David Cronenberg'den yeni bir film: Müstakbel Suçlar

Yakın gelecekte distopik bir başyapıt olarak kültleşeceği düşünülen Cronenberg sinemasının tüm unsurlarını taşıyan Müstakbel Suçlar filmi, gelecek, evrim, teknoloji ve sanat kavramları çerçevesinde “insan nedir?” ve “sanat nedir?” sorularını yepyeni bir biçimde soruyor.

Yayınlanma: 30.07.2022 - 12:13
David Cronenberg'den yeni bir film: Müstakbel Suçlar
Abone Ol google-news

Ücretli bir online film izleme platformu olan MUBİ’de bugünden itibaren izlenebilecek olan David Cronenberg’in yeni filmi “Müstakbel Suçlar”, online gösteriminden önce Başka Sinema kapsamında seçilen gün ve seanslarda yapılan özel gösterimleri ile izleyiciyle buluştu. İzleyicinin yoğun ilgisiyle karşılaşan film, son dönemde tekdüze bir seyir gösteren tematik filmlerin aksine başka bir sinemanın mümkün olduğunu hatırlatarak seyirciye özlediği Cronenberg sinemasının en başarılı örneklerinden birini sunuyor. 2022 Cannes Film Festivali Ana Yarışma bölümünde dünya prömiyerini yapan “Müstakbel Suçlar” filminin oyuncu kadrosunda Viggo Mortensen, Léa Seydoux ve Kristen Stewart bulunuyor.

Film, insan evriminin bedenlerde değişiklik yaratmaya başladığı bir gelecekte geçiyor. Filmin açılış sahnesinde, plastik çöp kovasını yiyen bir çocuk izleyicinin karşısına çıkıyor. Bu çocuk evrimleşmiş yeni insan bedeninin sentetik sindirebilen yeni bir formu. Bu değişimler film evriminde sosyokültürel taban tabana zıt iki grup yaratmış. Bir grup evrimleşen ve insani atfedilen özelliklerini kaybeden insanların “gerçek insan” olamayacağı ve bunun temelden engellenip yok edilmesi gereken bir süreç olduğuna dikkat çekerken karşı kültürü temsil eden diğer bir grup, evrimleşen bu yeni insan formunun insanlığın geleceği olduğunu savunuyor ve gizli aktivist eylemler gerçekleştiriyor. Plastik yiyen çocuk ise bu aktivist hareketin en önemli sembolü niteliğinde.

Ana karakterler iki performans sanatçısı; sanat üretimleri, vücudun kendiliğinden ürettiği tümörler üzerinden şekilleniyor. Vücudun kendiliğinden ürettiği bu tümörler, aslında bedenin kendi kendisini yok etme çabası, ancak onlar; bu yeni oluşumları “işlevi henüz belli olmayan organ” olarak tanımlıyor ve vücudun bu üretimine destek oluyor. Ardından özel bir dövme işlemi ile bedenin içinde bu organı damgalıyor. Özel bir gösteride ise göz dolduran bir şov eşliğinde vücut ameliyat ediliyor ve bu işlevsiz organ kutsal bir ayin gerçekleştiriliyormuşçasına çıkarılıyor.


Bu yeni dünyada insan bedeninin bir özelliği var, daha doğrusu artık işlevini yitiren fonksiyonları. Artık bedenler acıyı hissetmiyor, insan vücudu yalnızca acıyı hissetmemekle de kalmıyor ayrıca beden, alabildiği hiçbir hazzı da alamıyor. Cinsel zevklerin haz veremediği bu bedenler, hiçbir uyuşturucu kullanılmadan sokak ortasında bıçakla yarılabiliyor, bir grup meraklı izleyicinin gözü önünde beden ikiye ayrılıp ameliyat edilebiliyor. Bu noktada Cronenberg, yeni bir sanat biçimi olarak beden dezenformasyonlarını kullanan bir performans sanatı kuruyor. Bu kurgu aslında gerçek dünyadan pek de bağımsız görünmüyor.

2015 yılında ünlü performans sanatçısı Stelarc, kolunda sentetik olarak üretilmiş bir üçüncü kulak büyüttü. Bedenin organik fonksiyonlarını işlevsiz kılacak bir biçime bu üçüncü kulağının içine kablosuz bir mikrofon taktırmak istediğini, böylece onun duyduğu her şeyi bu mikrofona bağlanacak herkesin de duyabilmesini amaçladığını söyledi. Tamamen teknoloji sayesinde geliştirilen bu yeni organlı bedeniyle ilgili Stelarc, "İnsan olmanın ne demek olduğu artık biyolojik yapınızla belirlenmeyecek. Daha çok size entegre edilmiş, parçanız haline gelmiş elektronikler buna karar verecek" diyerek açıkladı. Cronenberg de filminde, tüm vücudunu kulaklarla kaplamış bir performans sanatçısının performansını izleyiciye sunarak hem “İnsan nedir” sorusunu Stelarc’a selam göndererek yeniden soruyor hem de bu yeni dünya düzeninde “Sanat nedir” sorusuna yeni bir boyut katıyor.


Filmde ana karakter olan ünlü performans sanatçısı Saul Tenser ve partneri Caprice; vücutlarında gerçekleşen ve bedeni öldürmeye çalışan bu organları, bedenin bir isyanı olarak tanımlıyor. Bu isyanın kontrolünü ele alarak yepyeni bir sanat yaratıyor. Öyle ki bu sanat formu ölümü, acıyı ve cinselliği yeni baştan tanımlıyor.

İzleyicinin yoğun ilgisiyle karşılaşan film, son dönemde tekdüze bir seyir gösteren tematik filmlerin aksine başka bir sinemanın mümkün olduğunu hatırlatarak seyirciye özlediği kültleşmiş yönetmenin, Cronenberg sinemasının en başarılı örneklerinden birini sunuyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler