Halkevleri üyeleri, Hopa Belediyesi önünde toplandı. Eylemciler, “Kavgamızın bayrağı halkın hakları”, “Saraya kul, sermayeye köle olmayacağız”, “Saraya değil, emekçiye bütçe”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Parasız eğitim, parasız sağlık”, “Reşit Kibar ölümsüzdür” ve “Maden yasası geri çekilsin” sloganları attılar.
“SERMAYE DÜZENİNE KARŞI HALKIN SÖZÜNÜ HAYKIRMAYA GELDİK”
Hopa Halkevleri adına konuşan Canan Topaloğlu, ülkede derinleşen ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunlara dikkati çekti. Topaloğlu, yaşam koşullarının giderek ağırlaştığını ve halkın temel haklarının baskı altında olduğunu belirtti.
“Bugün buraya yaşamlarımızı kuşatan, bizi her gün biraz daha yoksullaştıran; insan haklarının, demokrasi ve özgürlüklerin elimizden alındığı, adalet ve hukuk sisteminin siyasi bir sopaya dönüştüğü, gençlerin ve kadınların geleceksiz bırakıldığı bir düzene karşı sözümüzü haykırmaya geldik" ifadelerini kullanan Topaloğlu, ormanların ve suların talana açıldığığını, gençler ve kadınların güvencesiz bırakıldığını belirtti ve "İnsanca yaşamak istiyoruz" dedi.
Topaloğlu, şöyle konuştu:
"Türkiye, hak ve özgürlüklerin baskı altına alındığı, toplumsal haklarımızın piyasaya teslim edildiği, emekçilerin, kadınların ve çocukların yaşam hakkının güvencede olmadığı büyük bir karanlığın içinden geçiyor. Tam da böyle bir dönemde Meclis'te 2026 bütçesi tartışılıyor. Bu bütçe yalnızca rakamlardan ibaret değildir; nasıl bir ülkede yaşayacağımıza karar verecek siyasal bir tercihtir. Eğer işçiler her gün iş cinayetlerinde hayatını kaybediyorsa, ücretler açlık sınırında tutuluyorsa, kadın cinayetleri durdurulamıyorsa, eğitim ve sağlıkta her gün bir skandal patlıyorsa bunun tek bir nedeni vardır: Bu ülkenin iktidarı, sermayenin çıkarını halkın yaşamının önüne koyuyor."
“ŞAVŞAT'IN, MURGUL'UN, ARHAVİ’NİN SORUNU BİZİM SORUNUMUZDUR”
Halkevleri Bölge Temsilcisi Kamil Ustabaş da konuşmasında Artvin ve Türkiye genelinde yürütülen madencilik projelerine tepki gösterdi. Ustabaş, bu projelerin yaşam alanlarını yok ettiğini belirterek, ortak mücadele çağrısı yaptı.
Ustabaş şöyle konuştu:
“Artvin’de ve Türkiye’nin dört bir yanında madencilik faaliyetleriyle bizleri yaşam alanlarımızdan söküp atmaya çalışanlar, sermayeyle el ele verip tüm yaşam alanlarımızı gasbedenler şunu unutmasın: Bugün bu mücadelenin mayasını 2011’de Metin Lokumcu’dan ve kendi köyünde bir tek ağaç yıkılmasın diye yaşamını feda eden Reşit Kibar’dan alıyoruz.
Bugün Arhavi’de, Borçka’da, Murgul’da, Şavşat-Bazgiret’te toprağın her yanında maden çalışmaları yürütülüyor. Hopalılar buna sessiz kalamaz. Çünkü bu çalışmalardan etkilenen ilçelerde olanlar, yakın zamanda Hopa’da da başlayacak. Murgul’daki siyanürlü altın ayrıştırması yalnızca Murgulluları değil, tüm Karadeniz’i etkileyecek; sularımıza karışacak, bitkileri yok edecek ve biz yaşamak için mücadele ederken daha da yoksullaştırılacağız.
Bu yüzden Şavşat’ın sorunu bizim sorunumuzdur, Murgul’un sorunu bizim sorunumuzdur, Arhavi’nin sorunu bizim sorunumuzdur ve biliyoruz ki halklar yan yana geldiğinde, yoksullar ve ezilenler birleştiğinde ne sermayenin programları ne de sarayın programları hayata geçer. Geçirtmeyeceğiz. Buna cesaret ediyoruz, buna cüret ediyoruz.”