Deprem bölgesinde görev yapan Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol salgın riskine karşı uyardı: Ortaçağa döneriz
Afet bölgesine giden enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, “Önlem alınmazsa, veba dahil, ortaçağdaki bütün hastalıklarla karşılaşabiliriz...” diye uyardı.
Depremin üzerinden bir ay geçti. Bölgede hâlâ çadır, temiz su ve kanalizasyon sorunu çözülebilmiş değil. Kadınlar, bit bulaşmasın diye, kendi ve çocuklarının saçlarını kesiyor. En çok korkulan ise kolera ve tifo salgını olasılığı.
Depremin ilk haftasından itibaren Türk Tabipleri Birliği bölgede bir afet koordinasyon kurulu oluşturdu. Afet bölgesine giden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol acil önlem alınması gerektiğini söyledi.
- En acil sorunlar neler?
Depremin birinci haftasında biz dernek olarak bir afet koordinasyon kurulu kurduk çünkü bu afetlerde en çok beklenilen ve önlenilmesi gereken şey, salgınlardır. Sadece iki sağlık merkezi ayakta kalmıştı. Bunlardan bir tanesi Hatay Dörtyol’da bir tanesi Kahramanmaraş Elbistan’daydı. İkisi de sismik izolatör kullanıldığı için ayakta kalmışlardı. Çok basit olan bu uygulama ile hastaneler yapılsalardı, yıkılmayacaklardı.
- Kolera vakası görüldüğü iddiaları da var. Doğru mu?
Ne yazık ki tuvalet ihtiyacı ve temiz su ihtiyacıyla ilgili sorun giderilmedi. Bu da bizi kirlenmiş sular aracılığıyla bulaşan dizanteri, kolera, tifo gibi hastalıkları eğilimli kılıyor. Bunların gelişi kaçınılmaz oluyor. Suriye’de kolera vakalarının görüldüğünü hekimler olarak biliyoruz. Tarihte büyük kolera salgınları olmuştur. Yani pandemi yapacak kadar güçlü bir etkenden bahsediyoruz. Merkezin, hâlâ sağlıkta düzgün bir lojistik ve koordinasyon kurulamamış olmasına dikkat çekiyorlar.
"DSÖ’DEN KOLERA AŞISI İSTENMEDİ"
- Kolera başladı mı?
Henüz başlamadığını anlıyoruz çünkü kolera başladığı anda patlayıcı bir şekilde salgın taşınacaktır. Gizlenebilmesi mümkün olmayacaktır. Uyuz ve bit vakaları çokça var.
- Salgına karşı kolera aşısı gündeme geldi mi?
Suriye kolera aşısı ve kolera tanı kitlerini Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü’nden temin etti. Sağlık Bakanlığı’nın Dünya Sağlık Örgütü’nden böyle bir talebi olmadı. Talep olmayınca DSÖ kendiliğinden getirmiyor. Suriye’de yardım koridoru bize göre nispeten daha açık.Merkezi yönetim, yardım koridorunu kendi denetimi dışında asla açmıyor.
"TİFO AŞISI DA YOK"
- Merkezi yönetim ben merkezci bir yaklaşım içinde diyebilir miyiz?
Suriye, uluslararası yardım erişimi konusunda Türkiye’den daha iyi durumda. Suriye’de hiç sağlık sistemi yok ama uluslararası yardımın erişimi konusunda daha engelsizler, öyle diyebilirim.
- Tifo aşısı var mı?
Tabii tifo aşısı da var, yine ağızdan kullanılan. Ama bu aşılar Türkiye’de yok.
- Depremden sonra, yılan, sürüngen ve kemirgenlerin ortaya çıktığı haberleri geliyor. Bu hayvanların ortaya çıkması başka hastalıkların ortaya çıkma ihtimalini güçlendirir mi? Acil ne yapılmalı?
Önce bütün kanalizasyon sistemlerinin onarılmış olması gerekiyor. Şebeke sularının sürekliliğinin sağlanması, sürekli kontrollerinin yapılması, ilaçlama yapılması, bunların temiz olduğunun emniyete alınması ve kontrol edilmesi gerekiyor. Çok ciddi barınma sorunu var. Ve ne yazık ki barınmanın sağlandığı yerlerde tuvaletlerin ve temiz kullanma sularının sağlanmadığını biliyoruz.
"VEBA BİR YERE GİTMEDİ"
- Endişeniz nedir?
Bu kaos ortamında, sürüngenlerin ötesinde, fare gibi kemirici hayvanlardan bulaşan çok ciddi hastalıkların bulaşabilmesinden endişe ediyoruz. Mesela vebayı farelerin bulaştırdığını hatırlıyorsunuzdur tarihteki salgınlardan. Kanalizasyon sistemleri onarılmayacak olursa, bulaşabilecek dizanteri ve tifo dışında, sarılıklar, kanamalı hummalar gibi dramatik hastalıkların, yani çoğu ortaçağdan kalma hastalıkların görülmesi kaçınılmaz olacaktır.
- Kanalizasyonlar ciddiyetle ele alınmazsa tarihteki veba salgını başlayabilir mi yani?
Önlem alınmazsa, veba dahil, ortaçağdaki tüm hastalıklarla karşılaşabiliriz. Çünkü veba bir yere gitmedi. Altyapı sorunlarının olduğu bölgelerde ortaya çıktığına dair duyumlarımız ve verilerimiz var elimizde...
"SAĞLIK SİSTEMİ ENKAZ ALTINDA KALDI"
- Sağlık hizmetinde de devlet enkaz altında mı kaldı?
Evet. Sağlık sistemimiz korona pandemisinde çöktü. Biz bunu pandemide en ağır şekilde şöyle yaşadık: Kanser taramalarını yapamadık, aşılamaları sürdüremedik. Pek çok kronik hastalık yükü olan insanlar evlerinde kendi kendilerine sağlık bakımı alamadıkları için öldüler. Fazladan ölüm dediğimiz şey bu. Çok kırılgan yerlerinden çöken sağlık sistemi yeniden restore edilmeli, onarılmalı derken, deprem felaketi geldi. Bu arada Türkiye’de çok ciddi ilaç sıkıntıları yaşıyoruz. Antibiyotikler yok elimizde. Malzeme de yok. Ampute hastaları için, depremzede protezlerin geri ödemesi yetersiz. Protezlerinin ödemesi için sosyal yardım kampanyaları yürütüyoruz. Sağlık sistemi de enkaz altında kaldı.
"ÖLÜ SAYISI GERÇEĞİ YANSITMIYOR"
- Ne kadar ampute hasta var?
Bu rakamı benim söylemem doğru olmaz ama çok fazla ampute hasta var. Enkazdan 72-96 saatten sonra çıkanlarda bu riskin çok büyük olduğunu biliyoruz. Açıklanan resmi ölüm sayısının da gerçeği yansıtmadığını biliyoruz. Bir kere DNA analizleri yapılmayan ve kayıtsız çok vaka var. Yani kimliksiz gömülmüş çok insan var. Enkazdan çıkarmaların iş makinalarıyla iyice özensizleştiği, o molozların asbestleriyle, tarım arazilerine döküldüğü şu günlerde, ölümlerin sayısının, kayıpların sayısının doğru verildiğini düşünmemiz çok doğru olmaz diye düşünüyorum.
"PSİKOLOJİK DESTEK ÖNEMLİ"
- Sağlık hizmetleri açısından deprem bölgesindeki insanların yaralarını sarması için ne kadar zaman gerek?
Çok zaman alacak. Çünkü böyle afetlerde kaybettiğimiz saatler saatlere değil, aylara tekabül eder. Bir an önce depreme dayanıklı konteyner kentler yapılmalı. Psikolojik destek de çok önemli. Ama en önemlisi, temel fizyolojik, biyolojik varlığı sürdürecek ihtiyaçlara ek olarak, bu işin sorumlularıyla ilgili adli sürecin hemen başlatılması, insanların rahatlatılması...
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama