Merhaba
Yazınıyla Cumhuriyet öykücülüğünde yeniliğin öncüsü Nezihe Meriç (1924 / 18 Ağustos 2009) ve kült yapıtı ‘Adresi Bilinmiyor’ ile Kressmann Taylor (19 Ağustos 1903 / 14 Temmuz 1996) kapağımızda.
Edebiyatta yeni arayışlarla toplum içindeki bireyin durumunu ortaya koyan 1950 Kuşağı’nın yaşamda ve edebiyatta insanı köleleştiren alışkanlıklara başkaldıran, edebiyatta gerçeği derinliği ve genişliğiyle boyutlandırarak duyguları, düşleri, düşünceleri imgeli bir anlatımla ve tüm yönleriyle mutfağında piştiği Dost ve Seçilmiş Hikâyeler Dergisi yıllarındaki birikimiyle aktarmayı başaran, Cumhuriyet öykücülüğünde yeniliğin öncüsüdür Nezihe Meriç.
Aydın sorumluluğuyla doluydu, derinlikli gözlemleriyle bireysel ve toplumsal değişimi ayrıntılarıyla aktardı. Cumhuriyetin ilk kadın öykücülerinden biri olarak öykülerinde kadın dünyasını, kadının varoluş mücadelesini, iç dünyasını, toplumdaki yerini ev, aile, sokak, gelenekte ve gelecekteki yeriyle, bütünlüğüyle aktardı, kadın ruhunun sesi oldu.
1950’de “Bir Şey” adlı öyküsüyle başlayan yazınsal serüvenini anılarında, “Ben bir saatlik yürüyüşten bin öyküyle dönerim. Ben öykülerimle yaşarım” diyen, öykünün mutfağında pişen, Dost Yayınları’nda Nâzım Hikmet’in Bütün Yapıtları 1’i yayımladığı için hapis cezasına çarptırılan, 1968’den “74 Affı”na kadar “kaçak” yaşayan Nezihe Meriç’i Asım Bezirci’nin sözleriyle ve saygıyla anıyoruz:
“Nezihe Meriç anlatımının güzelliği, duyarlılığının inceliği, gözlemlerinin keskinliği, işlediği sorunların ilginçliği, kadın psikolojisini yansıtmadaki ustalığı ve bilinçli başkaldırısıyla dikkate değer bir yazardır.” Öner Yağcı’nın yazısı...
Amerikalı Kressmann Taylor, tek bir yapıtla dünya edebiyatına adını yazdırmayı başarmış ender yazarlardan biridir. 1938’de yayımlanan Adresi Bilinmiyor adlı kısa romanı (ya da uzun öyküsü), 12 Kasım 1932 ile 18 Mart 1934 tarihleri arasında 40 yaşlarındaki Max ve Martin adlı iki arkadaşın birbirilerine yazdıkları 19 mektuptan oluşur.
Bu mektuplar aracılığıyla, İkinci Dünya Savaşı’nın eşiğinde Almanya’nın nasıl yavaş yavaş totalitarizmin uçurumuna yuvarlandığını, bunun sonucu olarak iki dostun ilişkilerinin giderek gerginleştiğini ve engellenemez bir trajediye doğru gittiğini görürüz.
Kressman Taylor, Nazi Almanya’sını bir edebi konu haline getiren ilk birkaç yazardan biridir. Avrupa’da savaş çanlarının çalmaya başladığı 1938 yılında, ABD hâlâ tarafsız ülke konumundayken Amerikan kamuoyunun çok ilerisinde cesur bir öngörü sergiler çünkü Hitler rejiminin oluşturduğu tehlikeyi meslektaşlarının büyük çoğunluğundan önce sezmiştir.
Adresi Bilinmiyor, İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasından bir yıl önce, Hitler rejiminin kısa süre sonra uygulamaya başlayacağı korkunç katliamları toplumun henüz aklına bile getiremeyeceği bir tarihte yazılmış, sıradan insanların korkudan, körü körüne, ya da fırsattan istifade nasıl insanlık dışı bir ideolojiye biat ettiklerini anlatan vizyoner bir anlatıdır. Ferda Fidan’ın yazısı...
- M. Sadık Aslankara (“Öykü neyin peşinde” / Erkut Özal, Iskarta, Alakarga / Emir Çubukçu, Yaban Hayvan Koleksiyonu, İletişim / Rıdvan Hatun, Billur Örüntüler, Can),
- Rıdvan Dansuk (Gültekin Emre, En Genç, Lando),
- Nursel Özçelik Cengiz (Sevim Kahraman, Karanlık ve Mavi - ‘Bir Halikarnas Balıkçısı Romanı’, Kırmızı Kedi)
- Can Uyar (Tarık Zafer Tunaya, İslâmcılık Akımı, Kronik),
- Y. Bekir Yurdakul (Fatih Tuncay, Yapay Zekâ Karanlık Gölgeler, Bilgi),
- Vitrindekiler, kısa tanıtımlar, Emek Yurdakul’un hazırladığı Güncel ve Mustafa Başaran’ın hazırladığı Bulmaca ile de düşün trafiği sürüyor!
İyi okumalar...
Gamze Akdemir
Dolu dolu Kitap Dergi, BUGÜN gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte...
Unutmayın; her gün Cumhuriyet her perşembe Cumhuriyet Kitap Dergi okunur!
