Onu anmanın derin bir özlem duygusunu beraberinde getirdiğini söyleyen gazetemiz yazarı eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, “Cumhuriyet yazarı olmadan önce de sonrasında da birlikte çalıştığımız çok zaman oldu, yazdıkları kadar yazdıklarının hedefi de çok güçlüydü” dedi.
O hedefin Atatürk ilkelerine bağlı bir uygarlık çizgisi içinde, dünyadaki ekonomik ve sosyal gelişmeleri de göz önünde tutarak ülke kalkınmak” olduğuna dikkat çeken Öymen, “O hedefin gereklerini yerine getirirken mizah gücünü de muhafaza ettiğini belirtmeliyim. Dönemin olayları üzerinde görüş alışverişi yaparken esprileri hiç eksik olmazdı” ifadelerini kullandı.
‘UZUN UZUN DİNLERDİ’
Selçuk’un en ayırt edici yönlerinden birisinin, dinlemeyi bilmesi olduğuna değinen gazetemizin yazarı Nilgün Cerrahoğlu, “Merak ettiği, ilgi duyduğu, değer verdiği insanların fikirlerini, anlattıklarını uzun uzun dinlerdi. Babıâli’deki tarihi Cumhuriyet binasında, İlhan Selçuk’un odasında yaptığımız sohbetleri hatırlıyorum. Çoğu zaman biz, bizler anlatırdık, o dinlerdi. Hayatımın sonraki yıllarında ‘dinleyen insanların’ özellikle de Türkiye’de ne kadar ender olduğunu ve bunun ne büyük bir bilgelik ölçüsü olduğunu anladım” ifadelerini kullandı.
Selçuk ile son yıllarında daha sık görüşür olduklarını belirten Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve gazetemiz yazarı İrfan Hüseyin Yıldız, “İlhan abi ne zaman çağırsa giderdim, sohbet masası kurulurdu. Doğal olarak, ortamda bulunanlar her zaman İlhan abiyi masanın kutup yıldızı gibi dinlerlerdi. Cumhuriyet Devrimlerinin ve Anadolu Aydınlanmasının bilge kişisini dinlemek ve onunla sohbet etmek, her zaman benim düşünce dünyamı derinleştirirdi” dedi.