Soyer’den Buca Cezaevi alanı çıkışı: Gerekirse orada ölürüz!
AKP’nin yıkılan Buca Cezaevi alanına AVM ve ticaret alanı yapma projesi hakkında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bazı meseleler var ki bıçak kemiğe dayanıyor. Mücadele anlayışınızı o an bırakıp çıtayı başka bir yere taşımanız gerekiyor. Bunlardan birisi, Nae Sao Paulo gemisinin Aliağa’ya gelmesi süreciydi. ‘O gemiyi İzmir’e sokmayacağız’ dedik. Getirtmedik, geri döndürttük. Buca Cezaevi’nin yıkıldığı yere ticaret alanı verdiler. Kamunun olan bir şeyi özel mülkiyete çevirdiler, ‘Yaptırmıyoruz’ dedik, gerekiyorsa orada ölürüz. Yine söylüyorum yaptırtmayacağız” diyerek kararlılık mesajı verdi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi tarafından düzenlenen yerel yönetimler konferansına katıldı. “Gerçekten zor ve çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz” diyerek konuşmasına başlayan Soyer, “Merkezi bütçe gelirlerinden yerel yönetimlere aktarılan payın gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olduğunu, 2017’de değişen sistemle durumun çok daha vahim bir hal aldığını ifade etti. Başkan Tunç Soyer, “Burada kişi veya kişilerden bağımsız olarak temel sorun, sistemin bizzat kendisi. Çünkü bu sistem, demokrasinin değişen ve gelişen ruhuna aykırı. Bana göre bugün ülkemizdeki yoksulluğun, adaletsizliğin, eşitsizliğin ve sosyal bunalımların özünde, her gün derinleşen demokrasi krizi var. Demokrasi farklılıklara saygıyı esas alan, sosyal adaleti, toplumsal barışı ve bir arada yaşamı mümkün kılan sistemdir” dedi.
DİRENÇLİ KENT VURGUSU
Yerel yönetimlerin geçmişin belediyecilik anlayışından çok daha büyük bir sorumluluk üstlendiğini söyleyen Soyer, “Biz İzmir’de şehrimizin yerel değerlerini ve gücünü doğru yöneten bir ‘ekonomik iklim’ inşa ediyoruz. Bu iklimin oluşabilmesinin temel bir şartı var: Demokrasi. Demokrasi olmadan bir ülke ekonomisi belki bir noktaya kadar büyüyebilir. Ne var ki demokrasi olmadan büyüme, yalnızca bir avuç insanın ülkenin tüm zenginliğinden faydalanması anlamına geliyor. Bu nedenle İzmir’deki tüm çalışmalarımızın ana omurgası refahı büyütmek ve adil paylaşımını sağlamak. Amacımız, açlık, yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik, toplumsal kutuplaşma ve iklim krizine karşı dirençli bir İzmir inşa etmek. Bunun yolunun da çokluk içinde birlik olmaktan, yani dayanışma, paylaşım ve ortak akıldan geçtiğini biliyoruz” dedi.
“UMUDU ÖRGÜTLEYECEĞİZ”
Başkan Soyer demokrasiyi egemen kılmak için güçler ayrılığına dayanan ve demokrasinin tüm ilkelerini kapsayan yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç olduğunu söyleyerek “Altılı masa tarafından sunulan güçlendirilmiş parlamenter sistem tam da bu ihtiyaca yanıt vererek umudumuzu çoğaltıyor. Birbirinden çok farklı siyasi partilerin ülkemizin geleceği adına aynı masa etrafında buluşması işte bu nedenle çok kıymetli. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girdiğimiz 2023’te yerelden merkeze, yani meydanlarımız ve sokaklarımızdan başlayarak tüm ülkeyi dönüştürecek bir sistemi hep birlikte inşa etmek mümkün… Ülkemizin geleceği ve gençliği için, yüz yıl önce olduğu gibi bir kere daha umudu örgütleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BU VATANI BETONA, MADENLERE BIRAKMAMAK İÇİN”
Zeytinlik alanlarda madenciliğin önünü açan kanun teklifi hakkında da konuşan Soyer, “Üreticimize 2 milyon 500 bin zeytin fidesi, 2 milyon civarında da meyve fidesi dağıtmışız. Toplam 4.5 milyon. Son 13 yıla baktığımızda, son üç yılda bu sayıyı artırmışız. Bunu neden yapıyoruz? Bu vatanı betona, madenlere bırakmamak için. İzmir'i korumaya devam edeceğiz. Ben her ne yapıyorsam bunun Türkiye'nin her yerinde uygulanabilir olmasını arzu ediyorum. Bu şekilde yerelden yayılan, bütün Türkiye'yi, memleketi değiştiren sonuçlar almak mümkün” dedi.
BUCA BETON OLMAYACAK
Başkan Soyer, Buca Cezaevi alanına ilişkin de şunları söyledi: “Bazı meseleler var ki bıçak kemiğe dayanıyor. Orada sürdürdüğümüz mücadelede çıtayı başka bir yere taşımak gerekiyor. Bunun iki örneği var. Biri asbestli Sao Paulo gemisi. Getirtmeyeceğiz, İzmir'e sokmayacağız, dedik ve getirtmedik. Şimdi ikinci bir şey yaşıyoruz. Buca’da cezaevinin yıkıldığı alanda mülkiyet el değiştirdi. Kamunun olan bir şeyi özel mülkiyete çevirdiler. Orada imalat yapmaya çalışıyorlar. Gerekiyorsa orada ölürüz. Dedik ki yaptırtmayacağız. Yine söylüyorum yaptırtmayacağız” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt