Arazilere 'zorunlu kiralama' düzenlemesine tepki dinmiyor... Hüseyin Demirtaş : Çiftçi kâr edebilse tarlasını boş bırakmaz

Arazilere 'zorunlu kiralama' düzenlemesine tepki dinmiyor... Hüseyin Demirtaş : Çiftçi kâr edebilse tarlasını boş bırakmaz

3.09.2025 12:25:00
Güncellenme:
Ece İçmez
Takip Et:
Arazilere 'zorunlu kiralama' düzenlemesine tepki dinmiyor... Hüseyin Demirtaş : Çiftçi kâr edebilse tarlasını boş bırakmaz

Türkiye’de ilk kez, iki yıl üst üste ekilmeyen tarım arazileri AKP hükümetinin tarım politikalarına göre Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından kiraya verilecek. Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, “Çiftçi kâr etse tarlasını boş bırakmaz. Girdi maliyetleri yüksek, taban fiyatlar düşük, ithalat baskısı yoğun. Çözüm, üreticinin emeğini kazanca dönüştürmekten geçiyor” dedi. CHP Genel Başkan yardımcısı Erhan Adem ise düzenlemenin çiftçiyi yok saydığını belirterek, “Bu karar hukuken de Anayasa Mahkemesi’nden dönecek” ifadelerini kullandı.

Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, ekilmeyen tarım arazilerinin kiraya verilmesine ilişkin düzenlemeyi değerlendirerek, uygulamanın çiftçiyi üretime teşvik etmek yerine yeni sorunlar yaratabileceğini söyledi. “Çiftçi kâr edebilse tarlasını boş bırakmaz. Girdi maliyetleri yüksek, taban fiyatlar düşük, ithalat baskısı yoğun. Çözüm üreticinin emeğini kazanca dönüştürmekten geçiyor” dedi.

Demirtaş, “2024 yılında tespitler başlatıldı. Ama yönetmelik ‘iki yıl’ diyor. Sadece 2024 tespitine dayanarak 2025’te kiraya verilemez, ikinci yıl tespitinin de tamamlanması gerekir. İkinci yılın tespiti yıl içinde yürütülüyor, yıl sonuna kadar tamamlanacağı söyleniyor” dedi.

“Eskiden alan bazlı destekler tapu sahibine veriliyordu. Şimdi kim kiralarsa destek ona ödenecek. Kâğıt üzerinde amaç doğru: toprak boş kalmasın. Ama uygulamada soru işaretleri var” dedi. Demirtaş, “Bakanlığın il/ilçe tarım müdürlüklerinde komisyonlar kuruldu. Kira bedelleri ve şartnameler hazırlanıyor” bilgisini paylaştı; ancak süreçte geri dönüşlerin ve ilan/askı aşamalarının “yer yer muğlak” kaldığını söyledi: “Bazısını kaymakamlık, bazısını il/ilçe tarım belirliyor; kime, neye göre tespit yapıldığı, fiyatın nasıl oluştuğu netleşmeyebiliyor. Toplu meyve tesisleri (bahçe ölçeğinde; birkaç ağaç değil), zeytinlikler, elma bahçeleri ve örtü altı (sera) üretimi kiralama kapsamına girmiyor” dedi.

ÇİFTÇİ KAZANSA TARLASINI BOŞ BIRAKMAZ”

“‘Çiftçi neden ekmiyor?’ deniyor. Kazanabilse kimse tarlasını boş bırakmaz. Tarımdan kopuş var; kırdan kente göç, yaşlanan nüfus. Ama asıl mesele aşırı yükselen girdi maliyetleri,” diyen Demirtaş,”Enerji (elektrik) ve mazot yükü; sulanan alanlarda su derinliği 200 metreden 400 metreye iniyor, enerji maliyeti artıyor. Gübre ve tarım ilaçları büyük ölçüde ithal; tedarik savaşlar ve bölgesel krizlerle aksıyor. Gübrenin tonu 30 bin liranın altında değil. Çiftçi bir dönüm tarla satsa bir ton gübre alamaz hâle geldi” dedi.

“TABAN FİYATLAR MALİYETİN ALTINDA AÇIKLANIYOR”

“Bazı ürünlerde taban fiyat politikası var ama ya maliyetine ya da altına açıklanıyor. Çiftçi zarar edecekse üretime zorlanamaz” diyen Demirtaş, limon örneğini vererek, “Liimon pazarda 200 TL’ye çıktı. Ama o para çiftçinin cebine girmedi. Aradaki zincir ve dengesizlik tüketiciyi de üreticiyi de eziyor. İç pazarda fiyat yükselince hemen ithalata başvuruluyor. ‘Arz-talep dengesi’ deniyor ama bu, üreticinin önünü görememesine ve üretimi bırakmasına yol açıyor” ifadelerini kullandı.

“SINIRDAN DÖNEN ÜRÜNLERİN AKIBETİ AÇIKLANSIN”

İhracat ürünlerinin bir bölümünde pestisit/aflatoksin kalıntısı nedeniyle sınırdan dönüşler yaşandığını hatırlatan Demirtaş, “Bakanlık iç piyasada hatalı gıdaları ifşa ediyor; sınırdan dönen partilerin de miktarı ve akıbeti kamuoyuna açıklansın ki toplum rahatlasın” dedi. Demirtaş, kiralamada önceliğin sınırdaş köylülerde olduğunu belirterek, “Aynı köy/mezra öncelikli. Alan çıkmazsa ziraat odaları, meslek kuruluşları ve tarımla uğraşanlar devreye girecek. Birinin gözünün önünde kendi tarlasını başkasının ekmesi sorun yaratabilir.” dedi.

MÜLKİYET YAPISI VE ÖDEMELER: “MİRASCILARIN HESAPLARINA TEK TEK”

Çok hisseli (anne-babadan kalan 5, 6, 10 ortaklı) parsellerde kira ödemelerinin her pay sahibinin hesabına ayrı ayrı yatması gerekiyor. Bu, işi iyice karıştırıyor” dedi. “Uygulama çoğu yerde sezonluk/1 yıllık kiralama öngörüyor. İkinci yıl tapu sahibi ‘Ben ekeceğim’ derse kiracı çekiliyor. Tarım makinesi/altyapı yatırımı yapacak olan için bu risk” diye uyardı. “Bazı bölgelerde boş arazi neredeyse yok, bazılarında var. Ova ve dağlık alan farkı büyük. Kimi yerde metrekare, kimi yerde dönüm hesabı yapılıyor; tespit yöntemi standart değil, sağlıklı görünmüyor” dedi. Demirtaş, kırsal kültüre atıfla, “Tarlayı boş bırakmak iyi karşılanmaz; insanlar onur meselesi yapar. Kâr ediyorsa zaten bırakmaz. ‘Üret’ diye zorlayamazsın; ‘Zarar ediyorum’ diyen insan ne yapsın?” dedi.

DÜNYADAN ÖRNEKLER: AVRUPA VE HİNDİSTAN’DA ÇİFTÇİ EYLEMLERİ

“Geçen yıl Fransa, Almanya derken Hindistan’a kadar çiftçiler maliyetler nedeniyle sokağa çıktı. Türkiye de aynı girdilerle boğuşuyor. Hasat zamanı bile ürün tarlada bırakıldı, söküm/sürüm yapıldı,” diye konuştu. Demirtaş, “Niyet toprağın işlenmesi. Dileğimiz, standart, şeffaf, sosyal çatışma yaratmayan bir uygulama. Umarım yanılırız ve Bakanlık bu işi sağlıklı biçimde çözer” dedi.

 

DANIŞTAY’TAN TARIM YÖNETMELİĞİNE ANAYASA VURGUSU

Danıştay 10. Daire Başkanlığı, çiftçileri yakından ilgilendiren tarım arazilerinin kiralanmasına yönelik yönetmelik ve uygulamanın Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine vardı.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erhan Adem, mevcut düzenlemelerin çiftçiyi yok saydığını, idareye sınırsız ve keyfi takdir yetkisi tanıdığını belirtti.

ÇİFTÇİYE “NEDEN TARIMI BIRAKTIN?” SORUSU SORULMALI

Adem, iki yıl ekilmeyen tarlaların çiftçiden alınmasının doğru olmadığını vurgulayarak, “Burada asıl yapılması gereken, çiftçiye ‘Niçin tarımı bıraktın, neden ekim yapamıyorsun?’ sorusunu sormaktır. Üretimden uzaklaşan çiftçiyi desteklerden faydalandırmak, tarım sektörünün içerisinde kalmasını sağlamak çok daha doğru bir yaklaşım olacaktır” dedi.

“ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN DÖNECEK”

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın aldığı bu kararın hukuken geri döneceğine inandığını söyleyen Adem, “Bu düzenleme Anayasa Mahkemesi’nde de iptal edilecektir. Çünkü çiftçinin mülkiyet hakkına doğrudan dokunmaktadır” diye konuştu.

KÜÇÜK AİLE İŞLETMELERİ DESTEKLENMELİ

Erhan Adem, tarımın küçük aile işletmeleriyle ayakta kaldığını belirterek, “Çiftçiyi yok saymak değil, aksine daha çok destekleyip üretim içinde tutmak gerekir. Bu sayede hem kırsaldan kente göçü durdurursunuz hem de çiftçiyi sosyal ve ekonomik anlamda büyütmüş olursunuz” ifadelerini kullandı.

“GIDA GÜVENLİĞİ KÖYLÜNÜN ALINTERİYLE SAĞLANIR”

Adem, gıda güvenliğinin şirketlere devredilen arazilerle değil, köylünün alın teriyle sağlanabileceğinin altını çizdi. “Gıda güvenliği, üretime devam eden çiftçi sayesinde korunur. Çiftçiyi üretimin dışında bırakan her adım, ülkenin geleceği için risk taşır” diye konuştu.