Madenlerdeki denetim zaafiyeti: ‘Daimi nezaretçinin ekonomik bağımsızlığı sağlanmalı’

Madenlerdeki denetim zaafiyeti: ‘Daimi nezaretçinin ekonomik bağımsızlığı sağlanmalı’

5.12.2025 04:00:00
Güncellenme:
Emirhan Çoban
Takip Et:
Madenlerdeki denetim zaafiyeti: ‘Daimi nezaretçinin ekonomik bağımsızlığı sağlanmalı’

Türkiye’de madencilik denildiğinde akla göçükler ve yetersiz denetim geliyor. TMMOB Maden Mühendisleri Odası, daimi nezaretçilerin maaşını işverenden almasının denetim gücünü zayıflattığını vurguluyor. Mühendislerin ekonomik bağımsızlığını sağlayacak bir havuz sistemi öneriliyor.

Türkiye, madencilik denildiğinde ya göçükler sonucu yerin yüzlerce metre altında kalan emekçilerle ya da dağıtılan ÇED raporlarıyla akla geliyor. TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Veyis Sır, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında Türkiye’deki madencilik faaliyetlerini değerlendirdi.

Sır, maden mühendislerinin Maden Kanunu kapsamında sahalarda ‘Daimi Nezaretçi’ olarak görev yaparak faaliyetleri incelediğini, aksaklıkların giderilmesini sağladığını anlatarak “Ancak daimi nezaretçi maaşını işverenden alıyor. İşverenden maaş alarak işverene veya işletmeye bir yaptırım uygulaması oldukça zor, hatta imkansız. Burada daimi nezaretçinin maaşını bağımsız bir havuzdan alacağı yani ekonomik bağımsızlığını sağlayacak bir sistem oluşturulmalıdır” dedi. 

Türkiye, madencilik denildiğinde ya göçükler sonucu yerin yüzlerce metre altında kalan emekçilerle ya da dağıtılan ÇED raporlarıyla akla geliyor. Madenlerde etkilenen köylüler, yok edilen ağaçlar, zarar gören verimli tarım arazileri de yanlış veya eksik planlanmış madencilik anlayışının kurbanı oluyor. TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Veyis Sır, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında Türkiye’deki madencilik faaliyetlerini gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendirdi. 

‘KAMU DAHA ETKİLİ OLMALI’

Türkiye’de madenciliğin son yıllarda “ciddi maden faciaları” ile anıldığını belirten Sır, “Özellikle Soma, Ermenek, Amasra ve son olarak İliç'te meydana gelen kazalarda maden emekçilerimiz hayatını kaybetti. İşçi sağlığı ve iş güvenliğini önceleyen, çevresel duyarlılıkları gereklilikleriyle yerine getiren bir madencilik paradigması oluşturmak gerekiyor. Bu da madencilik sektörünün tüm bileşenlerinin katılımı ve katkısı ile mümkün olabilir” dedi. Madencilik sektöründe kamunun üretim ve denetim aşamasındaki rolünün daha etkili olması gerektiğini vurgulayan Sır, madencilik politikalarının bu doğrultuda geliştirilmesi gerektiğini söyledi. 

‘ARTIK İNSAN KAYNAĞI SAĞLAYAMIYORLAR’

Madencilik noktasında ETİ Maden, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) gibi kamu kurumlarının aynı zamanda okul görevi görmesinin gerektiğini belirten Sır, “Geçmişte böyleydi. Bu kurumlarda yetişen mühendisler, madenciler  kamudan aldıkları bilgi ve tecrübeyi özel sektöre aktarıyorlardı. Ancak bu kurumların sahalarını farklı yöntemlerle özel sektöre devretmeleri neticesinde üretimden çekilmeye başladıklarını görüyoruz. Burada kurumlarımız geçmişte sektöre sağladıkları insan kaynağını bugün sağlayamıyorlar artık” dedi. 

DAİMİ NEZARETÇİ, PARASINI İŞVERENDEN ALIYOR

Maden mühendislerinin Maden Kanunu kapsamında sahalarda ‘Daimi Nezaretçi’ olarak görev yaparak faaliyetleri incelediğini, aksaklıkların giderilmesini sağladığını aktaran Sır, “Ancak daimi nezaretçi maaşını işverenden alıyor. İşverenden maaş alarak işverene veya işletmeye bir yaptırım uygulaması oldukça zor, hatta imkansız. Burada daimi nezaretçinin maaşını bağımsız bir havuzdan alacağı yani ekonomik bağımsızlığını sağlayacak bir sistem oluşturulmalıdır. Böylece ekonomik bağımsızlığı olan daimi nezaretçinin bu görevi yerine getirirken işletme üzerindeki yaptırım gücü de artacaktır” ifadelerini kullandı. 

‘ÇEŞİTLİLİK AÇISINDAN ZENGİNİZ ANCAK...’

Türkiye’nin coğrafyasının maden çeşitliliği açısından oldukça zengin olduğunu söyleyen Sır, “Ancak madenlerimizin yüksek oranda ham madde olarak yurtdışına ihraç edildiğini görüyoruz. Kendi madenimizi kendi sanayimizde işleyecek bir politika oluşturmalıyız. Böylece madenlerimizin ülke ekonomisine sağlayacağı katma değer de çok daha fazla olacaktır. Ulusal bir madencilik politikası oluşturmamız şart. Böylece hangi madenleri hangi oranda üreteceğimizi belirlemeli, madenciliğimizin ülke sanayisi ile entegrasyonunu sağlamalıyız. Maden Kanunu ve Yönetmeliği'ni de oluşturulacak ulusal madencilik politikasına uygun hale getirecek çalışmalar planlanmalıdır” diye konuştu.