Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ beraberindeki parti heyeti ile birlikte Emekli Polisler Derneği Antalya Şubesi’ni ziyaret ederek emekli emniyet mensuplarıyla kahvaltı yaptı. Emekli Polisler Derneği Antalya Şube Başkanı Hanifi Eker, Özdağ’ın ziyaretine ilişkin şubelerini ilk kez bir siyasinin ziyaret ettiğini belirterek teşekkürlerini bildirdi.
Eker’den sonra konuşan Özdağ, iktidarın “Terörsüz Türkiye” olarak tanımladığı ikinci çözüm sürecine ilişkin şunları kaydetti:
“Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür, bölünemez. Milli Andın ilk cümlesi. Ne yazık ki şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne getirilen raporlarda, toplanan komisyonlarda, yapılan konuşmalarda milli sınırlar içindeki vatanın bölünmesi utanmazca konuşulabiliyor ve Türk vatanı üzerinde hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki bir komisyonda adeta ameliyat yapılıyor ve millet ikiye bölünmeye, devlet üniter yapısından çıkartılarak terör örgütü elebaşısı Öcalan’ın teorileri doğrultusunda parçalanmaya, bunun hukuki yapısı oluşturulmaya çalışılıyor”
“BİR AKIL TUTULMASI DEĞİL, BİR DEVLET ÇÖZÜLMESİ DÖNEMİ ADETA”
Özdağ, Şeyh Said hakkında kullandığı ifadeler gerekçe gösterilerek hakkında açılan davaya ilişkin de “Nasıl bir dönemden geçiyorsak Erzurum'da bir mahkeme benimle ilgili iddianame hazırlıyor. Suçum Şeyh Said'e küfretmekmiş, hakaret etmekmiş. Bir akıl tutulması değil, bir devlet çözülmesi dönemi adeta” ifadelerini kullandı.
"TÜRK TOPRAKLARI ÜZERİNDE BİR TEK KURUCU ÖNDER VAR”
Özdağ, Türk milletinin, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı “kurucu önder” olarak kabul etmeyeceğini belirterek şunları kaydetti:
“Öcalan'ın taleplerini Türk milletine yumuşatarak milleti kandırmaya çalışan siyasetçiler, bilin ki Türk milleti devletinden vazgeçmeyecek. Bilin ki Türk milleti, Atatürk'ün kurmuş olduğu cumhuriyeti parçalamanıza izin vermeyecek. Bilin ki Türk milleti Abdullah Öcalan denilen narko-terör örgütü elebaşını ‘kurucu önder’ olarak kabul etmeyecek. Anadolu toprakları, Türk toprakları üzerinde bir tek kurucu önder vardır, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Başkası da yoktur.”
“TÜRK MİLLETİNE NASIL BİR TUZAK KURULDUĞUNU ANLATMAYA DEVAM EDİYORUZ”
Özdağ, Silivri Cezaevi’ndeki 5 aylık tutukluluk sürecini hatırlatarak şöyle konuştu:
“Antalya'da yaptığım bir konuşmadan ötürü bu sürecin başında 5 ay Silivri'de bir hücrede rehin tutuldum. Ben de bu rehinlik sırasında bu rehinliği İstiklal Harbi’mizin gazilerinin ve şehitlerinin, terörle mücadelenin gazilerinin ve şehitlerinin aziz anısına ve değerli varlıklarına saygı duruşu olarak gördüğümü söyledim. Silivri'den ceza alarak çıktıktan sonra ve tutuklandığım gün Ankara'da açılan 11 ayrı dava daha var. Şimdi bunlara girmeye devam ediyorum. Bunlarla yargılanmaya devam ediyorum. Çıktıktan sonra da Türkiye'yi adım adım dolaşarak, konferanslarla, panellerle Öcalan komisyonunda Türk milletine nasıl bir tuzak kurulduğunu anlatmaya devam ediyoruz”
“EMNİYET MENSUPLARININ EMEKLİ MAAŞI UTANÇ VERİCİ”
Emekli emniyet mensuplarının yaşadığı geçim sıkıntılarına da değinen Özdağ, şu ifadeleri kullandı:
“16 milyon emekli, dul ve yetim var. Almış oldukları maaşla geçinmeleri mümkün değil. Bütün hayatını namlunun ucunda tehlikeye atarak geçiren emniyet mensuplarının da emekli oldukları zaman almış oldukları maaş doğrusu utanç verici. Çünkü birçok değerli emekli emniyet mensubu tanıyorum ve bazılarıyla da birlikte çalışıyorum. Partimizde görevli olanlar doğrudan veya görevli olmayıp bizle birlikte çalışan emekli emniyet mensupları var. Onlar da bütün emeklilerin çekmiş olduğu sıkıntıları çok derinden çekiyorlar. Ama ülkemiz dokuz yıldan beri kötü ekonomik yönetim neticesinde fakirleşmenin, yoksulluğun arttığı bir ülke olmak durumunda “
“İKTİDAR KAYNAKLARI ZENGİNLERE DAĞITIYOR”
Özdağ, iktidarın bütçe yönetimini eleştirerek, “İktidar kaynakları zenginlere dağıtıyor, fakirlere dağıtmıyor. Memuruna sahip çıkmıyor, asgari ücretlisine sahip çıkmıyor, emekli dul ve yetimine sahip çıkmıyor” dedi.
“EMNİYET TEŞKİLATI AĞIR BİR BASKI ALTINDA”
Özdağ, emniyet mensuplarının geçim sıkıntısı nedeniyle intihar ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“Özellikle Emniyet Teşkilatı ağır bir baskı altında çünkü emniyette çalışan bir arkadaşımızın, Sular İdaresi’nde çalışan bir arkadaştan bilelim ki çalışma sistemi açısından çok büyük farkları var. Ve bu olağanüstü bir iş yükü oluşturuyor. Her gün üç memur arkadaşla çalışıyorum. Kendi hayatları yok. Ben yattıktan sonra yatıyorlar. Ben kalkmadan kalkıyorlar. Ben nereye gidersem benimle geliyorlar. Ve bu bir emniyetçinin hayatı. Koruma şubede olmayıp başka bir şubede de olsalar, size anlatmama gerek yok, biliyorsunuz. Bu çok ağır bir hayat. Bunun karşılığını alıyor mu görevdeki de emeklisi de? Hayır almıyor. Şimdi polisteki intiharları biliyoruz arkadaşlar. Bu intiharlar da ne yazık ki geçim sıkıntısından dolayı. Sanal kumarın yol açtığı intiharları da biliyoruz”
Özdağ, emniyet mensuplarında aidiyet duygusunun azaldığını öne sürerek şu ifadeleri kullandı:
“Emniyette aidiyet duygusunun nasıl azaldığını gözlememek mümkün değil. Kurumsal yapının zayıfladığını görmemek mümkün değil. Şimdi yeni bir değişiklik yapılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, başkanlık olacakmış. Hadi hayırlısı. Endişeyle izliyoruz. Çünkü kurumsal hafıza çok önemlidir aidiyet açısından ve Bazı görevler vardır ki, aidiyet olmadan yapılmaz. Askerlik böyle bir görevdir. Polislik böyle bir görevdir. Aidiyet duygusunun güçlü olması gereken bir görevdir. Bundan dolayı endişemiz büyük.”
Emekli Polisler Derneği Antalya Şube Başkanı Hanifi Eker, ziyarette Özdağ’a ve Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Musa Ertugan’a plaket takdim etti.