Ekonomik kriz ve derinleşen yoksulluk sebebiyle okullara yemek götüremeyen ve kantin fiyatlarına yetişemeyen çocuklar bir bir örgün eğitimden çıkıyor. Açlık sınırının altında kalan asgari ücret ile geçinmeye çalışan alt gelir grupları çocuklarının okul masraflarını karşılayamadıkları gibi okula yemek göndermekte de zorlanıyor. Öyle ki çocuklar okullarda açlıktan bayılıyor ve ilköğretimin son yılından başlayarak işgücüne katılmaya yöneliyor.
2022 Yılında Ekmek ve Gül dayanışma ağının başlattığı “okullarda bir öğün ücretsiz yemek” kampanyasına çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve dernek katıldı. Kampanyaya destek veren Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği 2023 Kasım’ında Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) açtığı dava ile okul öncesi çocuklara ücretsiz yemek verilmesi talebinde bulundu. MEB bu talebi okul öncesi eğitimin zorunlu olmaması gerekçesiyle reddetti. Hukuki süreç devam ederken dernekler ve dayanışma ağları 3 Aralık günü saat 09.30’da, duruşma öncesi yurttaşları Ankara Danıştay 8. Dairesi önünde yapılacak basın açıklamasına çağırdı.
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan ve okul öncesi eğitim çağında bir çocuk sahibi aynı zamanda dernek üyesi Nejla Akyıldız 2023’te açtıkları dava ile hukuki mücadeleyi sürdürüyor.
ÇOCUKLAR ÖRGÜN EĞİTİMDEN ÇIKIYOR!
Konuya dair Cumhuriyet’e açıklama yapan Adile Doğan, “Çocuklarda yetersiz beslenme sebebiyle, bodurluk artıyor. Akran baskısı yaşayan ve okullarda bayılan çocuklar örgün eğitimden uzaklaşıyor. Bu talep her geçen gün daha acil hale geliyor” dedi.
TÜİK’in 2024 rakamlarına göre,
-7 milyon 39 bin çocuk, yani her üç çocuktan biri (yüzde 31,9) yoksulluk içinde, günde en az bir kez taze meyve ve sebze tüketimi yapamayan çocukların oranı ise yüzde 10.
-Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na göre 5 yaş altı çocuklarda bodurluk yüzde 10.
-2024-2025 eğitim-öğretim dönemine ait Milli Eğitim İstatistikleri’nde ise Türkiye’de zorunlu eğitimde olması gereken 611 bin 612 çocuğun okul dışında olduğu görülüyor.
-TÜİK’e göre 15–17 yaş aralığındaki çocukların ise yaklaşık yüzde 25’i işgücüne katılmış durumda.
"ÖĞRETMEN AĞLAYARAK YARDIM İSTEDİ"
Doğan, rakamların “korkunç bir tabloya işaret ettiğini” belirtti ve şöyle devam etti, “Ağustos-Eylül aylarında sadece bir mahalleden bin 200 veli çocuğuna okul yemeği sağlayamayacağını söyleyerek derneğimize başvurdu. Açlıktan bayılan çocuklar var. Tokasını yanındaki arkadaşına verip yemeğini paylaşmasını isteyen çocuklara şahitlik ettik. Bize ağlayarak gelen bir öğretmen sınıfının yarısının okula yemek getiremediğini, kendisi evden börek yaparak götürdüğünü ancak ekonomik olarak artık bunu karşılayamadığını söylemiş bunun duygusal yükünü kaldıramamıştı.”
Doğan’ın aktardığına göre, birinci sınıf ile dördüncü sınıf arasındaki çocukları aileler “bayat simit ile kandırılabiliyor” ancak çocuk büyüyüp dünyayı anlamlandırmaya başladığında okula yemek götürememeyi kabul etmiyor ve işgücüne katılmaya yöneliyor. Liselerde tablo daha karanlık. Mayıs’ın son haftasına yakın lisenin ilk yılından itibaren iş bulma talebiyle derneğe başvurular yoğunlaşıyor.