Numan Kurtulmuş'tan Diyarbakır'da 'süreç' açıklaması: 'Bu sefer başaracağız'

Numan Kurtulmuş'tan Diyarbakır'da 'süreç' açıklaması: 'Bu sefer başaracağız'

17.10.2025 15:37:00
Güncellenme:
DHA
Takip Et:
Numan Kurtulmuş'tan Diyarbakır'da 'süreç' açıklaması: 'Bu sefer başaracağız'

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Diyarbakır’da yaptığı konuşmada "Terörsüz Türkiye" süreciyle ilgili mesajlar vererek “Bu sefer başaracağız, bu sefer barış hakim olacak, bu sefer esenlik hakim olacak, bu sefer kardeşlik hakim olacak" dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Dicle Üniversitesi'nin 15 Temmuz Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2025-2026 Akademik Yıl Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, "Terörsüz Türkiye" adı altında başlatılan süreçle ilgili mesajlar verdi. 

Dicle Üniversitesi 15 Temmuz Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa ayrıca Vali Murat Zorluoğlu, AKP Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, HÜDA-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, AKP Diyarbakır milletvekilleri Mehmet Galip Ensarioğlu, Suna Kepolu Ataman, Mehmet Sait Yaz, AKP Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı, AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok, Saadet Partisi İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanı Bülent Kaya, DEM Parti Milletvekili Osman Cengiz Çandar, CHP Diyarbakır Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu, DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak, Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, Rektör Kamuran Eronat ve davetliler katıldı.

Kurtulmuş, konuşmasına Kürtçe sözlerle başlayarak, "Bi hev re bibin, dil bi dil, dest bi dest; aştî li nav me ra best" (Birbirimizi anlayalım; dil dile, el ele verelim; aramızda barış hüküm sürsün) dedi. Kurtulmuş'un bu sözleri TBMM'nin sosyal medya hesaplarından da paylaşıldı. 

"BU SEFER BAŞARACAĞIZ"

Konuşmasında, terörün Türkiye’ye en az 2 trilyon dolara mal olduğunu belirten Kurtulmuş, “Sivil toplumun sorumluluklarından birisi budur. Hep beraber hem içeride kendi birliğimizi, dirliğimizi tahkim edecek ve böylece küresel ölçekte de adil bir küresel sistemin kurulması için mücadele edeceğiz. Bu çerçevede son zamanlardaki gelişmeler bize önemli bir umut kapısını açmış, önemli bir fırsatı karşımıza çıkarmıştır. Türkiye yaklaşık 103 yıllık tarihimizin 50 yılını terörle mücadele ile geçirmiş, on binlerce insan ölmüş, bu insanların gencecik yaşta toprağa girdiğini biliyoruz. Türkiye alternatif maliyetleriyle birlikte en az 2 trilyon dolarını bu mücadelede harcamıştır. Artık bunların geride kalmasının gerektiğine inanıyoruz. Türkiye'de bir daha kan dökülmemesini, bir daha insanların huzursuz olmamasını ve barış içinde yaşamasını sağlayacak bir sürecin kapılarının sonuna kadar açıldığını biliyoruz ve bu yolda mücadele etmeye devam edeceğiz. En başından en sonra söyleyeceğimi söyleyeyim. Bu sefer başaracağız, bu sefer barış hakim olacak, bu sefer esenlik hakim olacak, bu sefer kardeşlik hakim olacak. Burada milletvekili arkadaşlarımız da var. Türkiye esenlik, barış ve kardeşlik istediğini, aşağı yukarı 5 Ağustos'tan bu yana Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda ortaya koymuştur. Aranızda Diyarbakırlı dostlarımızın da olduğu yaklaşık 130 küsur sivil toplum kuruluşu komisyonda dinlenmiş, herkes fikirlerini ortaya koymuş. Farklı fikirler, farklı kanaatlere sahip olsalar da hepsi ortak bir cümleyi söylemiştir. Artık biz bu memlekette çocuklarımızı değil, silahları gömmek istiyoruz. Silahları ortadan kaldırmak istiyoruz. Fevkalade yüksek bir demokratik olgunlukla ortaya konulan bu çalışma yavaş yavaş nihayetine eriyor ve inşallah Türkiye'de sonuç alacağız” ifadelerini kullandı.

AHMED-İ HANİ, MELAYE CİZİRİ, FAKİ-Yİ TEYRAN...

Türkiye topraklarında birçok medeniyetin kardeşçe yaşadığını ifade eden Kurtulmuş, “Bu topraklarda artık şehirlerinde, dağlarında, mezralarında korkunun değil, silahın değil, bombanın gürültüsünün değil, dostluğun şarkılarının, türkülerinin, kardeşliğin eserlerinin ortaya konulduğuna hep beraber şahit olacağız. Çünkü bu toprakların mayası birliktir, beraberliktir, kardeşliktir. Bu memlekette Kürtlere söz söyleyenlerle Türklere söz söyleyenler, aslında farklı dilleri kullansalar da aynı gönül dillerini kullanmış insanlardır. Ahmed-i Hani’nin, Melaye Ciziri’nin, Faki-yi Teyran’ın, Yunus Emre'nin, Mevlana Celaleddin'in ve Hacı Bektaş-i Veli'nin söyledikleri aslında aynı pınardan akan hakikatin, irfanın, hikmetin terennüm etmiş sözleridir. Aynı gönülden çıkan ve benzer gönüllere hitap eden anlayışın sonuçlarıdır. Dolayısıyla tarihte sahip olduğumuz bu kardeşlik kültürünü yeniden inşa etmek, yeniden çoğaltmak durumundayız. Ayrıca bu topraklarda yönetim anlamında da fevkalade önemli iki büyük insanın yaptığı işler de aslında birbirine benzer, aynı gönül coğrafyasının eseri olan uygulamalardır. Sultan Alpaslan'ın uygulamalarıyla Selahaddin-i Kürdi’nin yönetiminin uygulamaları neredeyse birbirine birebir benzeyen uygulamalardır. Selahaddin-i Kürdi'nin eman, barış, kardeşlik ve insaf üzerine kurduğu, adalet üzerinde taçlandırdığı yönetim anlayışı Orta Doğu halklarının hala hafızalarındadır. Şunu söyleyebiliriz ki Selahattin Eyyubi'nin kılıcının şakırtılarından önce adalete dair sözü, emanına dair garantisi yayılmıştır. Selahattin Eyyubi fethettiği yerleri çoğu zaman kılıç şakırtısından daha çok adil olduğuna inanıldığı için, verdiği emanın kalıcı ve hakiki olduğuna inanıldığı için başarılı olmuştur. Gönül dünyamızdaki bu büyük zenginliğin ve yönetim alanındaki bu engin tecrübenin hiç şüphesiz bugüne dair de söyleyecek şeyleri vardır” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’NİN TECRÜBESİ DÜNYAYA ÖRNEK OLACAK’

"Terörsüz Türkiye" sürecinin başarıyla tamamlandığında dünyaya örnek olacağını ifade eden Kurtulmuş, “Şunu da bu 5 Ağustos'tan beri yaptığımız gözlemler çerçevesinde rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye'nin bu tecrübesi inşallah başarıyla tamamlandığında, dünyanın birçok üniversitesinde, birçok siyasal bilgiler fakültesinde, sosyoloji bölümlerinde, araştırma merkezlerinde ‘Türkiye'nin barış tecrübesi’ diye okutulacak ve dünyaya örnek olarak gösterilecek bir model olacaktır. Bunun için yapmamız gereken herkesin yankı odalarından çıkarak, bu ülkenin ortak menfaati nedir, bunun üzerine yoğunlaşması lazım. Herkesin kendi dar siyasi gündemlerini bir tarafa bırakarak 86 milyonun, hatta dahasını söyleyeyim, bölgenin Türklerinin, Kürtlerinin, Araplarının, acemlerinin, bölge halkının yararına olan nedir, diye düşünmesi lazım. Herkesin acıların üzerinden yeni hesap sormaların peşine koşmak yerine acılarımızı karşımızdakinin acısını anlayarak, kendi acımız olarak hissederek yolumuza devam etmemiz lazım. Bu üç ana direkten bahsettim. Birisi kardeşlik, adalet ve demokrasi. Bu mimarinin temelinde de temsili genişletmek, hesap verebilirliği derinleştirmek, yerel ile merkezin bütünleşmesini sağlamak da en önemli sorumluluklarımızdan birisidir. Değerli dostlar, kardeşliğin teminatı hukuktur. Adaletin teminatı kalıcı bir demokratik yapıdır” dedi.

"SURUÇ'U KOBANİ HALKINDAN AYIRAN NEDİR?

Kurtulmuş sözlerini şu sözlerle tamamladı: 

"Nusaybin halkını Kamışlı halkından ayıran nedir? Bizim Suruç halkını Kobani halkından ayıran nedir? Bu coğrafyada yaşayan Kürtler de Türkmenler de Araplar da ve diğer bütün unsurlarıyla kardeşlerimizde hepimiz kardeşiz. Hepimiz aynı ailede aynı coğrafyanın insanlarıyız. Daha net bir şey söyleyeyim. Demin ‘mutlaka başaracağız’ dedim. Vakit dolayısıyla ben de söylediklerimi kısaltarak konuşmaya çalışıyorum. Şimdi bir adım daha ileriye gidiyorum. Bu sefer ‘ya biz başaracağız ya emperyalistler’ diyorum. Mutlaka başaracağız. Ve bunun için hiç tereddüt etmeden Türkiye olarak hep beraber birlik içerisinde, beraberlik içerisinde yolumuza devam edeceğiz. Ben bu vesileyle bir kere daha 2025-2026 akademik yıl açılışının hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.”