Yazılakalanlar... Eral Canberk’in yazısı...
Bu kısa yazılar bir okur / yazarın 1985 yılından bu yana kaleme aldığı değinmeler / çıkmalar, bir başka deyişle ya da eskilerin deyişiyle “derkenar”lardan seçilip derlenmiştir. Söz konusu kişi okuduğu kitaplarda, dergilerde, gazetelerde ve ayrıca gördüklerinden, işittiklerinden ilgisini ya da dikkatini çekenleri, çağrışımları, önce “Kaydadeğerlikler” başlığı altında deftere/defterlere yazagelmiş, sonra da Fransızların “feuille volante” dedikleri “tek yaprak” kâğıtlara (yarım dosya kâğıdı boyutunda) yazmaya başlamıştır. Daha sonra da “Yazılakalanlar” genel başlığı altında yayımlamaya yeltenmiştir! Hepsi bu… Unutmadan; değinmeler / çıkmalar ilk kaleme alındıkları gibi bırakılmış olmakla birlikte temize çekilirken bilgi denetimi yapılmış, yanlışlar düzeltilmeye, eksikler giderilmeye çalışılmış, gerektiğinde yeni bilgiler eklenmiştir.
Bu kısa yazılar bir okur / yazarın 1985 yılından bu yana kaleme aldığı değinmeler / çıkmalar, bir başka deyişle ya da eskilerin deyişiyle “derkenar”lardan seçilip derlenmiştir.
Söz konusu kişi okuduğu kitaplarda, dergilerde, gazetelerde ve ayrıca gördüklerinden, işittiklerinden ilgisini ya da dikkatini çekenleri, çağrışımları, önce “Kaydadeğerlikler” başlığı altında deftere/defterlere yazagelmiş, sonra da Fransızların “feuille volante” dedikleri “tek yaprak” kâğıtlara (yarım dosya kâğıdı boyutunda) yazmaya başlamıştır. Daha sonra da “Yazılakalanlar” genel başlığı altında yayımlamaya yeltenmiştir! Hepsi bu…
Unutmadan; değinmeler / çıkmalar ilk kaleme alındıkları gibi bırakılmış olmakla birlikte temize çekilirken bilgi denetimi yapılmış, yanlışlar düzeltilmeye, eksikler giderilmeye çalışılmış, gerektiğinde yeni bilgiler eklenmiştir.
1985/1
- Thomas Dekker (1572, Londra-1632, Londra)... Oyun yazarı ve yergici Dekker’ın The Honest Girl (Namuslu Yosma/Onurlu Fahişe) adlı oyunu varmış. 1. bölümünü 1604’te, 2. bölümünü 1608’de yazmış. Dekker 40’tan fazla oyununun çoğunu başka yazarlarla ortaklaşa kaleme almış. Borçlarından ötürü bir süre hapis yatmış… Sartre’ın da dilimize Saygılı Yosma (La Putain respectueuse) adıyla çevrilen bir oyunu var.
- Eb-ül-iz el Gazzarî (XII, yüzyıl)… “Modern sibernetik bilimi öncüsü” diye tanımlanıyor.
- Sâbit... Sâbit’in hekimlere bir serzenişi var: “Sıhhat gibi bîmâr-ı gama geç geliyorlar/ Öldürdü bizi nâz-ı etibba ne belâdır”. Bu Sâbit (?, Bosna/Uzica-1712, İstanbul) “Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir/ Mübtelây-ı gama sor kim geceler kaç saat” diyen Sâbit mi acaba?
- Sadettin Nüzhet Ergun (1901, Bursa-1946, İstanbul)… Eserlerinin yeni baskıları neden yapılmaz? Bektaşi Edebiyatı Antolojisi’nin 2. baskısı 1956’da yapılmış. Türk Şairleri Antolojisi yarım kalmış… Aynı durum İsmail Hikmet Ertaylan (1899, İstanbul-1967, İstanbul) ve Yusuf Şerif (Kılıçel) (1890, Hanya/Girit-1944, ?) için de söz konusu.
Hele Yusuf Şerif! Avrupa edebiyatı konusunda telif ve çeviri verimleri olan bu edebiyat tarihçimizin edebiyat ansiklopedilerinde ya da yazarlar sözlüklerinde yaşamöyküsüne bile rastlayamazsınız!
Kitaplarından bazıları: Avrupa Edebiyatı, Mühim Simalar ve Numuneler, Rönesans (1930), Mistiklik ve Mantık (Bertrand Russell’dan çeviri), Muhtasar Avrupa Edebiyatı Tarihi (1935), Mukayeseli Edebiyat (Paul Van Tieghem’den çeviri).
- Euphemismos› euphemismus› (Fr.) euphémisme (Es.Yun. euphemimos› eu “iyi”, pheme “söz”)... Eskiler “edeb-i kelâm” demişler. Tâhir-ül Mevlevî, Edebiyat Lügati’nde şöyle tanımlıyor: “İfadenin mübtezel ve bayağı tabirlerden münezzeh bulunmasıdır. Buna ‘asâlet’ ve ‘mümtâziyet’ isimleri de verilir.”
L. Sami Akalın’ın Edebiyat Terimleri Sözlüğü (Varlık Yayınları, 1970) adlı sözlüğündeki tanım: “Söz terbiyesi; anlatımda, geleneğe göre ayıp sayılan, çirkin sayılan şeyleri kendi adlarıyla anlatacak yerde, mecazlı sözlerle anlatmak.”
Yazın Terimleri Sözlüğü (TDK, 1974): Dolamlama/Örtmece/Söz Töresi (üç ayrı madde). (Sonradan eklenen: Görünen o ki günümüz siyasetçileri böyle bir sanattan habersizler.)
- Abdülhalim Galib Paşa (?, İstanbul-1876, İstanbul)... Divan şairi. Şiirlerinde köy yaşamından, köy sorunlarından söz etmiş. Cinsel konular ve mizah da varmış şiirlerinde. Osmanlıca’dan çok Türkçe yazdığı için “Türk Galib” diye anılmış. Aile kökeninden ötürü “Niğdeli Galib” adını da kullanmış. Küçük divanına Mutayebât-ı Türkiyye adını vermiş. (Mutayebât: Eğlenceli hikâyeler, fıkralar.)
- Arap tarihçi ve edebiyatçı Ebül Ferec (897-967)… Makale fiş-Şerab (Şarap Konusunda Makale) diye bir eseri varmış. İçki içtiği ve müzikle ilgilendiği biliniyor. Ensâb (soylar), ahbâr (bilginler, din uluları, erdemli kimselerle ilgili haberler), şiir, şairler, meyhaneler, müzik üzerine 30 kadar eseri varmış.
- Sevâhilnâme... İstanbul kıyılarındaki semtleri anlatan bir mesnevî imiş… Yeni bilgi: Asaf Hâlet Çelebi’nin Dîvân Şiirinde İstanbul (Hece Yayınları, yeni baskı 2002) adlı seçkisinde Sevâhilnâme mesnevîsi yer alıyor ve şairi sadece Fennî (öl. 1745) olarak gösterilmiş.
Nitekim kaynaklarda da Sevâhilnâme şairinin yanlış olarak Fennî Mehmed Dede (1710/1716) olarak gösterildiği, mesnevînin Fennî Mustafa (öl. 1745) diye tanınan şaire ait olduğu belirtiliyor…
Kaynaklara bakılırsa başka şair Fennî’ler de var: Cennet Mehmed Efendi (öl. 1665), Âşık Fennî (XVII. yy.), Fennî Efendi (XV. yy.), Gazi Ahmed Paşazade (XVIII), Mehmed Said Efendi (1851-1918), Derviş Sükutî (XVII. yy.), Timur Mehmed Efendi (ö. 1845), Üskübî Yusuf Efendi (öl. 1660 ?)…
Başka bir “Fennî”, felsefeci (İslâm ve Batı felsefesi) İsmail Fennî Ertuğrul (1855-1946) konusunda İsmail Kara’nın Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi (Risâle Yayınları, II. cilt, 1987) adlı incelemesinde gerekli bilgi var. Bazı kaynaklarda, kitaplaşmayan çevirileri arasında Montaigne’in Denemeler’inin bulunduğu da kaydedilmiş.
- Rabelais’nin etkilendiği İtalyan şair Teofilo Folengo (1496 ?-1544)... “Merline Coccaie” takma adanı da kullanmış. Şiirleri kaba, maskaraca güldürü anlamına gelen “macaronico” (makaroniko) tarzı edebiyatın örneklerinden.
(Yeni bilgi: İt. Macaronico/Fr. Macaronique edebiyat XV. yy. sonlarında İtalya‘da ortaya çıkmış. Uydurma Latince kelimelerle ve halk dili karışımı bir dille yazıldığı için gülünçlük taşıyan şiirlere bu ad verilmiş...
Bizde “makarna tarzı” diye adlandırılmış. Gündelik dilimizdeki “makaraya sarmak” deyimi, ses benzerliği sonucu mu oluşmuş acaba?... Amerikan kovboy filmlerine özenilerek çekilen sıradan kovboy filmlerine de “makarna western” deniyor…)
- Metafizik... Fizikötesi, Osm. Mâbâdet tabia (mabad-et-tabiiye)…
Benzetlemek: Bir şeyin benzerini yapmak…
Trük (Fr. Truc): Türkçe karşılıkları: Numara, oyun, hüner / tkz. Püf noktası, hile, incelik / tkz. Yol, çare, numara / tkz. Şey/ tkz. Zımbırtı / Sinema ve tiyatroda: Hile, sinema hilesi; dolantı…
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi