Davutoğlu'ndan ittifak sinyali: 'Evet, onlarla da görüşüyoruz'

Davutoğlu'ndan ittifak sinyali: 'Evet, onlarla da görüşüyoruz'

14.12.2025 16:28:00
Güncellenme:
ANKA
Takip Et:
Davutoğlu'ndan ittifak sinyali: 'Evet, onlarla da görüşüyoruz'

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ’’Bugün Yeniden Refah Partisi ile yürüttüğümüz görüşmeler de kamuoyunun gündemindedir. Evet, onlarla da görüşüyoruz. Buradan açıkça söylüyorum: Güçlü bir Cumhur İttifakı’nın karşısında, güçlü bir milliyetçi-muhafazakâr ve özgürlükçü milliyetçi-muhafazakâr ittifak oluşturmak isteyen kim varsa, onlarla görüşmeye de iş birliği yapmaya da hazırız" dedi.

Davutoğlu partisinin Ankara’da düzenlenen kampının kapanışında yaptığı konuşmada, TBMM'de staj yapan kız çocuklarına yönelik cinsel istismar iddialarına değinerek iktidarı sessiz kalmakla eleştirdi.

Davutoğlu, yaşananlar karşısında TBMM yönetimi ile Cumhurbaşkanlığı’nın açıklama yapması gerektiğini ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:

“TBMM'ye staj için giden 12-15 yaşları arasındaki kızlar cinsel tacize ve tecavüze uğradı. Normal şartlarda böyle bir olay yaşandığında bu kurumun amirleri, genel sekreterleri ve Meclis Başkanı ‘Ben bu kızları niye koruyamadım?’ diye uyku uyumaması ve istifa etmesi gerekir. Sayın Cumhurbaşkanı bir haftadır bu konuda bir açıklama yaptı mı Allah aşkına? ‘Mazlumları koruyacağız’ derken sadece Gazze’deki mazlumları kastetmeyeceğiz… Bu ülkenin mazlum genç kızlarını koruyamayanlar yurt dışındaki mazlumları koruyamazlar.”

"AHLAKİ ÇÖKÜŞ VE AHLAKİ DEVRİM"

Davutoğlu, eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy dahil kamuoyunda tanınan bazı isimlere yönelik uyuşturucu operasyonları üzerinden “ahlaki çöküş” tartışmalarına işaret ederek, gündemin olayın kendisinden çok “iktidar içi rekabet” iddialarına sıkışmasının da çürümenin başka bir göstergesi olduğunu ifade etti. Davutoğlu, bunun da “devlete ve siyasete güven” krizini derinleştirdiğini söyledi.

Davutoğlu ayrıca şu ifadeleri kullandı:

’’Dünyanın en çok belki Adalet Sarayı'na sahip olan ülkelerinden biriyiz. Dünyada en çok tutuklu bulunan 6. ülkeyiz biz. Ama diğer ülkeler Çin gibi Hindistan gibi Amerika gibi zaten nüfusu çok yüksek olan ülkeler. Şimdi adli emanette soygun yaşandı geçen hafta. Şimdi düşünün; adli ve emanet, adalet ve emanet. Şimdi muhafazakar değerlere, dini değerlere samimi şekilde sarılan kardeşlerime sesleniyorum. Allah aşkına adalet ve emanet kelimelerinden oluşan adli emanette soygun olur mu? Adalet bakanı şunu sormuyor; 'Benim memurum nasıl böyle bir şey yapar? Nasıl geldik buraya? Nereye gidiyorsunuz?' Adalet Bakanından bu adli emanetle ilgili ben bir açıklama duymadım.’’

ÜÇÜNCÜ YOL ARAYIŞI VE ANA MUHALEFETE YÖNELİK ELEŞTİRLER

Konuşmasında iktidarın yanı sıra muhalefete yönelik eleştirilerde de bulunan Davutoğlu, “kutuplaşmaya karşı üçüncü bir alternatif” inşa edilmesi gerektiğini belirterek, Yeni Yol Grubu’nun daha güçlü bir seçim ittifakının zemini olması gerektiğini savundu ve milliyetçi-muhafazakâr partilere “ittifak altyapısını şimdiden kurun” çağrısı yaptı.

Davutoğlu’nun bu kısımda öne çıkan değerlendirmesi şöyle:

’’Bu şartlarda Türkiye’nin, derinleşen kutuplaşma ortamında üçüncü bir alternatife ihtiyacı vardır. Biz bu üçüncü alternatifin önünü açmak için son altı yıl boyunca çok büyük çaba sarf ettik. Her türlü fedakârlığı yaptık, her türlü makamdan vazgeçebileceğimizi de gösterdik. Üçlü ittifak modelini ilk kez 2021 yılında gündeme getirdik. Olmadı; beşli modeli gündeme getirdik. O da olmadı; altılı masayı kurduk.

Bugün birçok kişi bunu yeni yeni anlamaya başladı. Eğer önümüzdeki dönemde mevcut iktidar bütün yanlışlarıyla yoluna devam eder ve iktidarı sürdürenler Türkiye’yi ve şartları düzeltmek yerine, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası dönem için rekabetlere girerse, Türkiye’ye söyleyebilecekleri bir söz kalmamış demektir.

Aynı şekilde, ana muhalefet partisi bir sonraki seçimde Sayın Cumhurbaşkanı’nın kullandığı başkanlık hükümet sistemi yetkilerini kullanarak ülkeyi tam karşı bir kutba sürüklemeye niyet ederse, bir rövanşizm kültürü oluşturmaya çalışırsa, onların da bu ülkeye verebileceği hiçbir şey yoktur.

Böyle bir tabloda bir sonraki seçim, dünya genelindeki belirsizliklerle birlikte, Türkiye’nin derin uçurumlar ve fay hatları üzerinden kırıldığı bir dönemi beraberinde getirebilir.

Peki bizim çözümümüz ne? Bizim çözümümüz fikri olarak, siyasi olarak ve sahadaki teşkilat yapımızla güçlü bir alternatif oluşturmaktır. Bu güçlü alternatifi oluşturmak için son dönemde bütün siyasi partilerle görüşüyorum.

Yeni Yol Grubu oluşturulurken, bütün arkadaşlarım bilir, grubun kurucuları da beni aradı. Ben Yeni Yol Grubu’nun, güçlü bir seçim ittifakının ilk nüvesi olarak kurulmasını hep teklif ettim, hep önemsedim. Çünkü vaktimizi heba edemezdik. Yeni Yol Grubu, güçlü bir alternatifin adresi olmalıydı. Nitekim çok iyi faaliyetler yürüttüler. Dün Selçuk Bey’i dinlediniz; milletvekillerimiz Meclis’te çok etkili çalışmalar yaptı. Bütçe görüşmelerinde de en aktif gruplardan biri oldular.

Ancak Yeni Yol Grubu’nun bir yılı dolarken, gruba mensup partilere ve değerli genel başkanlara açık bir çağrı yapıyorum: Şimdiden bir seçim ittifakının altyapısını kurmak zorundayız. Milletin önüne gerçek bir alternatif koymak zorundayız. Aksi halde bir grup kurmak, sadece grubun sağladığı teknik avantajlarla sınırlı kalırsa bu büyük bir eksiklik olur.

Tarih bekleyenleri sevmez. Tarih erteleyenleri sevmez. Doğru zamanda doğru adımlar atılmazsa, üç yıl sonra aynı noktaya gelindiğinde iş işten geçmiş olur. Biz bu üçlü ittifakı 2021’de kurabilseydik, Türkiye’nin kaderi çok daha farklı akacaktı. Anlatamadık. Aynı şekilde, 2016 yılında iktidar sahiplerine siyasi ahlak reformunu, şeffaflık reformunu, imar reformunu da anlatamamıştık.

Bugün Yeniden Refah Partisi ile yürüttüğümüz görüşmeler de kamuoyunun gündemindedir. Evet, onlarla da görüşüyoruz. Buradan açıkça söylüyorum: Güçlü bir Cumhur İttifakı’nın karşısında, güçlü bir milliyetçi-muhafazakâr ve özgürlükçü milliyetçi-muhafazakâr ittifak oluşturmak isteyen kim varsa, onlarla görüşmeye de iş birliği yapmaya da hazırız.

Ancak birileri 'Gelecek Partisi zor durumda, maddi sıkıntıları var, milletvekilleri istifa etti, altı milletvekili kaldı; dolayısıyla birleşmek ya da ittifak yapmak dışında seçeneği yok' diyenler varsa, onlara şunu söylerim; siz bizi tanımamışsınız.

Biz 12 Aralık 2019’da partiyi kurduğumuzda milletvekilimiz var mıydı? Yoktu. Büyük sermaye grupları arkamızda mıydı? Hayır. Peki ne vardı? İnanç vardı. Dava aşkı vardı. Millet aşkı vardı. Altı yıl içinde bu aşk azaldı mı? Hayır, arttı. Daha da güçlendi.

Bu alternatifi oluşturmak için herkesle iş birliğine hazırım. Ancak şunu da net bir şekilde ifade ediyorum; 'Devletin bana ihtiyacı olduğunda destek veririm' sözümü yanlış yorumlayanlara sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizindir. Sayın Erdoğan da geçicidir; bizler de geçiciyiz. Ama devlet kalıcıdır.

Bu devlet zor durumdayken 'Daha da zora düşsünler' demem. Ancak ilkelerimden taviz vererek hiçbir makama, mevkiye dönmeyi de bir saniye bile düşünmem.

Bazı ana muhalefet trolleri bu sözler üzerinden üzerimize geldiler. Belli ki bizi tanımıyorlar. Eğer amaçları bizim üzerimizden Sayın Erdoğan’ı devirip kendi iktidarlarını kurmaksa, şunu bilsinler; biz kimsenin payandası değiliz. İktidarı da gücü de itibarı da kendi emeğimizle kurarız.

Bu nedenle teşkilatlarımıza mesajım nettir; seçime 2,5 yıl kaldı; yolun yarısını geçtik. Herkes teşkilatını güçlendirmeye odaklanacak. Hepimiz gelecek seçimlerde ne yapacağımıza ve Türkiye’ye nasıl bir alternatif sunacağımıza yoğunlaşacağız.

"BİR DAHA OYNAMAYIZ"

Hiç kimseye kapıyı kapatmayacağız ancak kapıyı açık tutabilmek için sağlam bir kapıya sahip olmak gerekir. Gelecek Partisi’nin binasını da kapısını da asla kapatmayacağız.

Birleşme söz konusuysa eşit ve onurlu şekilde; ittifak söz konusuysa yine eşit ve onurlu şekilde her ittifaka gireriz. Devlete destek gerekiyorsa, iktidarın yanlışlarını görmezden gelmeden ama devletin gerektirdiği desteği veririz. Ancak hiçbir zaman makam ve mevki peşinde koşmayız.

Hakkı ve adaleti savunmak için bütün muhalefet partileriyle oturur konuşuruz. Ama ‘Bizden 10 milletvekili aldınız’ söylemiyle yıllarca önümüze konacak bir filmi de bir daha oynamayız.

Eğer bu millete bir şey söyleyeceksek, önce kendimizden emin olacağız. Kendinden emin olmayan başkasına güven veremez. Kendisiyle barışık olmayan başkasıyla barışık olamaz.

Biz bu istişare toplantısında partide yeni bir başlangıç yapıyoruz. Bunu sadece altıncı kuruluş yıl dönümü olarak değil, ikinci büyük başlangıç olarak görün. Önümüzdeki dönemde eksiklerimizi tamamlayacak, hep birlikte Gelecek çınarının daha da büyüdüğüne şahit olacağız. Allah sözümüze hak tesiri nasip etsin.’’

Davutoğlu ayrıca, Türkiye’nin ekonomik krizinin “ekonomik değil, ekonomik-politik” bir sorun olduğunu ileri sürerek, “faiz-rant ekonomisi” eleştirisi yaptı; kur korumalı mevduat uygulamasının kaynakları üretimden uzaklaştırdığını belirtti.

Asgari ücretin yükseltilmesi gerektiğini ancak maliyetin bir kısmının devlet tarafından karşılanmadığı durumda sanayicinin rekabet gücünün zayıfladığını söyleyen Davutoğlu, “temiz siyaset, şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele” çağrısını “ahlaki devrim” mesajıyla tamamladı.