Konuyla yakından ilgilenen Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu Yöneticisi Arkeolog Nezih Başgelen, “Beşparmak dağlarının çeşitli kesimlerinde 1990’ların başından itibaren Dr. Anneliese Peschlow Bindokat’ın yaptığı yüzey araştırmalarında binlerce prehistorik kaya resmi tespit edildi” diyor.
Kaya resimlerini fotoğraflayıp kayıt altına alan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ise Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na bildirdi. Yapılan çalışmanın ardından 8 bin yıllık olduğu değerlendirilen kaya resimleri ile demirci işlikleri, seramik buluntuları ve yapı kalıntılarının da bulunduğu alan birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edildi.
‘BEREKET KÜLTÜ MERKEZİ’
Gazetemize açıklama yapan Başgelen, “MÖ 6. bin-MÖ 5. bin ilk yarısına tarihlenen bu kaya resimleri Yakındoğu arkeolojisinin son dönemdeki en büyük keşiflerinden birisidir. En az Göbeklitepe, Çatalhöyük bulguları kadar önemli olan bu kaya resimlerinde aile, erkekkadın ilişkisi, anne ve çocuk betimlerinin çoğunluğu dikkat çekmekte ve herhangi bir şiddet sahnesi görülmemektedir.
Latmos, Anadolu’nun kutsal dağlarından birisidir ve 1400 metreye ulaşan zirvesi çok eski zamanlarda bir bereket kültü merkezidir. Kaya resimlerinin buluntu yerleri dağ zirvesi etrafına dağılmıştır ve dolayısıyla oradaki bereket kültüyle bir ilişkisi bulunmaktadır” dedi.
ÖZGÜN BİR KÜLTÜR
Başgelen, “Latmos kaya resimleri, konu ve resim dili açısından dünyadaki kaya resim sanatı içinde ünik özellikler göstermektedir. Bu nedenle de özgün bir Latmos kültüründen söz edebiliriz” ifadelerini kullandı. Başgelen sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak Türkiye’nin bu eşsiz kültür hazinesi son yıllarda ruhsat sayısı hızla artan taş (feldispat) ocakları nedeniyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu eşsiz kültür ve doğa miraslarının korunabilmesi için acilen gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bunu bir milli park ölçeğinde hayata geçiremezsek kültürü ve doğasıyla eşsiz özellikler taşıyan ve bir tür tarihöncesi açık hava müzesi olan bu yörenin özgün değerleri büyük ölçüde kaybolup gidecektir. Bu açıdan Bahattin Sürücü ve EKODOSD’un bugüne kadar sahada gerçekleştirdikleri her türlü takdirin üzerindedir.
Bu bağlamda tespit ettiği yeni kaya resimlerinden ve bunların olduğu sahanın 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilmesindeki katkısından dolayı kendisini gönülden kutlarım.”