CRR'de yüz yıllık konser

102 yıl önce Apollon Tiyatro’da hayata geçirilen “Cemil Konseri” geçen günlerde CRR Konser Salonu’nda aynı repertuvar akışıyla tekrar canlandırıldı.

Yayınlanma: 10.03.2022 - 04:00
CRR'de yüz yıllık konser
Abone Ol google-news

“Ne yaşıyoruz biz böyle?” Bir konserin içinde yanımızdaki arkadaşımıza coşkulu bir esriklikle fısıldayabileceğimiz sözler. Yineleyerek. Alımlayış ve estetik değeri yüksek sanat ürünüyle karşı karşıya gelince insan yaşadığı deneyimle başa çıkmanın yolunu kimi böyle sorularla arıyor. Geçen günlerde CRR Konser Salonu’nda tanık olduğumuz “100 Yıllık Bir Konserin Hikâyesi”nde yaşanan için “Stendhal Sendromu”nu da akla getiren bir duygu durumuydu bile denebilir. İşgal yıllarında, Kadıköy Moda’da Apollon Tiyatrosu’nda yapılmış “Cemil Konseri”nin 102 yıl sonra (salgından iki yıl gecikerek) aynı repertuvar ve akışıyla tekrar canlandırılışıydı izlediğimiz, dahası geçiştiğimiz. İnceliklerle nakış nakış işlenmiş bir işti. 

NAKIŞ NAKIŞ İNCELİK

Şef İhsan Özer’in, asıl konserdeki Reis Ali Rifat Bey’in bagetini kısacık süreliğine olsun girişte kullanması incecik nakıştı örneğin. Tanburların kemençelerin, Tanburi Cemil’in plağa kaydettiği biçim Tahirbuselik Peşrevi’ni icra edişi de öyle. Tanbur ile kemençenin nasıl da yakışır oluşu birbirine. Cemil Konseri’ndeki Ali Rifat Bey’in udu, Nuri Duyguer’in sinekemanının çalınışı. Hatta tüm eserlerin o sahnedeki müzisyenlerin el yazılarındaki notalardan çalınıp söylenişi. Bu müzik meşk ile icra edildiğinden, notaları zaman içinde oturmuş bildiğimiz eserleri o haliyle dinlemenin de içine giriverdiğimiz esrikliğin üstünde payı oluşu. Nihavend longayı çalmış “7 yaşında mini mini Nilüfer Hanım”ı on üçündeki solistimiz Zeynep Daniş’in temsil edişi, kostümünün özenli seçilişi. Vatan sevgisi, Milli Mücadele şiirlerini yazmakta olan on sekizlik Nâzım Hikmet’in o gün okuduğu “Cemil Ölürken” şiirini okuyan Genco Erkal’ın alçakgönüllü ustalığı, alkışı hızlıca alarak bile rol çalmaktan kaçınan gönül adamlığı. Aralarında Münir Nurettin Selçuk’un da olduğu, asırlık o müzisyen dede ninemizin, bu anma konserine nesne, belge sağlayan torunlarının zenginleştirici konukluğu.

ZARİF BİR BAŞKALDIRI

Cemil Konseri de bir (araştırmalara göre ilk) anma konseri. Tanburi Cemil Bey’in ölümünden sonra adına düzenlenen, Tanzimat’la Batılılaşmanın Türk müziğine yansıdığı ilk konser. Önceleri elinde def bir serhanende yönetimiyle icra edilen müzik, ilk kez bagetli şefle gerçekleşir, sazlarımıza armonyumun piyanonun eşlik edişi de bir ilktir. Şark Musiki Cemiyeti’nin, Tanburi Cemil Bey için mezar ve abide yaptırılması ereğiyle düzenlediği konserin geliri Cemil Bey’in oğlu Mesut Cemil’in yurtdışındaki eğitimi için kullanılır. Tanburi, viyolonselist, koro şefi, daha birçok şey Mesut Cemil’in başta İstanbul ve Ankara Radyosu’na katkılarıyla müzik ve kültür tarihimize hizmetleri ise saymakla bitmez. Savaş yıllarında kurulmuş Şark Musiki Cemiyeti’nin donanımı, gayretinin niteliği ise cemiyetin özenle tasarlanmış simgesinden broşürüne değin görülebilir. O sırada müzik için bu gayret lüks müdür? Tam tersi bir ihtiyaçtır. Hatta keskin bir meydan okuyuş, zarif bir başkaldırıştır. 

Dileyelim 100 yıl sonra bu konserin de konseri yapılsın, iki konserin hikâyesi birlikte anlatılsın. Bir yüzyıl sonra da üçü birlikte... Sanata evet.  


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler