler
Marka şu an Şanlıurfa, Gaziantep, Birecik ve İbrahimli gibi bölgelerde faaliyet gösteriyor. Toplamda yedi şubeyle hizmet veren Beğendik Döner, 2027 yılına kadar İstanbul ve Avrupa pazarında yer almayı hedefliyor.
“Şanlıurfa bölgesinde önemli bir marka bilinirliği elde ettik. Artık büyük şehirlerdeki rekabete hazırız. İstanbul’daki lezzet kültürünü yakından inceliyoruz. Avrupa için ise Almanya ve Hollanda başta olmak üzere belirli görüşmelerimiz var.”
Mutfakta Ar-Ge: Sadece fabrika değil, düşünce merkezi
Markanın mutfak bölümü, klasik üretim alanı olmanın ötesinde, sos ve ürün geliştirme üzerine çalışan bir “deney mutfağı” gibi işliyor. Mustafa Arslan, bu alanın sadece üretim değil, öğrenme ve geliştirme yeri olduğunu söylüyor.
“Her yeni ürün, önce burada test edilir. Sadece personel değil, bazen müşterilerimizi de davet edip denemeler yapıyoruz. Beğendik Döner’in menüsü yaşayan bir menüdür. Bugün en çok satan ürün, yarın daha iyi bir versiyonla değişebilir.”
Sonuç yerine: Bir sos, bir marka kültürü
Beğendik Döner’in “sos yaklaşımı”, yalnızca gastronomik bir tercih değil; müşteriyle kurulan bağı güçlendiren stratejik bir marka yaklaşımı. “Lezzet kimlik işidir. Bir tat, bir doku, bir alışkanlık…Biz bu alışkanlığı her gün yeniden yazıyoruz” diyen Mustafa Arslan, lezzetin arkasında yatan sistemli düşüncenin altını çiziyor.
