Özellikle yapay zekâ destekli sohbet botları ve dijital terapi uygulamaları, psikolojik destek arayan milyonlarca kişi için yeni bir umut kapısı olarak sunuluyor. Ancak bu dijital terapistlerin etik sınırları, bilimsel geçerliliği ve insan temasının yerini ne ölçüde doldurabileceği hâlâ tartışmalı.
‘KRİZ ANINDA YARARLI’
Cumhuriyet’e konuşan Türkiye Psikiyatri Derneği Psikiyatride Yapay Zekâ ve İnsanMakine Etkileşimi Çalışma Birimi üyesi Doç. Dr. Alişan Burak Yaşar, yapay zekânın ruh sağlığı profesyonelleri için bir rakip değil, güçlü bir yardımcı olduğunu belirterek “Özellikle idari yükleri azaltması ve seans dışı takip süreçlerini kolaylaştırması en büyük kazanım. Ses tonu, konuşma ritmi gibi dijital fenotipleme verilerinden duygu durum analizi yaparak terapiste gözden kaçabilecek ipuçları sunabilir. Kriz zamanlarında danışana hatırlatmalar yapabilir” ifadelerini kullandı.
Yapay zekânın en önemli katkılarından birinin ruh sağlığı desteğini coğrafi ve zamansal sınırların dışına taşıması olduğunu aktaran Yaşar, “Özellikle kırsal bölgelerde yaşayanlar veya uzmana ulaşmakta zorluk çeken kişiler bu araçlarla daha hızlı destek alabilir. Gece yarısı panik atak yaşayan bir danışan, terapistine ulaşamasa bile yapay zekâdan anında nefes egzersizi rehberliği alabiliyor. Bu, kriz anlarında önemli bir boşluğu dolduruyor” diye konuştu. Yaşar, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Yapay zekâ güçlü bir araçtır ama insani temasın yerine geçemez. Gelecek, ikisinin uyumlu bir işbirliği içinde olduğu hibrit modellerde.”