Bakırçay Deresi yok olmak üzere!
KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet Ege için yazdı...
Bugünkü yazımda Manisa’nın Kırkağaç ilçesinden başlayıp İzmir’in Kınık ve Bergama ilçesinden geçerek Çandarlı Körfezi'ne dökülen 129 kilometre uzunluğundaki Bakırçay Deresi'nden bahsetmek istiyorum.
Kuzey Ege Havzası içerisinde yer alan özellikle de tarım açısından büyük öneme sahip bu yer için tehlike çanları çalıyor maalesef.
Görünen o ki Egeli çiftçilerin tarım arazilerini sulamada kullandığı Bakırçay Deresi de kirlilikten nasibini almış.
Adeta kirlilikten zift gibi akıyor.
Zaten nehirdeki canlı popülasyonunda azalma olduğu herkesin uzun zamandır bildiği bir gerçekti.
Oluşan kirlilik, ekolojiyi ve tarım ürünlerini mahvederken insan hayatını da tehdit ediyor ne yazık ki!
Bölge halkı tarımsal ürünlerini sulamada ciddi sıkıntı yaşadıklarını belirtiyor.
Derenin acilen temizlenmesi için herkes hemfikir.
Mevcut durum tespiti acilen yapılmaz ve çözüm odaklı çalışılmaz ise bölgeyi daha kötü günlerin beklediği aşikâr.
Havzada önemli ölçüde çevresel baskı oluşturan faktörler arasında başrolde endüstriyel ve evsel atıklar geliyor.
Bu kirleticilerin merkezi ve yerel idareler tarafından acil olarak denetlenmesi ve gerekli altyapı tesislerinin yapılması şart gözüküyor.
Özellikle su kalitesindeki olumsuzluklar kirlilik oranının bir göstergesi aslında.
Buna ek olarak, artan nüfus yükü, sanayi, tarım ve madencilik gibi sektörlerde yürütülen yanlış planlamalar, denetim eksikleri ile çevresel yüklerin kontrol edilememesini de eklersek sorunun vahameti çok daha net ortaya çıkıyor.
Artan kirlilik ile birlikte mücadelede başarılı olabilmesi için etkin ve kararlı politikalara ihtiyaç var.
Bu politikaları hayata geçirmek için işletme, denetim ve yönetim sürecinde uzman ve yeterli teknik personele ihtiyaç duyuluyor.
Yoksa tarım arazilerimiz ve bu arazilerimizi verimli hale getiren Bakırçay Deresi yok olacak bu böyle biline.
Bu sese kulak verilmeli, mağduriyet giderilmeli ve dere artık temiz akmalıdır.
Günümüzde hemen her ülkenin en önemli sorunlarından biri haline gelen çevre sorunları, özellikle küreselleşmenin etkisiyle uluslararası bir boyut kazanmıştır.
Bakırçay Deresi örneğinden yola çıkarak bu sorunların, ekonomik, sosyal ve siyasal yönü olan çözümler beklediği çok net gözükmektedir.
AKP’ye bu konuda çok büyük görev düşmektedir.
Yerel yönetimlerle iş birliği yaparak bu sorunu kısa vadede çözmesi gerekmektedir.
Tek çözüm artan nüfus ve gelişen teknolojinin neden olduğu çevre kirliliğinin önlenmesinde yine teknolojinin ve bilimsel bulguların uygulanmasından geçmektedir.
Sonuç olarak hem üretirken, hem de tüketirken kirleten, kaynak israf eden bir anlayıştan kurtulmak zorundayız.
“Ne pahasına olursa olsun kalkınma" düşüncesi ne kadar yanlış ise kalkınmanın meydana getirdiği olumsuzluklar karşısında " hiç bir şey yapılmasın" düşüncesi de bir o kadar yanlıştır.
Bu yüzden yapmamız gereken el ele vererek çevre ve kalkınma ile ilgili çözümler, alternatifler ve yaptırımlar konusunda işbirliği içerisinde daha çok çalışmaktır.
Yoksa başka Bakırçay Nehri yok!
İnanın buna…
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev