TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilen İnfaz Yasa Teklifi'ne
yönelik sert eleştirilerde bulunan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, ''Bugün
çok büyük bir hayal kırıklığı var. Oysa beklenen şuydu: İlkeli, tutarlı, adil,
eşitlikçi, olabildiği kadar herkesi dinleyen, herkesi anlayan, toplumsal
yaraları büyütmeyen, hatta toplumsal yaraları sarmaya, onarmaya dönük bir af
kanunuydu. İçinde hiçbiri yok” dedi.
Emir, “Hayallerle, umutlarla oynanmıştır. Büyük bir
sorumsuzluktur. Eğer ekimde gelecekse neyi bekliyorsunuz? Ekim'i niye
bekliyoruz'' diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP'nin TBMM Başkan
adaylığına ilişkin başvuru dilekçesini TBMM Genel Sekterliği'ne verdikten sonra
açıklama yaptı.
Emir, CHP'nin TBMM Başkan adayının Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan olduğunu açıkladı.
Emir, şunları söyledi:
''CHP Grubu olarak Meclis Başkan adayımızın başvuru
dilekçesini, sayın Genel Sekreterimize ilettik. Kendisine konukseverliği için
çok teşekkür ederiz. CHP 28’inci Dönem 2. Devre Meclis Başkan Adayı Artvin
Milletvekilimiz Uğur Bayraktutan olacaktır. Kendisi bir önceki devrede, Meclis
İdare Amiri görevini yürütmüştü. Demokratik kişiliği, yapıcı tutumları,
adaleti, tecrübesiyle sadece CHP’li milletvekillerinin değil aynı zamanda tüm
milletvekillerinin ve Meclis çalışanlarının takdiri güvenini kazanmış bir
arkadaşımız.
En üst seviyede destek bulacağını ve 3. turda Meclis
Başkanlığı’nı kazanmak üzere önemli bir şansı olduğunu düşünüyoruz ve umuyoruz
ki en az 3. turda ilk 2 sıradaki aday kaldığında diğer partilerin adayları
Anayasa gereği seçimden çekildiğinde diğer partilerin milletvekiller Sayın Uğur
Bayraktutan’ı desteklerler ve yeni Meclis Başkanımız Uğur Bayraktutan olur.
Yarın grubu olan tüm partileri ve milletvekillerini bizzat ziyaret ederek
kendisi dolaşacak, destek isteyecek. Olabilecek en geniş birlikteliği sağlamak
üzere çalışmalarına başladı bile.''
"ADAYLARI ERDOĞAN İSE MUTLAKA BİR ERKEN SEÇİM KARARI GEREKİYOR"
Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
''Emrihak vaki olana buradayız'' açıklamasını hatırlatması üzerine Emir, şöyle
konuştu:
''2017 Anayasa değişikliğinden önce Sayın Cumhurbaşkanı en
fazla 2 kez cumhurbaşkanı olacağını biliyordu ama bu anayasa değişikliği
sırasında 'aslında kendisi için bir şey istemediğini, milleti için bir şey
istediğini, daha güçlü istikrarlı bir yapı olursa Türkiye’nin daha hızlı büyüyeceğini'
ifade etmişlerdi.
Hatta dolar için tek adam rejimi inşa edildiğinde 'Ver
yetkiyi gör etkiyi' diye tarif etmişlerdi ama 2017’den sonra gördük ki Türkiye
bırakın sorunları çözmeyi, çok daha ağır sorunlarla baş etmek zorunda kalıyor.
Bu sorunlardan en önemli sebebi de tek adam rejimi olarak da karşımıza çıkıyor.
Tek adam rejimi kurulduğunda Anayasa'ya aykırı olarak, Anayasa çiğnenerek,
dediler ki, 'Sistem değişti, daha önceki cumhurbaşkanlıkları artık geçerli
değil, yeni başlıyoruz.' O koşullarda bile artık cumhurbaşkanı adayı olma
ihtimali yok. Bir ihtimal var o da
Meclis'in kendisinin 360 milletvekilinin oyu ile erken seçim kararı
almasıdır. Ama kendileri aynı zamanda diyorlar ki: 'Yok öyle, seçim zamanında
yapılacak.' O halde kafa çok karışık. Adayları kim? Adayları Recep Tayyip
Erdoğan ise mutlaka bir erken seçim kararı gerekiyor. Eğer Anayasa'yı tekrar
çiğnemeyeceklerse veya başka bir senaryonun peşinde değillerse. Ama bütün
bunlara rağmen hem Anayasa'yı ihlal ediyor hem de 'Ben istemem yan cebime koy'
şeklinde bir anlayışı var. Biz bunları biliyoruz."
"İLK SEÇİMDE SANDIK GELECEK VE TIPIŞ TIPIŞ EVİNE GİDECEKSİN"
"Cumhurbaşkanı daha geçen hafta 'Benim aday olmak gibi bir derdim yok' demişti. Bu hafta 'emri hak vaki olana kadar buradayım' diyor. Bu büyük bir çelişkidir. Bu büyük bir kafa karışıklığıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten, tek başına yöneten bir kişinin aslında zihninin bu kadar bulanık olmaması gerekir. O zaman da söylemiştik: Kendisi benim cumhurbaşkanlığı adaylığı gibi bir derdim yok diyecek. Etrafındakiler başta Sayın Bahçeli olmak üzere hemen atlayacaklar 'Olmaz, gidemezsin. Sensiz olmaz' diyecekler. Ama bütün bunlara rağmen 'Emrihak vaki olana kadar buradayım' diyor. O zaman ya bir yolunu bulun o zaman, Emrihak vaki olunca da kalın burada. Böyle bir cümlenin söylenmiş olmasına bile şaşırıyoruz. Yani Emrihak vaki olacak ama siz hala burada mı kalacaksınız? Bu formülde var mı yani?
Demek ki bu formül
akıllarından geçiyor ki, 'merak etmeyin Emrihak vaki olunca gideceğim' diyor.
İki dönem seçildi 'gideceğim' dedi gitmedi. 'Bu son' dedi miting meydanlarında
gene gitmedi. Şimdi ‘tekrar seçilme, derdim yok’ diyordu. Millet bir rahat
nefes alır gibi oldu. Şimdi de öğreniyoruz ki Emrihak vaki olana kadar
buradaymış. Ona sen değil senin destekleyicilerin değil, bu millet karar
verecek, ilk seçimde sandık gelecek ve tıpış tıpış evine gideceksin.
Emrihak'tan anlaşılan kişinin vefat etmesidir. Çünkü seçimle gitmek, milletin
emridir. Ama Hakk’ın emri hepimizin bildiği gibi ecelin gelmesidir. Allah gecinden versin bu arada."
"NEYİ BEKLİYORUZ EKİME KADAR?"
İktidarın kapsamlı infaz yasası için ekim ayını işaret
etmesine ilişkin bir soru üzerine de Murat Emir, şunları söyledi:
“Çok büyük bir beklenti yaratıldı. Af denilen şey çok hassas
bir konudur. Çok tarafları, mağdurlar, mahkum yakınları var. Adalet bekleyen,
iddianame bekleyen, hüküm bekleyen tutuklular var. 450 binin üzerinde aileler
var, yavrular var. ‘Annem, babam gelsin bir an evvel kavuşayım’ diyen yavrular
var. Dolayısıyla af kelimesini hem de Türkiye'yi yönetenlerin ağzından
duyduklarında büyük bir beklenti oluştu. Bugün çok büyük bir hayal kırıklığı
var.
Oysa beklenen şuydu: İlkeli, tutarlı, adil, eşitlikçi,
olabildiği kadar herkesi dinleyen, herkesi anlayan, toplumsal yaraları
büyütmeyen, hatta toplumsal yaraları sarmaya, onarmaya dönük bir af kanunuydu.
İçinde hiçbiri yok. ‘Dağı fare doğurdu’ diyemeyiz. Dağı sırtlan doğurdu. İçinde
ne var? Saraçhane korkusundan kaynaklanan maddeler var. Halktan korktukları
için yan yana gelemesinler diye üretilmiş maddeler var. Gaz fişeği, ses fişeği
atmayı adeta 10 yılla yargılayacak, 10 yıl mahkum edecek maddeler var ve bütün
bunlar üzerinden sanki bir paketmiş gibi getiriyorlar ama içerisinde af yok.
İçerisinde infaz indirimi yok. Birkaç madde var ama onların da yaraya merhem
olacak hali yok. Beklentiler tüketilmiştir. Hayallerle, umutlarla oynanmıştır.
Büyük bir sorumsuzluktur. Eğer ekimde gelecekse neyi bekliyorsunuz? Ekim'i niye
bekliyoruz? Biz haftalardır söylüyoruz: Getirin konuşalım, getirin çalışalım,
katkı vermeye hazırız diyoruz. Bekliyorlar. Neyi bekliyoruz ekime kadar?”
''NEREYE GİDİYORSUNUZ BEYLER? AF KANUNU ÇIKARTMADAN''
“İnsanların cezaevinde bir gün, bir dakika bile kalmaları
çok zorken ekime kadar neyi bekliyoruz? Şimdi Meclis’i bayram tatili
yapacaklar. Sonra Meclisi tatil edecekler, tatile gidecekler, tatil köylerine
gidecekler. Birinci sınıf otellerde kalacaklar. Yurt dışı geziler yapacaklar.
Ama milletin sorunlarını unutup, onları bırakıp onları ekime kadar bekler. 'Biz
tatilimizi yapalım'' diyemezler. Nereye gidiyorsunuz beyler? Af Kanunu
çıkartmadan, milletin beklediği kanunları çıkartmadan, bunca zulme birazcık
olsun merhem olacak çareler üretmeden nereye gidiyorsunuz? Bu millet size sorar
bunu. Dolayısıyla ekimde yapacağız sözünü asla kabul etmiyoruz."