‘Siyasal Yönetim Üzerine Bir İnceleme: Policraticus ‘

İngiliz düşünür ve din adamı Salisburyli Johannes (ö.1180) tarafından 1159 yılı civarında tamamlanan Policraticus, Ortaçağ Avrupası’nda yazılmasına karşın temel argümanlarıyla çağdaş siyaset düşüncesi üzerinde etkili olması nedeniyle bugün de dikkate alınmayı hak etmektedir. Henüz modern devlet kavramının bilinmediği, merkezi / bürokratik devletlerin toplumlar üzerinde kontrol mekanizmaları geliştirebilme yeteneğinden yoksun olduğu, eşit yurttaşlık düşüncesinin var olmadığı ve krallık yönetimlerinin hakim olduğu bir çağda siyasal yönetimin daha adil bir şekilde örgütlenebilmesi için rehber niteliği taşıyan ve Siyasal Yönetim Üzerine Bir İnceleme ismiyle dilimize çevrilen yapıt Timaş Yayınları tarafından yayımlandı.

‘Siyasal Yönetim Üzerine Bir İnceleme: Policraticus ‘
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.05.2023 - 00:03

SALISBURYLİ JOHANNES’İN YAŞAMI VE ‘POLICRATICUS’

İngiliz düşünür ve din adamı Salisburyli Johannes (1120-1180) tarafından 1159 yılı civarında tamamlanan Policraticus (Çeviren ve Notlandıran: Fatih Durgun / Timaş Akademi), 12. yüzyılın günümüzden çok farklı bir zihniyet örüntüsüne sahip olduğu gerçeği dikkate alınarak, Salisburyli Johannes’in kullandığı ifadelerin, argümanların, özellikle klasik Grek ve Roma dönemi eserlerine ve Kitab-ı Mukaddes’e yaptığı fakat belirtmediği atıfların ve yapıtın kaleme alındığı bağlamın daha iyi kavranabilmesi için ayrıntılı bir notlandırmayla dilimize çevrildi.

Policraticus’u özgün kılan yönlerin başında yazarının yaşamöyküsüyle doğrudan ilişkili olması gelmektedir. 1120 civarında İngiltere’nin taşrasında küçük bir kasaba olan Old Sarum’da (Salisbury’nin eski yerleşim yeri ve ismi) dünyaya gelen ve yaşamının ilk yılları hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz Johannes, aristokratik bir aileden gelmemesine karşın, kariyer basamaklarını hızlıca çıkmayı başarmış, bu yolda öncelikle ortaçağın en önemli düşünce merkezlerinden Paris ve Charters’da skolastik yöntemin öncülerinden Petrus Abelardus ve Conchesli Guillaume gibi ünlü isimlerin eğitiminden geçmiştir.

İKTİDAR OYUNLARI, GÜNLÜK SİYASET VE BÜROKRASİ ÜZERİNE GÖZLEMLERİ

1140’lı yılların sonunda İngiltere’nin en yüksek dini makamı ve dolayısıyla da İngiliz Krallığı ile yakın ilişkide olan Canterbury Başpiskoposluğu görevindeki Theobaldus’un katipliğini yapmaya başlayan Johannes, görevi nedeniyle Papalık merkezi Roma’ya ziyaretlerde bulunmuş, tarihteki tek İngiliz papa olan IV. Adrianus ile Benevento’da buluşma olanağı bulmuş, üstlendiği dini ve siyasi görevler ve tanık olduklarıyla dönemin iktidar oyunlarının içinde yer alarak günlük siyaset ve bürokrasi üzerine doğrudan gözlemlerde bulunabilmiştir

Theobaldus’un ölümünün ardından başpiskopos olan Thomas Becket’ın maiyetinde yer alan Johannes, İngiliz Kilisesi’ni kontrol altına almak isteyen Kral II. Henry ile Becket’ın mücadelesine tanık olmuş, Becket gibi Saray’ın gözünden düşerek 1160’lı yıllarının büyük bir kısmını sürgünde geçirmiş, sürgünden dönen Becket’ın krala bağlı şövalyeler tarafından 1170’de Canterbury Kilisesi’nde öldürülmesine tanık olmuştur.

Bundan sonra siyasi yaşamdan çekilen Johannes, 1176’dan 1180’deki ölümüne dek Charters Piskoposluğu görevini yürütmüştür.

‘POLICRATICUS’ NEDEN ÖZGÜN BİR ESERDİR?

Policraticus’un özgünlüğü eserin başlığından içeriğine kadar her noktasında çeşitli yönleriyle tespit edilebilir.

Aristoteles’in başta Politika olmak üzere eserlerinin Latinceye çevrildiği 13. yüzyıldan bir önceki yüzyılda, yani Batı’da henüz bütünüyle bilinmediği, ancak eğitimli kişilerce özetlerinden haberdar olunabildiği 12. yüzyılda Johannes’in eserine, Politika’ya göndermeyle Grekçeden türetilen bir başlık uydurarak Policraticus adını vermesi bile başlı başına bu orijinalliği ortaya koymaktadır.

Böylece, 12. yüzyıl Rönesans dünyasının önde gelen bir figürünün, içinde bulunduğu dini kalıplar ve değer dünyasının sınırlarını aşarak klasik bilgelik ve öğrenimle doğrudan iletişime geçme çabası görülmektedir.

Ayrıca Johannes’in genel hatlarını verdiğimiz yaşam öyküsü çerçevesinde, kendisinin aldığı iyi eğitimle döneminin felsefi eğilimlerine tam anlamıyla hakim olması ve iktidar çevrelerindeki yozlaşmayı oldukça keskin biçimde gözlemlemeyebilmesi nedeniyle Policraticus’un “Saray Adamlarının Ahmaklıkları ve Filozofların Ayak İzleri” alt başlığına sahip olması da anlaşılır hale gelir.

Policraticus, ahlak felsefesiyle siyaset felsefesinin birbirlerinden henüz keskin şekilde ayrılmadığı, Hıristiyan dünya görüşünün düşünsel yaklaşımları ve zihniyet kalıplarını biçimlendirdiği bir çağda, Hıristiyan düşüncesinin temel metinlerinin adil bir siyasi yönetimi ve toplumsal yaşamı kurmada tek başına yetersiz olacağını gören Johannes’in doğrudan veya dolaylı olarak görebildiği klasik kaynaklara atıflarla yazılmış bir eser olmasıyla da oldukça özgündür.

Bu sayede ortaçağ siyaset düşüncesinin en kapsamlı ilk örneği kabul edilen PolicraticusKlasik Bilgelik ile Hristiyan düşüncesinin orijinal bir sentezi olmakla kalmayıp 12. yüzyıl Rönesansı’nın antikite ile kurmaya çalıştığı dinamik ilişkiyi ve aslında hiç kopmayan bağlantıyı da şaşırtıcı biçimde gözler önüne serer.

Ancak Policraticus’ta klasik kaynaklara ve Hıristiyan metinlerine yapılan atıfların çeşitliliği ve zenginliği yapıtın içerik anlamındaki özgünlüğü konusunda kuşkuya düşürmemelidir.

ADALET EKSENİNDE SİYASAL BİR TOPLUM DÜŞÜNCESİ

Bir din adamı tarafından yazılmasına karşın dini metaforlardan bağımsız olarak yine Klasik Bilgelik’e referansla siyasi organizasyonun baştan ayaklara kadar insan bedeni gibi canlı bir organizmaya benzetilmesi, baş olan hükümdarın siyasal organizmanın diğer unsurlarıyla uyumlu bir iş birliği içinde olması gerektiğini vurgulamasıyla Policraticus, adalet ekseninde bir siyasal toplum düşüncesini öne çıkarır.

Bu yönüyle de Aristotelesçiliğin etkisiyle Batı siyaset düşüncesinde 13. yüzyıldan başlayarak popüler hale gelecek kamu yararı ilkesini önceden haber verir.

Toplumsal zümreler arasındaki ayrımların oldukça keskin olduğu bir çağda siyasal toplumu, onu oluşturan unsurlarıyla bir bütün olarak gören bu orijinal yaklaşım, iktidar ilişkilerini çözümleme biçimiyle zirve noktasına ulaşır. Johannes’e göre adaleti gözetmeyen dünyevi ve ruhani otoriteler, ellerinde bulundurdukları iktidar gücünün yozlaştırıcı etkisiyle tiranlaşacaklardır.

TİRANLAŞMA

Tiranlaşma temelindeki iktidar ilişkileri, dünyevi otoritelerin iktidarı kullanma biçimlerinde ve ruhani otoritelerin dini kendi menfaatleri doğrultusunda yozlaştırmalarında görülecektir.

Fakat daha önemlisi Salisburyli Johannes, hayatın her anında ve noktasında iktidar ilişkilerinin olduğunu ve bir kişinin diğerine kurduğu üstünlüğü kötüye kullanmasıyla da kişisel bir tiranlığın oluşma tehlikesine dikkat çekmekte ve böylece çağına göre oldukça özgün bir yaklaşım sunmaktadır.

Tiranlaşan hükümdarın gayrimeşru olduğunu ve öldürülebileceğini -örtük biçimde olsa da- belirtmesiyle hayli çarpıcı bir siyaset düşüncesi metni olan Policraticus, ortaçağ düşünce kalıplarının sınırlılıklarına sahip olmakla birlikte İngiltere’nin taşrasından gelen bir din adamının felsefeden beslenen bir akılcılıkla daha iyi bir toplumun kurulabileceğini tartışması ve bunun önündeki en büyük engelin yozlaşmış iktidarlar olduğunu ikna edici şekilde ortaya koymasıyla, modern siyaset düşüncesine temel oluşturan evrensel bir eser olarak okunmayı fazlasıyla hak etmektedir.

Siyasal Yönetim Üzerine Bir İnceleme: Policraticus / Salisburyli Johannes / Editör: Cary J. Nederman / Çeviren ve Notlandıran: Fatih Durgun / Timaş Akademi / 288 s. / 2023.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon