Makedonya’dan gelen Opstinski Hor Zejadin Ismaili adlı erkek korosu; 2019’un bir yaz akşamı, Dr. Mete Gökçe’nin düzenlediği Çanakkale Uluslararası Koro Festivali bünyesinde kordondaki konserinde son eserini söylemeye giriştiğinde; bizzat Gökçe, Atilla Çağdaş Değer ve gerisini anımsayamadığımız isimlerle birlikte sahneye fırlamış ve hep birlikte bildiğimiz sözlerini söylemiştik. O gün bize bambaşka gelen Çanakkale Türküsü’nün yalnız bir ile ya da bölgeye ait olamayacağını duygu dolu anlarda bir kez daha kavramıştık.
Zamanında Onur Akdoğu’nun incelemeleri yanında, Şamlı Selim’in Risale-i Musikiye’de 1915 veya 1916’da yayımladığı, Kemani Kevser Hanım’a ait olan “Çanakkale Marşı”nı 2020’de İstanbul Üniversitesi Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (OMAR) çalışmaları pek değerli! Tayyarecilik vurgusunun da gözlemlendiği marşın orijinal sözleri okunduğunda; adeta “türkü haline gelmiş bir marş” izlenimi doğuyor.
Fakat önceki bulgularla marşın da bir anonim türküden kaynaklanmış olabileceği ihtimali doğuyor. Malum! Osmanlı zamanı kadınlar nüfus sayımına dahil edilmediği için; marşın bestecisi Kemani Kevser Hanım hakkında farazi bilgiler dışında elde pek az şey var! Sözleri; adeta onun (kimi kaynakların ifade ettiği gibi) Edirneli olduğunu ve sonra İstanbul’da yaşadığını doğruluyor. Muzaffer Sarısözen’in Kastamonu’da İhsan Ozanoğlu’ndan derleyerek notaya aldığı (bildiğimiz) “Çanakkale Türküsü” ise 1907 doğumlu kaynak kişinin aktarımının ne denli doğru olabileceği sorusunu akla getiriyor. Sarısözen’in çalışması yanında Willi Heffening’in derlemesinde tespit ettiği ilginç ve benzer sözle melodiler; konunun Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı veya Türk Tarih Kurumu gibi güvenilir kurumların çalışma alanına girmesinin ne denli yararlı olacağını net şekilde ortaya koyuyor.
Türkü ile ilgili kesin olan bir şey varsa, o da günümüz sınırlarını aşan bir coğrafyanın ortak değeri olduğu... 2019’da Çanakkale’deki konserleri esnasında Makedon korosunun üyelerinden Ülber Bey’e mikrofon uzatarak ve “Dur Yolcu” yazısını işaret ederek “Karşı kıyıda ne görüyorsunuz?” diye sorduğumda temiz bir Türkçe ile herkese verdiği tek kelimelik yanıt, aslında türkü incelendiğinde de ardında beliriveriyor: “Dedelerimizi”... Ruhları şad olsun!
ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
İÜ OMAR’ın kaynak olduğu nota belgesindeki sözleri aslına sadık kalarak çevirelim:
(1) Edirne’den çıktım başım selamet
Harbe dahil olmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
(2) Atar çavuş atar vururlar seni
Ölmeden mezara koyarlar seni
Of gençliğim eyvah
(3) Çanak kalesinde vurdular beni
Nişanlımın mendiline sardılar beni
Of gençliğim eyvah
(4) Çanakkale içini duman bürür
Kırk altıncı fırkanın namı yürür
Of gençliğim eyvah
(5) Çanak kalesinde yatar bir selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gençliğim eyvah
(6) Çanakkale içinde dolu bir testi
Analar babalar ümidi(n) kesti
Of gençliğim eyvah
(7) Atar İngiliz atar piş(i)man olursun
Kan akıcı fırkaya kurban olursun
Of gençliğim eyvah
(8) Çanakkale içinde sıra selviler
Altında yatıyor arslan şehidler
Of gençliğim eyvah
(9) İstanbul’dan çıktım başım selamet
Çanakkale’ye varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
(10) Çanakkale Boğazı dardır geçilmez
Kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah
(11) Çanakkalesi’ni duman bürüdü
Âli Kemal Bey’in namı yürüdü
Of gençliğim eyvah
(12) Çanakkale içinde bir sarı yılan
Osmanlı’nın tayyaresi durdurur divan
Of gençliğim eyvah
(13) Tayyare ile uçarız dağlar aşarız
Bize tayyareci derler düşmanları yakarız
Of gençliğim eyvah!
Ersin Antep - Konuk Yazar