Sporun gücü

Spor dünyamız da ülkemizdeki başarısız ve beceriksiz ekonomik yönetim yüzünden zor günlere gebe. 

Tarihi zirveler yapan döviz yüzünden, artık flaş transferler yapmak için kulüp yönetimlerinde mangal gibi yürek gerek. 

Ama takımlara da transfer gerek. Dövizdeki artış jet hızıyla gittiği sürece, futbolda öncelikle taraftarların, sonra da teknik adamların "bu takıma takviye gerek" söylemleri ütopik bir istekten öte gitmeyeceğe benziyor.

Basketbolda ise otoriteler, "Euroleague'i iyi seyredin. Bu Türkiye adına finallere giden takımlar için son sezon olabilir" yorumunda bulunuyorlar. Diğer kupalardaki ekiplerimiz için de başta Pınar Karşıyaka olmak üzere aynı tehlike söz konusu.

Voleybolumuzu Avrupa'dan aşırıp dünya düzeyine taşıyan başta kızlarımız olmak üzere, ay yıldızlı sporcularımız gururumuz ve umudumuz olsa da, Avrupa ve dünya yıldızlarını bünyesinde barındırıp uluslararası alanda şampiyonluk kovalayan ekiplerimizin de başı dertte.

Tehlike atletizmden de teğet geçmeyecek.    

Federasyonların ise henüz bu konuda kılını kıpırdatmaya niyetleri yok gibi. Yabancı sayıları yerinde duruyor.  

Sporda da "yap-işlet-devret" yöntemiyle alt yapılara yatırım yapmak yerine, sadece "bas parayı kullan at" hovardalığı gözde.

Tüm bunların ötesinde sorunların üstesinden gelebilecek sporun kendi özgücü var. Geçen sezon Elazığ'da isimsiz bir genç ay yıldızı kurtarıp, takımını sırtlıyor, 83 milyona umut kapısı olabiliyor. Avrupa'nın transfer gündemine giriyor. 

Avrupa'daki futbolcularımız ve sporcularımız ülkeden ülkeye dolaşıp başarıdan başarıya koşuyorlar. 

İşaret ettikleri yön, günü kurtaracak çözümler yerine başarıya giden gerçek adres yani sporun gücü.

Sporun gücü sadece bununla kalmıyor. Sosyal sorunların da çözüm kaynağı. Devletin sağlık sisteminin adeta kaderlerine terkettiği SMA hastalarının da umut kaynağı sporun gücü.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Masterler ve Veteranlar Federasyonu, Göztepe kulübünün himayesinde Tip 1 SMA hastası Duru Meriç için Gürsel Aksel Stadı'ndaydı. Milletvekillerinden, yabancı sanatçılara, eski futbolculardan, rektörlere, belediye başkanlarına çaresiz aileye destek olabilmek için sahaya çıktılar.

Duru'nun vakti kalmamış. 2 milyon dolarlık gen tedavisi için sadece yarım kg daha almaması gerekiyor.

Organizasyonlar başladıktan sonra bağış miktarı yüzde beşlerden % 82'ye çıktı.

Biz de "Futbol Dosyası" programında, EGE TV'de Göztepe Başkan Vekili Talat Papatya ve yorumcularımız Fatih Tanfer ve Yücel Çağatay ile birlikte bu anlamlı ve zor savaşıma bir TV programı ile katkı koymaya çalıştık. "Duru'ya ses ve nefes ol" diyerek, "DURU yaz 1704'e mesaj at (Turkcel-Telekom) " sloganıyla ekrandaydık.

Güvendiğimiz, sağduyu ve Türk Ulusu'nun zor günlerde birleşebilme yeteneği ve bu konuda başı çeken, taraftarın ve sporun gücü idi. Dileriz başarırız.