Depremzedelerden suç duyurusu: Sosyal devlet nerede?

30 Ekim 2020 tarihindeki İzmir depreminin ardından yaşanan mağduriyetler bitmek bilmiyor. Evleri orta ile az hasarlı olan ve hak kayıpları yaşayan depremzedeler savcılığa suç duyurusunda bulundu. Boşaltmak zorunda kaldıkları hasarlı konutları inşa edenler hakkında etkin bir soruşturma yapılmasını ve ilgililerin cezalandırılmasını isteyen depremzedeler bir yıldır yaşadıklarına isyan etti. İzmir Bayraklı Adliyesi önünde toplanan deprem mağdurları, avukatları aracılığı ile yargıya başvurdu. Avukat Nalan Özbek Akın, devletin evleri yıkılan ve hasarlı durumda olduğundan ötürü kiraya çıkan mağdurları yeniden ev sahibi yapmak için borçlandırmasına tepki gösterdi ve “Eşitlik istiyoruz. Sosyal devlet nerede?” diye sordu.

Akın, “Depremde 650’den fazla yapı ağır hasar aldı. Sağlam gözüken ve önlem alınmaz ise yine büyük bir depremde yüzlerce kişiye mezar olacak çok sayıda apartman var. Bugün bu bölgede 5000’den fazla kişi depremzede olarak hâlâ bekliyor. Devam eden davalarda eksik soruşturma yapılıyor. Çünkü ağır hasarlı durumda olan ancak insanlara mezar olmayan binalarla ilgili suç duyurularından ses seda yok. Aileleri parçalayan, insanları evsiz ve perişan bırakan bu binaları kim yaptı? Savcılık makamı diğer depremzedeler ölmediği için mi resen harekete geçmiyor?” dedi.

Depremzedelerin yaşadıkları hak kayıplarının gün geçtikçe arttığına dikkat çeken Akın ayrıca şunları ifade etti: “Depremzedelere ev yapıyoruz diyerek özel proje alanları seçtiler. İtiraz ettik, bizi proje alanından çıkartın dedik. Kabul etmediler, önümüze kredi sözleşmeleri koydular. İmzalayın yoksa hak sahibi olamazsınız dediler. Ne kadar ödeyeceğimizi bilmeden borçlanıyoruz. Belediye yeni plan yaptı, biz üzerine müteahhitten para alacakken şimdi kentsel dönüşümle 20 yıl borçlanıp yeniden ev alıyoruz. Sosyal devlet yok. Hazırlanan imar planları askıdayken temel attılar. Proje alanı dışında kalan depremzedeler mağdur, insanlar müteahhitlerin insafına kaldı. Bu yapılan mülkiyet hakkının, eşitlik ilkesinin ihlalidir. İtiraz ediyoruz, haklarımızın takipçisi olacağız.”