Türkiye’de kadın cinayetleri önlenemiyor, şüpheli kadın ölümleri ise her geçen gün artıyor. Son dönemde kadınlar, evlerinde ölü bulunuyor ya da yüksekten düşerek yaşamını yitiriyor. Hukukçular, şüpheli kadın ölümlerinde etkin soruşturma yürütülmesi konusunda çağrıda bulundu.
İki günde yaşanan olaylar ise şu şekilde: 2022’de Avukatlar Günü etkinliğine bebeğiyle katıldığı anlarla hatırlanan avukat Selda Özkan İlte, Edirne’de çalıştığı bürodan düşerek hayatını kaybetti.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı’nda görevli Özge Salman, evinde şüpheli şekilde ölü bulundu.
Van’da ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki Türkan Türkoğlu, evinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiş halde bulundu.
‘TESADÜF DEĞİL’
Avukat Süreyya Kardelen Yarlı, “Bu ölümlerin ortak noktası, kadınların ‘şüpheli’ şekilde yaşamını yitirmesi ve bu şüphelerin neredeyse tamamının toplumsal cinsiyet temelli risklerle örtüşmesi. ‘Evde ölü bulundu’, ‘Yüksekten düştü’ gibi ifadeler artık Türkiye’de kadınların ölüm biçimlerinin klişeye dönüşmüş anlatımları hâline geldi. Bu, tesadüf değil; sistematik bir sorunun dışavurumu. Soruşturmalarda ilk andan itibaren kadınların yaşam hakkını merkeze alan bir yaklaşım benimsenmeli” dedi.
“Olay yerleri titizlikle incelenmeli, deliller kaybolmadan toplanmalı, aile ve yakın çevre ilişkileri derinlemesine araştırılmalı” diyen Yarlı, “Şüpheli kadın ölümleri, sıradan bir ‘olay’ olarak değil, potansiyel bir kadın cinayeti olarak ele alınmalı. Son dönemde bu vakaların artmasının nedeni, aslında görünürlüğün artmasıyla birlikte sistemin eksiklerinin daha çıplak hale gelmesi. Kadına yönelik şiddetle mücadelede önleyici mekanizmalar yetersiz. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışın yarattığı zihinsel ve pratik geri çekilme, faillerin cesaret bulmasına, kadınların ise daha korunaksız kalmasına yol açıyor” ifadelerini kullandı.
‘CESUR BİR ADALET...’
Yarlı sözlerini şu şekilde noktaladı: “Devletin yapması gereken çok net: Etkin soruşturma, hızlı koruma tedbirleri, şiddet uygulayan veya potansiyel fail niteliğindeki kişiler için caydırıcı mekanizmalar, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin her alana yayılması ve kadınların beyanının esas alındığı bir adli yaklaşım.Bu ölümlerin ‘şüpheli’ kalmasını değil, gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayacak cesur bir adalet mekanizmasına ihtiyaç var.”