Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kartal Şube Başkanlığı’nın düzenlediği “Anayasa Değişikliği Üzerine Söyleşiler” başlıklı dört bölümlük konferans dizisinin sonuncu oturumu tamamlandı. Kartal Belediyesi Ekolojik Pazar Etkinlik Çadırı’nda 25 Haziran’da yapılan etkinliğe gazetemizin yazarı Murat Ağırel ve gazetemizin muhabiri Çağdaş Bayraktar’ın konuşmacı olarak katıldı. Konferans dizisinin son oturumunda, yeni anayasa çalışmalarına Türk basınının bakışı değerlendirildi. Etkinliğe, partiler, demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
‘TÜRKİYELİ TANIMI SAÇMA’
Konuşmasında , “Geçmişte Mehmet Ali Aybar gibi, Behice Boran gibi bağımsız Türkiye ideali uğruna bu ülkenin bayrağı ve toprağının her bir karışının uğruna can vereceğini bildiğimiz sosyalistler, komünistler varken bugün kendini sosyalist veya daha ileri özgürlükçü diye tanımlayan işbirlikçiler var. Bugün ülkemizde kendini gazeteci diye tanımlayıp yurt dışında bu ülkeyi bölmeye çalışan emperyalizmin maşası haline gelmiş gazeteciler var" diyen gazetemizin yazarı Ağırel “Türkiyeli” ifadesini “saçma” olarak tanımladı.
Ağırel, “Bu kelimeler asla tesadüfi veya öylesine söylenmiş cümleler değildir. Bunlar sistematik olarak alıştırılmaya çalışılan Türk kimliğinin bozulmasına yönelik serpiştirilen cümlelerdir. Ve biz bu tehlikeye dikkat çektiğimiz zaman da biz ırkçı oluyoruz. Ben 1980'den sonra değiştirilen Atatürkçü değilim. Ben Kemalistim. Açık açık söylüyorum: Bu bayrağa, Türkiye Cumhuriyeti’ne, İstiklal Marşı’na kim düşmansa ben onun düşmanıyım. Babamın oğlu olsa olsun. Bugün onun mücadelesini veriyoruz” ifadelerini kullandı.
'88 PARÇAYA BÖLÜNÜRÜZ'
2010’da yapılan Anayasa değişikliğiyle Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısının değiştirildiğini ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişimiyle bedel ödeyenin Türk yurttaşları olduğunu belirten Ağırel, "Şu anda anayasanın yeniden yapılması konuşuluyor. Kimler arasında konuşuluyor? Taslak hazırmış, mecliste konuşuluyormuş, partilerle görüşülüyormuş. Hangisi sivil toplum kuruluşlarıyla konuşuldu?” sorularını sordu.
Ağırel, anayasa değişikliği konusuyla ilgili, “Suriye karıştı, üçe bölündü. Irak üçe bölündü. Bunların hepsine ‘demokrasi ve barış’ getirildi. Kim getirdi? ABD. Kim getirdi? Rusya getirdi. Kim getirdi? Çin. Kim getirdi? İngiltere. Kim getirdi? İsrail. Bunlar getirdi barışı, özgürlüğü ve demokrasiyi bu ülkelere. Kaça bölündüler? 3'e 4'e bölündüler. Üst tarafta kim var? Ukrayna ile Rusya çatışıyor. Kim istiyor? Avrupalılar, ABD istiyor. Kaça bölünecekler? Bilmiyoruz. Aynısı bize yapılmak isteniyor. Eğer bizi biz yapan, bizi sıkılmış bir yumruk gibi bir arada tutan Türk kimliğini kaybedersek bırakın sekiz parçayı 88 parçaya bölünürüz. Buna izin verilmemesi gerekiyor” dedi.
'TÜRK MİLLETİ AYAKTADIR'
Konuşmasında geçmişten bugüne Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasalarını değerlendiren gazetemizin muhabiri Bayraktar, “Anayasaların hiçbirinin vatandaşlık tanımıyla ilgili bir sorunu yok. Irkı, etnisitesi, mezhebi ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk yurttaşıdır. Türkiye Cumhuriyeti anayasası çağının çok ilerisinde, vatandaşları sadece ‘yurttaşlık bağıyla’ eşitleyen bir anayasadır” dedi.
Ahmet Taner Kışlalı’nın “Sovyet Rusya demokrasiyi ertelediği için yıkıldı” tespitine vurgu yapan Bayraktar, “Yugoslavya farklılıklara resmiyet kazandırdığı için parçalandı. Oysa savaş halinde bile demokrasiyi ertelemeyen, farklılıkları inkar etmeden ortak değerler etrafında resmiyet kazanan Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün öncüsü olduğu Türk milleti her şeye rağmen ayaktadır. Ayakta kalacaktır” ifadelerini kullandı.