Haber: Batuhan Serim
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü iki ayrı soruşturma kapsamında; 'Rüşvet vermek', 'Siyasi-askeri casusluk' ve 'FETÖ/PDY'ye yardım' suçlamasıyla pazar sabahı gözaltına alınan avukat Rezan Epözdemir, sağlık kontrolünün ardından bugün Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildi.
Avukat Rezan Epözdemir’in, “makaron dosyası” olarak bilinen rüşvet soruşturmasında verdiği ilk ifade ortaya çıktı.
Epözdemir, Cengiz Çallı ile 2007 yılında Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nda Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı dönemde tanıştığını söyledi.
Ayrıca Çallı’nın 2020 yılından itibaren vekaletinin kendisinde olduğunu ifade eden Epözdemir, “Çallı ile tatile ya da mesai dışında yemeğe gittiğimi hatırlamıyorum. Cengiz Çallı’'nın soruşturmasını yürüttüğü hiçbir dosyaya vekalet sunmadım. 2021 yılı Nisan ayı sonrasında işlerimin çok yoğunlaşması sebebiyle Çallı’yı makamında ziyaret etmedim. Ancak bu tarihin öncesinde adliyeye gittiğimde uzun süredir olan tanışıklığımız sebebiyle kendisini ziyaret ederdim” dedi.
Atalay Demirbaş ile ortak bir arkadaşı vasıtasıyla tanışığını aktaran Epözdemir, “Bu adamın dolandırıcı olduğunu öğrendikten sonra avukatlığından istifa ettim. Demirbaş’ın adli sicil kaydına bakıldığında da görüleceği üzere kendisi bir dolandırıcıdır” ifadelerini kullandı.
Demirbaş’ın yaklaşık 5 yıldır kendisinden şantaj yoluyla para istediğini iddia eden Epözdemir, “Yabancı numaralar üzerinden yaklaşık 5 yıldır benden para vermediğim takdirde bir kumpas ile iftira atacağından bahisle para talep etmektedir. Ayrıca bu dosyada ki beyanları sebebiyle kendisinden yalan tanıklık ve iftira suçlarından şikayette bulunacağım” diye konuştu.
Zekeriya Yurtçak, Ahmet Mesut Yurtçak ve Nurbari Erşahin’i tanımadığını ifade eden Epözdemir, “Hayatım boyunca hiç görmedim. Aramızda ne yüz yüze ne de GSM veya sair yollarla bir iletişim olmamıştır” dedi.
Epözdemir; Kürşat Yılmaz’ın dijital materyallerinde kendisi ile Whatsapp mesaj kayıtları olduğu, ayrıca Kürşat Yılmaz’a bir adet imzalı forma hediye ettiği, yine Atalay Demirbaş ve Zihni Çakır’ın, Cengiz Çallı’nın Kürşat Yılmaz'ı kendisi ile irtibat kurmak için kullandığına dair iddialara şu yanıtı verdi:
“Kürşat Yılmaz isimli şahıs ile bir irtibat kurduğumu hatırlamıyorum. Atalay ile ilgili zaten dolandırıcı olduğunu beyan etmiştim. Atalay'ın bu yöndeki beyanlarını da kabul etmiyorum. Zihni Çakır, Fetö kumpas dosyalarında lehine tanıklık yapmıştır. Kendisi talimat aldığı kişilerin emri ile bana kumpas kurmaktadır.”
Zekeriya Yurtçak ve Ahmet Mesut Yurtçak’ın tahliyesi ile ev hapsi şeklinde uygulanan adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması karşılığında 150 bin dolar rüşvet aldığı iddialarına Epözdemir şu sözlerle yanıt verdi:
“Göstermiş olduğunuz Whatsapp kaydındaki mesajlaşma ise 07/07/2021 tarihindedir. Atalay'ın beyanına göre kesinlikle kabul etmemekle birlikte benim bu parayı en geç 14/06/2021 tarihinde almam gerekiyordu. Dolayısıyla rüşvet iddiasıyla Whatsapp kayıtlarının tarihi uyuşmamaktadır.
Cengiz Çallı’ya şu an tarihini hatırlamadığım dönemlerde 1-2 kez borç para vermiştim. Bunun dışında da benden bir kez ev alacağım diye para istediğini hatırlıyorum. 2021 yılı Haziran ayından itibaren Cengiz Çallı’dan miktarını ve borç verdiğim tarihi şuan hatırlayamadığım parayı yüz yüze ya da telefon vasıtasıyla istemeye başladım. Hatırladığım kadarıyla bir kısmını ödemişti. Ancak ne kadar ödeme yaptığını da hatırlamıyorum.
Bu yazışmada geçen Rezan isimli şahsın ben olup olmadığımı da bilmiyorum. Velev ki yazışmada geçen ben isem az önce bahsettiğim gibi Cengiz’e borcunu ödemesi hususunda yapmış olduğum baskı sebebiyle yazışmada ismim geçmiş olabilir. Ancak dediğim gibi aralarındaki para alışverişine ilişkin bir bilgim yoktur. Bunun ne parası olduğunu bilmiyorum. Bu dosyada menfaat temin etmek için beyan değiştirerek bu paranın rüşvet suçuna ilişkin olduğunu, benim de buna dahil olduğumu beyan ederek şahsıma kumpas kurmuştur.”
Epözdemir’in Beşiktaş’taki ofisinde yapılan aramada biri 1 milyon 560 bin TL, diğeri 930 bin TL bedelli iki bono bulunduğu ve 930 bin TL tutarındaki bonoda borçlu olarak Cengiz Çallı, alacaklı olarak kendisinin yer aldığı belirtildi. Epözdemir, baz istasyonu kayıtlarının Cengiz Çallı ile 8 Temmuz 2021 gecesi aynı konumdan sinyal verdiğinin, bononun bu görüşmede düzenlendiğine ve rüşvet alınan paranın Cengiz Çallı’da kalması karşılığında kendisine bu bonoyu verdiğine dair kanaat oluşması nedeniyle beyanı sorulan Epözdemir, şöyle dedi:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen delillerin tamamı ‘Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ ilkesi gereği hukuka aykırıdır. Delil olarak kullanılamaz. Dolayısıyla hukuksuz delil niteliğindeki bu bonolar soruşturmaya konu olmamalıdır. Hukuka aykırı arama ile elde edilen bonolara ilişkin sorulara cevap vermek istemiyorum. Hükme esas alınamazlar. Bu belgeler alacak iddiamı tevsik eder mahiyettedir. Bu konuda HSK nezdinde hukuki başvurularda bulunacağımı da beyan etmek isterim.”
Epözdemir’in Beşiktaş’taki ofisinde yapılan aramada biri 1 milyon 560 bin TL, diğeri 930 bin TL bedelli iki bono bulunduğu ve 930 bin TL tutarındaki bonoda borçlu olarak Cengiz Çallı, alacaklı olarak kendisinin yer aldığı belirtildi. Epözdemir, baz istasyonu kayıtlarının Cengiz Çallı ile 8 Temmuz 2021 gecesi aynı konumdan sinyal verdiğinin, bononun bu görüşmede düzenlendiğine ve rüşvet alınan paranın Cengiz Çallı’da kalması karşılığında kendisine bu bonoyu verdiğine dair kanaat oluşması nedeniyle beyanı sorulan Epözdemir, şöyle dedi:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen delillerin tamamı ‘Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ ilkesi gereği hukuka aykırıdır. Delil olarak kullanılamaz. Dolayısıyla hukuksuz delil niteliğindeki bu bonolar soruşturmaya konu olmamalıdır. Hukuka aykırı arama ile elde edilen bonolara ilişkin sorulara cevap vermek istemiyorum. Hükme esas alınamazlar. Bu belgeler alacak iddiamı tevsik eder mahiyettedir. Bu konuda HSK nezdinde hukuki başvurularda bulunacağımı da beyan etmek isterim.”
Ele geçirilen bonoların toplam bedelinin 2.490.000 TL olduğu, bonoların düzenlendiği tarihte Hakim-Savcı maaşlarının ortalama 11-12 bin TL olduğu, Cengiz Çallı'nın aldığı maaştan yaklaşık 18 yıl hiçbir harcama yapmadan ancak ödeyebileceği bir tutara tekabül ettiği, hayatın olağan akışına aykırı olan bu hususa ilişkin savunması sorulan Epözdemir, şu ifadeleri kullandı:
“Cengiz tarihlerini hatırlamamakla birlikte Dap Yapıdan kendi adına bir daire, Sultangazi'den yine kendisine ancak hatırladığım kadarıyla yeğeni adına ADL isimli alışveriş merkezi içerisinde bir dükkan ve son olarak Avcılar'dan bir daire almıştı. Dap Yapı'dan almış olduğu daireyi daha sonra sattı. Borcunun bir kısmını bana ödedi. Sultangazi’deki dükkanın da önce yarısını aldı daha sonra diğer yarısını almak için benden borç para aldı.”
Epözdemir, Cengiz Çallı'nın UYAP üzerindeki savcılık rolü üzerinden vekaletle takip ettiği ya da vekalet sunmayı düşündüğü dosyalarda tarafların kişisel veri niteliğindeki adres, kimlik numarası, telefon numarası gibi bilgileri sorguladığına dair iddialara şu şekilde yanıt verdi:
“Kesinlikle Kürşat Yılmaz ve dolandırıcı Atalay'ın beyanlarını kabul etmiyorum. Benim Cengiz Çallı’nın savcılık rolü üzerinden herhangi bir kişisel veri niteliğindeki bilgiyi sorgulamam söz konusu olamaz. Bunlar aynı elden çıkan menfaat karşılığı verilen, gizli bir elce organize organize edilen kumpas amacıyla yönlendirilmiş beyanlardır.”
Cengiz Çallı ile birlikte birden fazla kez tatile gittiğine ve tatil ücretlerinin tamamının kendisi tarafından ödendiğine, yine Cengiz Çallı ile sık sık lüks restoranlara gittiklerine bu yemek ücretlerinin de tamamının kendisi tarafından ödendiğine dair beyanlar bulunduğu, arama neticesinde ele geçirilen dijital materyaller üzerinde yapılan incelemede de tatil ücretlerinin kendisine fatura edildiğine dair maillere ulaşıldığı belirtilen Epözdemir, şöyle yanıt verdi:
“Cengiz ile bir tatile gidip gitmediğimi hatırlamamakla birlikte dijital materyallerde çıkan Cengiz Çallı’nın tatil ücretlerinin bana fatura edildiğine dair belgeleri görmedim ve bu deliller yetki sebebiyle hukuksuz delildir. Bu nedenle bu soru hakkında söyleyeceğim başka bir şey yoktur.”
“Son olarak söyleyeceklerim şunlardır” diyen Epözdemir, ifadesini şu sözlerle sonlandırdı:
“Dosyanın ivedilikle HSK'ya gönderilmesi gerekmektedir. Elde edilen delillerin tamamı hukuksuzdur. Bu deliller ile başlatılan soruşturmalar da hukuksuzdur. Ayrıca varsa hukuksuz deliller ile başlatılan diğer soruşturmaların da sona erdirilmesi gerekmektedir. Benim olay tarihi itibariyle delil karartma ve mevcut pozisyonum itibariyle kaçma şüphem yoktur.
Mevcut adli kontrolün daha fazla hak kaybı olmaması adına evveliyetle kaldırılması ve herhangi bir adli kontrol tedbiri uygulanmaksızın serbest bırakılmayı talep ediyorum. Aleyhimde beyanda bulunan şahıslar hakkında TCK'nın 267. Maddesi uyarınca iftira suçundan resen soruşturma başlatılmasını talep ediyorum.”