Nalbantoğlu, Türkiye'nin “çocukluğunu yaşayamayan çocuklar ülkesi” haline geldiğini söyleyerek, “AKP’nin izlediği politikalar sonucu, çocuklarımız yalnızca açlıkla değil, aynı zamanda yoklukla, eşitsizlikle ve geleceksizlikle mücadele etmek zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
OECD’nin raporuna göre Türkiye'de 6,5 milyon çocuk aşırı yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veriyor. Nalbantoğlu, “Türkiye, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu ülkelerden biri. Bu tablo, çocuklarımızın gelişimini doğrudan tehdit ediyor” dedi.
TÜİK verilerine göre, çocuk nüfusun işgücüne katılma oranı yüzde 24,9’a çıkarken, her dört çocuktan biri protein içeren gıdalara ulaşamıyor. Nalbantoğlu, “Et, tavuk, balık gibi besinler 4,4 milyon çocuk için lüks. 2 milyon çocuk taze meyve ve sebzeye ulaşamıyor. 2,2 milyon çocuğun oyuncağı bile yok” diye konuştu.
“Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma Riski Altında Olan Çocuklar” sıralamasında ise Türkiye üçüncü sırada olduğunu belirten Nalbantoğlu, “Yapılan araştırmalara göre, ülkemiz Avrupa ülkeleri arasında çocuklar açısından üçüncü sırada. Bu tablo kabul edilemez. Çocuk yoksulluğuyla mücadele etmek, bu ülkeyi yönetenlerin öncelikli görevi olmalıdır” çağrısında bulundu.
“ÇOCUKLAR İŞÇİLEŞTİRİLİYOR”
Kadınları ve Çocukları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Aslı Sarı da çocuk yoksulluğuna dikkat çekti. Sarı, “Çocuk yoksulluğunun en yakıcı sonuçlarından biri çocuk işçiliği. Çocuklar fiziksel, duygusal, bilişsel ve ruhsal olarak sağlıklı gelişemiyor” dedi.
Birçok çocuğun temel ihtiyaçlara ulaşamadığını vurgulayan Sarı, “Çalışmayan ama okula giden çocuklar beslenme götüremiyor. Saatlerce aç kalıyorlar. Bu büyük bir eşitsizlik. Toplum olarak çocuklarımızın ihtiyaçlarına arkamızı dönemeyiz” diye konuştu.
Sarı, çocuklar için sosyal adaletin sağlanması ve eşit fırsatların sunulması gerektiğini belirterek, “Sağlıklı bir toplum ancak sağlıklı büyüyen çocuklarla mümkündür. Bu nedenle etkin çözümler şart” dedi.