Bakan Yusuf Tekin, MESEM’i savundu ama veriler gerçekleri ortaya koydu: 12 yılda 770 çocuk öldü

Bakan Yusuf Tekin, MESEM’i savundu ama veriler gerçekleri ortaya koydu: 12 yılda 770 çocuk öldü

17.12.2025 04:00:00
Güncellenme:
Aytunç Ürkmez
Takip Et:
Bakan Yusuf Tekin, MESEM’i savundu ama veriler gerçekleri ortaya koydu: 12 yılda 770 çocuk öldü

Artan çocuk işçi ölümleriyle birlikte Meslek Eğitim Merkezleri (MESEM) yeniden tartışmaların odağında. Bakan Yusuf Tekin, MESEM eleştirilerinin ‘eğitbilimi’ göz ardı ettiğini savunurken İSİG Meclisi verileri son 12 yılda en az 770 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiğini ortaya koyuyor.

Son dönemde artan çocuk iş cinayetleri kapsamında Meslek Eğitim Merkezleri (MESEM) eğitim gündeminin merkezine oturdu. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin; MESEM’lere gelen eleştirilerine karşı “Gençlerimizi ucuz iş gücü haline getiren bir düzen kuruyormuşuz gibi sunan yaklaşım pedagojiyi (eğitbilim) göz ardı ediyor” savunusunda bulundu.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin verilerine göre; son 12 yılda en az 770 çocuk iş cinayetine kurban giderken, bu yıl içinde 87 çocuk iş kazasında yaşamını yitirdi. Raporda; bu çocukların çoğunluğunun MESEM’li olduğu belirtildi. Çocuk hakları konusunda çalışan araştırmacı-yazar Özgür Hüseyin Akkış ise “Projenin ısrarla savunulmasının nedeninde; ekonomik krizin derinleşmesi, sermaye sınıfının ise daha fazla ucuz iş gücü talebiyle bağı çok kuvvetli” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ulusal eğitim sistemini dinselleştirme ve piyasacılaştırma politikası sürüyor. Bakanlığın bu politikasındaki en etkin tasarımı ise İsmet Yılmaz (2016-2018) döneminde bakanlık tarafından 9 Aralık 2016’da Resmi Gazete’den yayımlanan kararnameyle örgün eğitime eklenen Meslek Eğitim Merkezi (MESEM) oldu. Özellikle eski bakan Mahmut Özer (2021-2023) döneminde ulusal eğitim politikası hızlı bir biçimde mesleki eğitim üzerinden piyasalaştırıldı. MESEM’ler bu dönemde ön plana çıkartıldı. Mevcut Bakan Yusuf Tekin ise göreve başladığı ilk zamandan beri müsteşarlık döneminde uygulamaya konan MESEM’lerin mesleki eğitimdeki etkisini artırdı.

BAKAN ELEŞTİRİLERİ ‘EĞİTBİLİMİ GÖZ ARDI ETMEK’ OLARAK SUÇLADI

MESEM’ler ise uygulamaya konduğu ilk günden beri başta eğitimciler olmak üzere yurttaşların eleştirilerinin odağında olmayı sürdürüyor. Bu eleştirilerin başında öğrencilerin bu merkezler aracılığıyla ucuz iş gücü olarak sermayeye sunulması geliyor. Bakan Tekin ise geçen hafta TBMM Genel Kurul’daki bütçe görüşmesinde kullandığı “Eğitim ile emek arasındaki köprüyü güçlendirmeye çalıştığımız her adımı, sanki gençlerimizi ucuz iş gücü haline getiren bir düzen kuruyormuşuz gibi sunan yaklaşım, hakikati de, istatistiği de, pedagojiyi (eğitbilim) de göz ardı ediyor” ifadeleriyle MESEM’leri savundu.

ÖĞRENCİLER EĞİTİMLERİNİN YÜZDE 76’SINI ÇALIŞARAK GEÇİRİYOR

Bakanın açıklamasına karşı bakanlığının belgesi ise eleştirileri haklı çıkardı. Bakanlığın geçerli “Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi”nde MESEM’de okuyan öğrencilerin derslerinin yüzde 76’sını işletmelerde çıraklık, yüzde 13’ünü meslek ve yüzde 11’ini ise akademik ders olarak gördüğü belirtiliyor. MESEM öğretim izlencesi kapsamındaki öğrenim süresi boyunca öğrenciler haftanın 4 gününde işletmelerde beceri eğitimi alırken, haftanın 1 gününde okulda teorik eğitim görüyor.

ELEŞTİRİLER TUTUKLAMALARLA SAVRULUYOR

Özellikle son dönemde iş kazaları sonucunda artan çocuk işçi cinayetleri kapsamında MESEM’ler eğitime yönelik eleştirilerin merkezine oturdu. İktidar ise MESEM’lere yönelik eleştirileri tutuklamalarla önlemeye çalışıyor. Bu kapsamda Bakan Tekin’in de katıldığı 1 Aralık’taki eğitim zirvesinde MESEM’leri protesto eden 17 TİP’li gençten 16’sı tutuklandı. Savcılık önceki gün iddianameyi tamamladı. Gençlere “görevi yaptırmamak için direnme” ve “basit yaralama” suçlamalarıyla kamu davası açılırken, “mala zarar verme” suçlaması yönünden kovuşturmaya yer olmadığına (KYOK) karar verildi.

770 ÇOCUK YAŞAMINI YİTİRDİ

MESEM’lerin uygulamaya konmasından beri çocuk işçiler kapsamında artan ölümler ise dikkat çekiyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin verilerine göre; son 12 yılda en az 770 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. İSİG’in ilgili raporunda ise 15-17 yaş arasında çocuk işçiliğin bu süre zarfında sanayi, inşaat ve hizmet kollarında arttığı, bunun başat nedeninin de MESEM aracılığıyla çocukların buraya yönlendirilmesi olarak belirtildi. Ancak raporda çocuk işçiliğin en yüksek olduğu alanın “mevsimlik tarım işçiliği” olduğu kaydedildi. Raporda 5-14 ve 15-17 yaş arasındaki çocuk iş cinayetlerinde en çok görünen ölüm nedenleri ise şöyle sıralandı: Mevsimlik işçilerde boğulma; metal, gıda, tekstil, inşaat ve kimya işçisi çocuklarda ezilme; inşaat işçisi çocuklarda yüksekten düşme. Raporda 5-14 yaş arasındaki çocuklarda en yaygın görünen ölüm nedenlerinden birinin de şiddet olduğu belirtildi.

MESEM’LERDE 503 BİN ÇOCUK BULUNUYOR

Yine İSİG Meclisi’nin verilerine göre; bu yıl içinde 87 çocuk iş kazasında yaşamını yitirirken, bunların büyük bir kesiminin de MESEM kapsamında çalıştırılan çocuklar olduğu vurgulandı. Çocuk hakları konusunda çalışan araştırmacı-yazar Özgür Hüseyin Akkış; TÜİK ve MEB’in verilerinin ortalamalarından hareketle 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısının 869 bin, MESEM’lerde sözde eğitim gören çocuk sayısının ise 503 bin 962 olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“MESEM, esasen 2019-2020 eğitim öğretim yılından itibaren kademeli olarak uygulanmaya başladı. Bu proje çocukları okullardaki akranlarından koparıp iş yerlerine yönlendirdi. Bu çocukların büyük bir kısmının yoksul ailelerin çocukları olması da bir tesadüf değil. Projenin ısrarla savunulmasının nedeninde; ekonomik krizin derinleşmesi, sermaye sınıfının ise daha fazla ucuz iş gücü talebiyle bağı çok kuvvetli. 9-10-11. sınıflarda olan çocuklara asgari ücretin yüzde 30’u, 12. sınıfa giden çocuklara ise asgari ücretin yüzde 50’sinin devlet tarafından ödenmesi durumu patronlar için ücretsiz iş gücü anlamına geliyor. Bu da projenin muradını gözler önüne seriyor” dedi.