Vitrindekiler... (07 Mayıs 2022)

Çanakkale Muharebeleri-Anlatım ve Değerlendirme / Şahin Aldoğan, Melike Özçelik / Türkiye İş Bankası Kültür Yay. / 520 s.

Çanakkale Savaşı’nın stratejik, operasyonel ve taktik planlamaları hangi düşüncelerle yapıldı, nasıl uygulandı? İtilaf tarafı ve Türk tarafı savaşa nasıl hazırlandı, elindeki kuvveti nasıl kullandı, olanakları arasındaki orantısızlık, elde ettikleri sonuçlara nasıl yansıdı? Tek tek muharebelerde hangi dikkate değer olaylar yaşandı? Hayatını Çanakkale Savaşı’nın muharebe coğrafyasını adım adım incelemeye ve komutanından erine dek savaşa katılmış askerlerimizi isim isim araştırmaya adayan Şahin Aldoğan, yarım asırdır sürdürdüğü çalışmalardan süzdüğü değerlendirmeleri okurla paylaşıyor. Her bir çarpışmanın özetlenip İtilaf tarafı ve Türk tarafı olarak ayrı ayrı ve ayrıntısıyla değerlendirdiği kitapta, kafalarda soru işareti olarak kalmaya devam edenler dahil, birçok olaya ilişkin bilgi ve tecrübe dolu yorumlar okurla buluşuyor. Başta Mustafa Kemal olmak üzere kişisel inisiyatifleriyle yurt savunmasını kahramanlık düzeyine çıkararak bu zaferi bize armağan edenlerin anıları onurlandırılıyor. Şahin Aldoğan ve Melike Özçelik’in kaleme aldıkları Çanakkale Muharebeleri’nde sayfalardaki karekodlar okutularak muharebelere ilişkin harita ve krokilerin renkli ve istenilen ölçüde büyütebileceği bir versiyonuna ulaşma ve kırk beş görseli yakından inceleme olanağı da sunuluyor.

Kafkaesk-On Dört Öykü / Peter Kuper / Çev. Özde Duygu Gürkan / Karakarga Yay. / 160 s.

Yirminci yüzyılın en önemli edebi figürlerinden Franz Kafka’yı 1988’den bu yana çizgi romana uyarlayan görsel sanatçı Peter Kuper, Kafka’nın öykülerinin bireysel yorumlara ilham verdiğini belirtiyor: “Kafka kırk bir yaşını doldurmadan öldü, bundan neredeyse yüz yıl önce, ama öyküleri daha dün yazılmış hissi veriyor. Ya da belki takipçilerinden Gustav Janouch’un dediği gibi, Kafka’nın eserleri ‘yarının bir aynası’dır. Bu eserler şimdiye ve buraya ait; Kafka’nın hikâyeleri insanlık durumumuza giden bir yol haritası teşkil ediyor. Bizi kurumlarımızın tehlikelerine karşı uyarıyor, bize zaaflarımızı hatırlatıyor, absürtlüklerimize gülmemiz için bizi dürtüyorlar. Dünyamız giderek daha çok ‘Kafkaesk’ sıfatını yansıtırken, Kafka’nın kulaklarımıza fısıldadığı bütün o mesajlarda yeni bir anlam bulabiliriz.” Kuper’in bu kitabında Kafka’nın uzunlu kısalı on dört öyküsüne getirdiği yaratıcı yorumlar, Kafka okurlarına yeni ve farklı bakış açıları sunarken, onunla henüz tanışmamış okuyucular için de yazarın benzersiz dünyasına güzel bir giriş sunuyor.

Osmanoflar / Kenan Hulusi Koray / Kırmızı Kedi Yay. / 272 s.

Sait Faik’in büyük bir övgüyle söz ettiği Kenan Hulusi Koray’ın 1 Ocak-16 Nisan 1938 tarihleri arasında Kurun gazetesinde tefrika ettiği Osmanoflar, aynı zamanda yazarın tek romanı. 1900’lerin başında Bulgaristan’ın Karnabad şehrinde yaşayan bir Türk ailesinin Bulgar komitacılarca yurtlarından uzaklaştırılmasının anlattığı romanında, savaş öncesi dönemde Balkanlarda yaşananlara da ışık tutan yazar girift ruh tahlilleri ve derinlemesine tasvirleriyle dönemin olaylarının kişiler üzerindeki etkisini eksiksiz biçimde aktarmaktadır.

Salamina Askerleri / Javier Cercas / Çev. Saliha Nilüfer / Everest Yay. / 224 s.

Javier Cercas’ın “Yazdığım en iyi roman” olarak nitelediği, hikâyelerle gerçekle kurmaca arasında, hatırlamak ve unutmak üzerine gelişen, Mario Vargas Llosa, J. M. Coetzee, Doris Lessing gibi usta yazarların da büyük beğenisini kazanan ünlü romanı Salamina Askerleri’nde, İspanya tarihinin çok belirleyici bir dönemine farklı bir açıdan yaklaşıyor. İspanya İç Savaşı’nın son aylarında, Cumhuriyetçi birlikler bir grup Franco taraftarını kurşuna dizer. Fakat içlerinden biri, Falanj’ın kurucusu Rafael Sánchez Mazas, Cumhuriyetçi bir asker sayesinde hayatta kalır. Bu olaydan 60 yıl sonra, bir gazeteci bilinmezliklerle dolu bu tuhaf hikâyenin aslını keşfetmek için uzun bir maceraya atılır.

Roma Tarihi Cilt 2: Krallığın Yıkılışından İtalya Birliğine Kadar / Theodor Mommsen / Çev. Mehmet Ali Erbak / Say Yay. / 280 s.

Klasik tarihçi Theodor Mommsen 1854-1856 yılları arasında Roma Tarihi isimli eserini yayınladı. Çalışmaları bilim çevresi ve okuyucularca büyük beğeni toplayan Mommsen 1902’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü ve “tarihsel yazma sanatının yaşayan en büyük ustası” olarak onurlandırıldı. Roma tarihinin mitolojiden arındırılmasını sağlayan ve klasik fikirleri ifade etmek için modern terimleri kullanan Mommsen on dokuzuncu yüzyıl ile Antik Roma arasında paralellikler ortaya koymayı başardı. İncelemesinin birinci cildinde Roma’nın kökenlerini açıklayan tarihçi, bu ikinci ciltte ise Roma’nın bir dünya imparatorluğuna dönüşmeden önce İtalya Yarımadası’nda nasıl egemenlik kurduğunu, Kral Pyrrhos ile yapılan savaşları ve Cumhuriyet Dönemi kurumlarını kapsamlı bir şekilde aktarıyor.