Pakistan'ın Ankara Büyükelçiliği'nde 'Keşmir Kara Günü' anma etkinliği düzenlendi. Anma etkinliği Pakistan ve Türkiye ulusal marşlarının okunmasıyla başladı.
Pakistan Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid'in yanı sıra, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi Genel Direktörü, eski Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Jeostratejik Öngörü Enstitüsü Başkanı Emekli Tümgeneral Başkanı Güray Alpar da etkinliğe katıldı.
Büyükelçisi Junaid Keşmir'in dünyanın en yoğun askeri bölgelerinden biri olduğunu ifade etti. Hint hükümetinin bölgeyle ilgili askerî faaliyetlerini artırdığını söyleyen Junaid, "Özel statüleri kaldırıldı, yasa dışı ikamet izinlerine izin verildi. Tarihimize baktığımızda, Filistin ve Keşmir meselelerinin ne kadar benzer olduğunu açıkça görüyoruz. Süreç her geçen gün daha karmaşık hâle geliyor" dedi.
Alpar konuşmasında, "Keşmir halkının istedikleri yaşamı sürdüremediğini görüyoruz. Bu insanlar, kendi kültürleri ve hayatlarını kendi isteklerine göre yaşayamaz durumdadır. BM kararlarına rağmen, kendi hayatlarını ve geleceklerini kendileri belirleyemiyorlar. Kendi iradeleri dışında başkalarının onlara bir gelecek tasarlaması onları rahatsız ediyor" dedi.
Eker, 78 yıldır çözülemeyen sorun için uluslararası kurumlara 'Adil ve hakkaniyetli bir sistem kuramama' eleştirisinde bulundu. Selçuk da uzun süredir devam eden soruna ilişkin 'adil ve kalıcı bir çözüm bulma' çabalarının sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekti.

"KEŞMİR BİR TURNUSOL KAĞIDIDIR"
Arıkan ise burada yaptığı konuşmada, Pakistan ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilere değinerek iki ülkenin herkesi kıskandıracak derin bir dostluğu olduğunu belirtti. Türkiye'nin her zaman Keşmir'in mazlum halkının yanında olduğunu ifade eden Arıkan, "Keşmir'de hayatını kaybeden Müslüman sayısı 90 binin üzerindedir. 138 bin kişi tutuklanmış, tutuklananın arasında 7 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Yetim kalan çocuk sayısı 100 binden fazladır. 10 binin üzerinde masum sivil tecavüze uğramıştır. Keşmir, Hindistan ile Pakistan arasında sıradan bir anlaşmazlık meselesi değildir. Tıpkı Gazze gibi bütün insanlık için Keşmir bir turnusol kağıdıdır" ifadelerini kullandı.
"BİZİ PARÇALAMAK İSTEYENLERE İNAT BÜTÜNLEŞEBİLMELİYİZ"
Arıkan sözlerini şöyle sürdürdü: "Keşmir halkına uygulanan kuşatmaların, ambargoların, katliamların işkencelerin temel nedeni Keşmir halkının Müslüman olmasıdır. Çünkü bugünkü mevcut sömürgeci düzeni değiştirebilecek tek güç Müslümanlardır. Müslümanların birlik ve beraberliği bu sıkıntıları gidermeye yetecektir. Bugün Keşmir'de 9-10 milyon arası Müslüman yaşamaktadır. Pakistan'da 230 milyondan fazla Müslüman yaşıyor. Bangladeş'te 150 milyon Müslüman yaşıyor. Hindistan'da 220 milyondan fazla Müslüman yaşıyor. Afganistan'da 49 milyon Müslüman yaşıyor. Bu rakamları topladığımızda neredeyse 650 milyondan daha fazla Müslüman nüfusu ortaya çıkıyor. Peki, bu güç birleşirse ne olur? Güçlerini birbirlerini yok etmek için değil, birbirlerini desteklemek için kullanırlarsa bu güç ne anlamı ifade eder? Emin olun bu güç dünyanın gidişatını değiştirecektir. Bizi parçalamak isteyenlere inat bütünleşebilmeliyiz."
"İSLAM BİRLİĞİ MUTLAKA KURULACAK"
İslam birliğinin mutlaka kurulacağını savunan Arıkan, "Dünyamızın bugünkü gidişatı karşısında bu bir tercih değil zorunluluktur. Yeryüzünde fesadın değil, gerçek manada insan haklarının yer almasını istiyorsak, yeryüzünde baskı ve tahakkümün değil, eşitlik ve kardeşliğin hakim olmasını istiyorsak, sömürü değil, adil bir paylaşım olsun istiyorsak, savaş değil, barış olsun istiyorsak, başka hiçbir çaremiz yoktur" dedi.
