Günümüzde güzellik standartlarını yakalamaya çalışmak bazen yorucu olabilir ve çoğu zaman bizi bitkin hissettirip, tuhaf yöntemlere başvurmamıza yol açar.
Yüzümüzü kırışıklıklardan korumak için maske yapmak, cildimizi nemlendirmek için muz kabuğu veya salyangoz özü (mukusu) sürmek bu tuhaf yöntemlerden sadece ikisi.
Ancak bu yöntemlerin ne kadar etkili olduğu tartışmalı. Şüpheye düştüğümüzde bilime başvurmak ise en geçerli yöntem.
ÇEKİCİLİĞE DAİR BİLİMSEL YAKLAŞIMLAR
Öncelikle, güzellik ve çekiciliğin göreceli olduğunu ve kişiden kişiye değiştiğini unutmamak gerekir. Güzellik standartları, dünyanın farklı yerlerinde kültürlere göre şekillenir.
Örneğin, Çin’de ayak bağlama, Malavi ve Mentawai Adaları’nda diş sivriltme tercih edilen uygulamalardır.
Bilim insanları bugüne dek çekicilik üzerine sayısız araştırma yapmıştır. Örneğin, Portsmouth Üniversitesi’nden, psikoloji dalında öğretim görevlisi Dr. Ed Morrison, BBC Science Focus’a demecinde, "çekiciliğin evrimsel teorisinin, bireyin biyolojisine, hormonlarına, sağlığına ve genlerine dayandığını" ifade ediyor.
Ancak bu açıklama tek başına yeterli değil. Essex Üniversitesi’nden psikoloji dalında öğretim görevlisi Dr. Veronica Lamarche ise biyoloji ve kültürün nasıl birleştiğini vurguluyor.
“Çekicilik biraz da öznel bir deneyimdir,” diyor. “İnsanların çekici bulduğu bazı fiziksel özellikler, o dönemde avantaj sağlayan ya da sosyal olarak arzu edilen özellikleri yansıtıyor olabilir.”
Fakat daha çekici algılanmak istiyorsanız, adrenalin salgılatan bir şey yapın, mesela bir lunapark trenine binin, peki ama neden?
"ASMA KÖPRÜ" TEORİSİ
Bunun nedeni, ‘uyarılma atfının yanlış yönlendirilmesi’ teorisidir. Bu teori, fiziksel heyecanın romantik çekimle karıştırılabileceğini öne sürer.
1974 yılında yapılan bir araştırmada Lamarche, katılımcıların, bir tepeden diğerine uzanan ve sallanan bir asma köprüde ilerlerken, aynı deneyimi paylaştığı diğer kişiyi çekici bulduğunu, çünkü köprüdeki kaygının diğer kişiye duyulan çekimle karıştırıldığını açıklamıştır.
Bir dahaki sefere bir buluşma mekanı düşünürken aklınızda bulunsun!
Jessie J’nin 'Price Tag' şarkısındaki sözleri hatırlayalım: Çekicilik söz konusu olduğunda "her şey para değil."
Her ne kadar bazı çevreler bunu savunsa da, bu ancak, kadınların kendi banka hesaplarını açamadıkları için erkeklere bağımlı oldukları döneme ait bir metafor olabilir.
Lamarche, o dönemde kadınların "fiziksel güvenliği ve refahının tehlikede olduğunu" belirtiyor. Ancak günümüzde kadınlar kendi kararlarını verebilecek ve kendi servetlerini oluşturabilecek mali özgürlüğe sahip.
Zenginliğin çekiciliği artırdığına dair bir kanıt da yok.
ÇEKİCİ OLMANIN KÜÇÜK SIRRI
Dr. Morrison, fiziksel görünümün çekiciliği ölçmede özellikle kadınlar için o kadar da önemli olmadığını ve "kadınların yalnızca fiziksel çekiciliğe değil, kişilik özelliklere de öncelik verdiğini" belirtiyor.
Genelde insanlar çekicilik düzeylerinde denk partnerleri tercih ederler ve fiziksel olarak en çekici kişiyle birlikte olma eğiliminde değildirler.
Lamarche ve Morrison’un üzerinde hemfikir olduğu en önemli çekicilik unsuru ise basitçe "iyi bir insan olmaktır."
“İnsanlar, kendilerini güvende hissedecekleri ve güvenebilecekleri, ilgili partnerler ister,” diyor Lamarche ve şöyle devam ediyor, “Bu, çekiciliği en çok etkileyen unsurdur.”
Morrison ise şu altın tavsiyeyi veriyor:
“Daha çekici olmak için süper gizli bir teknik yok. Sevimli, nazik ve esprili olun; bu, kesinlikle işe yarar.”
