Ford'un Almanya'nın Köln kentindeki iki fabrikasında çalışan işçiler, şirketin Avrupa operasyonlarında yapmayı planladığı işten çıkarmalarla ilgili artan tansiyonun ardından grev kararı aldılar. İş Konseyi Başkanı, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Çarşamba günü greve gideceklerini duyurdu.
İŞTEN ÇIKARMALAR SÜRÜYOR
Ford, geçtiğimiz yıl kasım ayında, Avrupa'daki iş gücünün yaklaşık yüzde 14'ünde kesintiye gideceğini açıklamıştı. Şirket, bu kesintilerin gerekçesi olarak elektrikli araçlara yönelik düşük talebi ve yeni teknolojilere geçişin yetersiz hükümet desteğiyle desteklenmemesini öne sürüyor. Ancak işçiler, bu kesintilerin yalnızca iş gücünü azaltmaya yönelik bir hamle olduğunu savunuyor ve yönetimin, alternatif çözüm yolları üretme konusunda yetersiz kaldığını belirtiyor.
SENDİKALARLA MÜZAKERELER DEVAM EDİYOR
Ford, sendikalarla süren müzakereler nedeniyle konuya dair herhangi bir yorum yapmaktan kaçındı. IG Metall sendikası, işçilerin greve gitme kararını desteklerken, bu açıklama üzerine henüz bir yorumda bulunmadı. Ancak, sendikanın gelecekte bu duruma yönelik daha somut adımlar atması bekleniyor.
KÜRESEL OTOMOTİC ENDÜSTRİSİNDEKİ ZORLUKLAR
Dünya çapında otomobil üreticileri, özellikle Çin’den gelen yeni rekabetin ve elektrifikasyona geçişin yüksek maliyetlerinin etkisiyle benzer ekonomik zorluklarla karşı karşıya. Volkswagen, Nissan ve GM gibi firmalar da bu süreçte işten çıkarmalar yapıyor. Ford, Mercedes-Benz ve Stellantis gibi diğer otomobil üreticileriyle benzer ekonomik zorluklar içinde ve bu durum, şirketin 2025 yılı tahminlerini de geri çekmesine yol açtı.
ALMAN BİRİMİNE YAPILAN NAKİT DESTEĞİ
Mart ayında, Ford'un Alman birimine yapılan 4.8 milyar dolarlık nakit desteği, şirketin Almanya'daki zararlarını karşılamak amacıyla yapılan bir anlaşmayı geçersiz kıldı. Bu durum, 2006'dan beri yürürlükte olan anlaşmayı iptal etti ve IG Metall sendikasının sert protestolarına yol açtı.
Ford, Almanya’daki iş gücünün korunması ve daha verimli bir yapıya geçiş için alternatif çözümler geliştirilmesini talep ederken, işçilerin bu süreci daha da zorlaştırabileceği öngörülüyor.