Cumhuriyet TV'de Tom Barrack'ın sözlerini ve dün gerçekleşen Erdoğan-Trump görüşmesini yorumlayan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, "Meşruiyet halktan alınır, Türkiye’nin imajı zedeleniyor” dedi.
Kalaycıoğlu, bu çıkışın iç işlere müdahale görüntüsü verdiğini belirtti. “Meşruiyet ABD başkanından değil, halktan alınır. Liberal demokrasilerde yönetme yetkisinin kaynağı serbest ve adil seçimlerdir. ‘Meşruiyet’ ifadesi Türkiye açısından sorunlu bir imaj yaratır. Muhalefet de haklı olarak ‘ABD’den değil sandıktan gelir’ diyerek tepki gösterdi.”
'İKNA GÜCÜ AZALIR'
Kalaycıoğlu, bir devletin dış politikadaki ağırlığının doğrudan içerdeki demokratik meşruiyetle bağlantılı olduğuna işaret etti:
“Meşruiyeti tartışılan hükümetlerin sözü daha az dinlenir, ikna kabiliyeti azalır. Bu da daha fazla kuvvet kullanımını beraberinde getirir. Güçlü devlet, meşruluğu tartışılmayan devlet demektir.”
'TRUMP KENDİ MAĞDURURİYETİNİ ANLATTI'
Siyset Bilimci Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Trump’ın 'şaibeli seçim 'sözlerinin esas olarak 2020’de kaybettiği seçimlerle ilgili olduğunu söyledi. “Trump, 2020 seçimlerinde hile yapıldığını iddia etti. Açtığı 60’a yakın davanın çoğu kendi atadığı yargıçlar tarafından reddedildi. Buna rağmen bu iddiayı sürdürüyor. Erdoğan’a dönük çıkışı, aslında kendi mağduriyet anlatısını güçlendirmek için kuruyor.” dedi.
SULTANİZM VURGUSU
Kalaycıoğlu, 2017 referandumu ile Türkiye'deki sistem değişikliğine dikkat çekerek, "2017 referandumu ile Türkiye, ‘sultanizm’ denilen kişiselleşmiş yürütme modeline geçti. Yasama ve yargı bağımsızlığı büyük ölçüde aşındı. Kuvvetler birliği tek kişinin takdirinde toplandı" dedi.
Kalaycıoğlu, muhalefete dönük yargı hamlelerini de “lawfare” (hukuk yoluyla siyasal mücadele) olarak nitelendirdi. Yargı kararlarının partizan siyasetin aracı haline geldiğini vurgulayarak, bunun demokrasiyi zedelediğini ifade etti. Seçimlerin eşit koşullarda yapılması ilkesinin ortadan kaldırılarak, adil rekabetin imkansız hale geldiğini belirtti.