‘Avatar: Ateş ve Kül’ ve ‘Hind Rajab’ın Sesi’ gösterimde: Atalarımızın gücüyle

‘Avatar: Ateş ve Kül’ ve ‘Hind Rajab’ın Sesi’ gösterimde: Atalarımızın gücüyle

19.12.2025 04:00:00
Güncellenme:
Aslı Selçuk
Takip Et:
‘Avatar: Ateş ve Kül’ ve ‘Hind Rajab’ın Sesi’ gösterimde: Atalarımızın gücüyle

James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül’de travma, şiddet ve güç istismarını düşsel bir evrende anlatırken Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania, Gazze’de öldürülen 5 yaşındaki Hind Rajab’ın gerçek hikâyesini sinemaya taşıyor.

“19 yaşındaydım, rüyamda parlayan ağaçlar, mor yosunlar gördüm” diyen James Cameron uyanır uyanmaz biyolüminesans ormanın renkli çizimini yaptı, gençlik düşü Avatar’ı 2009’da gerçekleştirdi. Pandora gezegeninde tropikal ormanda geçen ilk bölüm Jack’le Neytiri’nin aşk öyküsüydü. Avatar: Suyun Yolu’nda (2022) gezegeninin çeşitli bölümlerini tanıdık, ormandan denize, okyanusa uzandık, dünyadan gelen sömürgeci Amerikan ordusu doğayı katletti, barışçı Navilerin yaşam alanını istila ederek yerel halkı sürdü. Naviler, Su Kabilesi sayesinde hayatta kalıp yaşama tutundular. Yeni karakterler su insanlarıyla, Tulkun’larla (balinalar) tanıştık, Neytiri, oğlunu trajik şekilde yitirdi.

Avatar: Ateş ve Kül (2025) travmayı, şiddeti, matemi anlatır. Nefretle dolan Neytiri, ırkçı düşüncelerle boğuşur. Şiddet yanlısı, ateşe tapan Küller Kabilesi Eywa’dan (Doğa Ana) intikam almak ister, volkanik patlamada Eywa, kabilenin yardım çağrısına yanıt vermez. Kabile o kadar acı, açlık çekmiştir ki önder Varang her şeyi göze almaya hazırdır. Ateş, nefreti, şiddeti, travmayı, güç istismarını, küller ise bu enerjinin sonuçlarını, acıyı yaşamak zorunda kalındığını simgeler. Rüzgar Tüccarları, tıpkı eski İpek Yolu’ndaki gibi göçebe tacirlerdir, gökyüzünde süzülerek yolculuk yaparlar.

BENZERSİZ BİR DÜŞSELLİK 

Avatar 3’te görselliği, duygusallığı doruğa çıkaran Cameron, tümüyle öyküye ve karakterlere odaklanır. İzleyiciyi benzersiz, büyüleyici, görkemli bir düşsel yolculuğa çıkarır. Navilerin hep iyi yanlarını gösteren Cameron, özellikle Küller kabilesinin kötücül yüzünü yansıtır. Pandora’da tüm türlerin uyum, denge içinde yaşaması gerekir ama Küller Kabilesi ile istilacı Amerikan ordusu buna izin vermez. Cameron, performansı yakalama tekniğini kullanırken oyuncularını hep öne çıkarır, karakterlere hayat ve ruh katan oyuncularını kollar. Yapay zekâ kullanmaz, Navi halkının, yaratıkların duygusunu onların gözlerinden yansıtır. Gerçek kamera ile sanal kameranın birleşmesini “simulcam” sağlar. 400 milyon dolar bütçeli Avatar 3: Ateş ve Kül’de Sam Worthington, Zoe Saldana, Sigourney Weaver, Oona Chaplin (Charlie Chaplin’in torunu), Kate Winslet, Christian Lang, David Thewlis, Jack Champion oynuyor. 3 saat 17 dakika süren epik bilimkurguda zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

‘KORKUYORUM, BENİ KURTARIN’

29 Ocak 2024’te 5 yaşındaki Filistinli bir kız çocuğu, Filistin Kızılayı kurtarma ekibiyle saatlerce konuştu. “Çok korkuyorum, gelip beni kurtarın” dedi. Bu kızın adı Hind Rajab’dı. Hind ve yakınları İsrail’in tahliye emri üzerine Gazze’deki çatışmalardan kaçarken İsrail tanklarının saldırısına uğradı. İsrail kurşunlarıyla delik deşik edilen arabadaki Hind’in dört kuzeni, teyzesi, amcası hemen orada öldü. Yaralı Hind hayattaydı, dedesiyle, annesiyle konuştu. İsrail tanklarının gitmesinden sonra Hind ve yakınlarının bedenleri Tel el Hawa mahallesindeki bir benzin istasyonunun yakınında bulundu. Onları kurtarmaya gelen iki görevlinin cesetleri de ambulanstaydı. Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania bu trajediyi yeniden canlandırmaya karar verdi. Hind’in annesi Wissam Hamada’dan izin aldı, anne “Umarım bu film bu yıkıcı savaşı durdurur, Gazze’deki diğer çocukları kurtarır” diyerek iznini verdi.

Image

Yönetmen, gerçek ses arşivlerini kullanarak Ramallah’taki Filistin Kızılayı çağrı merkezinin boğucu atmosferini yeniden yarattı. Gerçekle kurguyu iç içe geçirerek kurtarma ekibini gerçek oyunculardan oluşturdu (Saja Kilani, Clara Khoury, Omar A. Alqan). “Seyirciyi sarsmak, onları kurtarma ekibinin yerine koymak istedim” diyen belgeselci tüm filmi Hind’in sesi, sessizlikleri çevresinde oluşturdu. Çekimde oyuncular doğaçlama yaptılar, gözyaşlarını tutamadılar. Hind’in yardım çağrısı yanıtsız kaldı, tıpkı ölüme terk edilen Filistin halkı gibi. Tunus’un Oscar adayı olan, Venedik’te Gümüş Aslan ödülünü alan filmin yapımcılığını Brad Pitt, Rooney Mara, Joaquin Phoenix, Alfonso Cuaron, Jonathan Glazer üstlendi. Yürekli, hümanist, etkileyici, sarsıcı bir yapım, mutlaka izleyin.