Avukatlar adliyenin önünde 'savunma nöbeti' tuttu: 'Adliyeler iktidar oyuncağı değildir'

Avukatlar adliyenin önünde 'savunma nöbeti' tuttu: 'Adliyeler iktidar oyuncağı değildir'

2.12.2025 14:12:00
Güncellenme:
Aytunç Ürkmez
Takip Et:
Avukatlar adliyenin önünde 'savunma nöbeti' tuttu: 'Adliyeler iktidar oyuncağı değildir'

Ankara Barosu, hukuksuz şekilde gözaltına alınan, tutuklanan ve yıllardır cezaevinde tutulan tüm avukatlar için Sıhhiye Adliyesi önünde "savunma nöbeti" tuttu. Açıklamalarda bulunan Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu, "Adliyeler kimsenin iktidar oyuncağı değil, halkın adalet arayışının sığınağıdır. Hukuk işlemiyorsa, artık bu ülkede hiçbir şey işlemiyor demektir. Yani hikayemiz şu: Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek" dedi.

Ankara Barosu, bugün hukuksuz şekilde gözaltına alınan, tutuklanan ve yıllardır cezaevinde tutulan tüm avukatlar için 2 Ekim'de başlayan “Savunma Nöbeti” kapsamında Sıhhiye Adliyesi’nin önünde toplandı. Ankara Barosu'nun eylemine; Artvin, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, Kocaeli, Mardin, Mersin, Şanlıurfa ve Tekirdağ baroları başkan ve yöneticileri de katıldı.

Eyleme CHP milletvekilleri Mahmut Tanal ve Sibel Suiçmez de destek oldu.

TUTUKLU AVUKATLAR ADLİYE ÖNÜNDE

Ayrıca nöbette, Savunmaya Özgürlük Platformu ile Hukukçu Dayanışması üyeleri de yer aldı. Avukatlar ellerinde "Avukata saldırı, adalete saldırı", "Savunmayı savunuyoruz", "Herkes için adalet, adalet için avukat", "Devrimci avukatlar onurumuzdur" ve "Tutsak avukatlara özgürlük" dövizleri tuttu. Dövizlerin yanı sıra alanda tutuklu avukatlar Can Atalay, Barkın Timtik, Özgür Yılmaz, Süleyman Gökten, Engin Görkoğlu ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın fotoğrafları da yer aldı.

Image

"AYDINLIĞI BEKLEME NÖBETİ"

Baroları temsilen konuşan Ankara Baro Başkanı Av. Mustafa Köroğlu; "Bir ülkede anayasa ve hukuk uygulanmaz, yargı çürürse insan da çürür. Savunma susarsa toplum körleşir, hakikatin sesi kısılırsa adalet diye bir şey kalmaz. Bu yüzden buradayız. Bu buluşma, gecenin karanlığını bekleyen bir nöbet değil, karanlığa teslim olmayan, aydınlığı beklediğimiz bir nöbettir" dedi. 

"HUKUK İŞLEMİYORSA, HİÇBİR ŞEY İŞLEMİYORDUR"

Nöbetin hukuka yapılan tüm saldırıları durdurmak için tutulacak bir siper olduğunu vurgulayan Köroğlu; "Bu ülkede anayasalı devlet ile anayasal devlet arasındaki farkı artık sadece hukuk fakültelerinde anlatmıyoruz. Sokakta, duruşma salonunda, adliye kapısında anlatıyoruz. Çünkü o farkın bedelini artık hepimiz ödüyoruz. Adliyeler kimsenin iktidar oyuncağı değil, halkın adalet arayışının sığınağıdır. Hukuk işlemiyorsa, artık bu ülkede hiçbir şey işlemiyor demektir. Anayasal devlet çizgisinden artık yalnızca uzak değiliz, koparılmış durumdayız. Yargıdaki ve siyasetteki yozlaşma artık bir istisna değil; yaratılmak istenen yeni düzenin kendisi" diye konuştu.

"SAVUNMA YURTTAŞIN GÜVENLİK HATTIDIR"

"Bu yeni düzende yeni insanlara rastlıyoruz. Siyasi çürümenin insanlık onurunu da çürüttüğü anlara tanık oluyoruz" diyen Köroğlu; "Bugün verdiğimiz mücadele, bu toplumun her bir ferdinin onuru, özgürlüğü ve geleceği için verilen bir mücadeledir. Savunma yargının üçüncü ayağı değildir, savunma, yurttaşın devlete karşı ilk güvenlik hattıdır. Şerafettin Can Atalay, Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmadığı bir ülkede hukuksuz tutukluluğun simgesidir. Mehmet Pehlivan, savunmayı temsil ettiği için bir hukuk devletinde suç bile sayılamayacak bir faaliyet nedeniyle aylarca iddianamesiz, tecrit koşullarında tutulmuştur. Selçuk Kozağaçlı yıllardır cezaevinde. Savunmanın iradesini ve cesaretini temsil etmektedir. Bu isimler bu ülkenin adalet arayışının hikayeleridir" ifadelerini kullandı.

ATATÜRK'ÜN İZİNDE AVUKATLAR

Tutuklu avukatların cübbelerinin kendilerinin siper nöbeti olduğunu vurgulayan Köroğlu; "Mücadele kelimesi bize yabancı değil. bu ülkeyi ve Cumhuriyeti, imkânsızlıkların içinde, tam da bu şehirde kuran Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının aklı, cesareti ve ruhu halen Ulus’ta, Sıhhıye’de, Kızılay’da, Çankaya’da ve ruhlarımızda. Üzerimizdeki bu cübbeleri de içimizdeki bu mücadele ruhunu da kimseye teslim etmeyeceğiz. Aynı akıl, aynı cesaret ve aynı inat sürecek" dedi.

"HAKLI OLANIN KAZANDIĞI BİR DÜZEN..."

Hukukun yaşamın içinden geldiğini vurgulayan Köroğlu; "Bu ülkenin politik bir değişime ihtiyacı olduğu kadar, ahlaki bir sözleşmeye, ahlaki bir anlaşmaya da ihtiyacı var. 'Güçlü olanın değil, haklı olanın kazandığı bir düzen' demenin yeniden bir karşılık bulmasına ihtiyacımız var. Yaşanan tüm acılara, hukuksuzluklara, yoksunluklara, baskılara rağmen insanlık nasıl ayakta kalmayı başardı? Çünkü insanlar, bütün karanlık zamanlarda bile, kendine ve birbirine inanmayı seçmekten vazgeçmedi. Anayasanın gerçekten uygulandığı bir ülkede yaşamak bir temenni değil, temel bir yurttaşlık talebidir. Yani hikayemiz şu: Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek" ifadelerini kullandı.

SAVUNMA MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEK

Köroğlu'nun konuşmasının ardından Ankara dışından gelen baro başkanları konuşmalarını gerçekleştirdi. Baro başkanları; savunmanın siyasi bir baskının altında olduğunu belirterek, direnmeye ve mücadeleyi sürdürmeye kararlı olduklarını deklare etti.